Advertisement

Mevsimsel olarak haziran aylarında negatif çıkan enflasyon, bu yılın haziran ayında yüzde 0.8'e yakın gerçekleşti. Döviz kurlarındaki sıçramanın anında tüketici fiyatlarına yansıdığı anlaşılıyor. Geçmiş yıllardaki haziran enflasyonlarının bir ortalamasını alırsak, aslında bu yılın haziran ayı enflasyonu, geçen yıllardaki düzeyin yaklaşık yüzde 1 kadar üzerinde. Beklentilerdeki kırılmalar genellikle belli düzeydeki gerçekleşmelerle oluyor. Örneğin, aylık enflasyonun haziran ayında sıfır çıkması ya da yüzde 0.1 kadar olması (beklenti bu düzeydeydi) beklentileri bozmayabilirdi. Ama, haziran gibi bir ayda yüzde 1'e yakın bir enflasyon beklentileri bozabilecek nitelikte. Benzer şekilde, doların 1.88 TL'den 1.89 TL'ye çıkması beklentileri değiştirmeyebilirdi, ama 1.90'ı geçmesi fiyatlandırma davranışlarını değiştirecek nitelikte oldu. Dolar kuru 2.00'ı bulursa, beklentiler ve fiyatlandırma
davranışlarında bir başka kırılma yaşayabiliriz. Merkez Bankası'nın yakından takip ettiği "H" ve "I" endekslerindeki aylık artış geçen yıl haziran ayındaki düzeyinde. Bu açıdan bakıldığında, temel enflasyonda bir kırılma yok gibi görünebilir. Gıda dışında işler normal denebilir. Enflasyon dinamiklerinde olumsuz bir değişme olmadığı iddia edilebilir. Ama, manşet enflasyon (ortalama tüketici fiyatlarındaki artış) beklentilerde kırılma yarattığında, önümüzdeki dönemde fiyat artışları "H" ve "I" endekslerini de olumsuz etkileyecektir. Kaldı ki, ekonomik birimler enflasyon beklentilerini manşet enflasyona bakarak oluşturuyor. İlk altı ayda ortalama tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 4 oldu. Hedeflenen enflasyon düzeyine çok yaklaştık. İki ay öncesine kadar yıl sonunda hedeflenen enflasyon civarında bir enflasyonun gerçekleşmesi gerçekçi gibi görünürken, şimdi hedefin bu yıl da ıskalanması kaçınılmaz gibi görünüyor. Yıllık enflasyon yüzde 8.3'e sıçradı. Mevsimsel olarak enflasyonun negatif çıktığı aylarda (haziran, temmuz ve ağustos) aylık enflasyonun yüzde 0.5 ile yüzde 1 arasında çıkması yıllık enflasyonu sonbahara kadar daha da yukarı çekecek gibi görünüyor.

Grafikte 2005 yılı başından bu yana aylık olarak tüketici fiyatları endeksindeki yıllık yüzde değişmeler gösteriliyor. Grafiğin ortasından geçen düz çizgi uzun dönemli enflasyon eğiliminin göstergesi. Son sekiz yılda yıllık enflasyonu yüzde 9 düzeyinden yüzde 7 düzeyine indirebilmişiz. Bu grafiği 2009 başından başlatsaydık eğilim göstergesi yüzde 7.3 düzeyinde yatay bir çizgi olacaktı. Yani, son dört yıldır enflasyonda bir ilerleme sağlayamamışız. Yüzde 7 civarında bir aşağı, bir yukarı enflasyon salınıyor. Enflasyonun yukarı gitmesi dövizdeki fırlamalarla dolaylı vergi oranlarındaki artışlardan kaynaklanıyor. Enflasyondaki düşüşler de, yükselen ayların yıllık hesaplamalardan çıkmasının sonucunda oluyor. Şimdi, yıllık enflasyonda eğilim üstü bir döneme girmiş durumdayız. Grafik, iki önemli gelişmeye işaret ediyor. Birincisi, nedenleri ne olursa olsun, Türkiye'de enflasyon çok oynak. Enflasyondaki oynaklık enflasyon beklentilerini olumsuz yönde etkiliyor. Fiyatlandırma davranışları radikal bir biçimde değişmeyerek enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor. İkinci önemli nokta hem enflasyondaki oynaklığı azaltmak hem de enflasyonu hedeflenen düzeylere çekebilmek için döviz kurlarında istikrarın sağlanması şart oluyor.