Advertisement


Hyperloop’un ne olduğunu biliyor musunuz?

Vakumlu bir tünelin içinde, mıknatıs gücüyle kayarak giden, yürüyen aksamı olmadığı için de çok yüksek sürate ulaşabilen bir tren ya da ulaşım aracı olarak özetleyebiliriz kendisini.

Tesla’nın kurucusu Elon Musk başta olmak üzere birçok büyük girişimcinin en büyük yatırım alanı burası.

Çünkü gerçek olabilmesi halinde, dünyadaki taşımacılık ve lojistik sektörlerini tamamen değiştirebilecek, dünyadaki tüm mesafeleri inanılmaz derecede kısaltabilecek bir proje. Karada uçak hızına, hatta daha üstüne çıkabilecek bir teknoloji olarak görebilirsiniz. Şu an için ulaşabildiği hızın hemen hemen saatte 1.200 kilometrelere çıktığını söyleyebilirim. Bu hemen hemen ses hızını yakalamak anlamına gelecek.

Elon Musk, (ki kendisini tıpkı Jules Verne gibi zamanının çok ötesinde bir beyin olarak görüyorum) bu projenin tanıtımını yapalı 4 yıl oldu.

San Francisco ile Los Angeles arasındaki mesafe 610 kilometre.

Hyperloop, bu mesafeyi (dur kalklarıyla) sadece 30 dakikada katedebilecek.

Yani tüm dünyada hayatın doğal akışını tersine çevirebilecek, yepyeni bir modelden söz ediyoruz.

Üstelik bu geleceğin teknolojisi falan değil. Bizzat, şu anda yaşanıyor.

Elon Musk, dünyanın birçok yerindeki üniversiteleri bizzat davet edip bu teknolojiyi daha da geliştirmek için önerilerini dinliyor.

Singapur’dan Çin’e, Moskova’dan İsviçre’ye kadar birçok teknik üniversite, bu alandaki çalışmalarının sunumunu yapıyor yaklaşık 6 aydır. Seçilen teknolojilerin uyumlulaştırması ve ticarileşmesi sağlanacak.

Dünyanın en “çılgın” işadamlarından biri olan Virgin Atlantic’in kurucusu Richard Branson, geçen hafta itibarıyla Hyperloop teknolojisine yatırım yapmaya karar verdi.

Tüm dünyada haber olan bu yatırımın miktarı, geçen ay aldığı 85 milyon doların sadece bir bölümü. Geleceğin teknolojisinin bir parçası olmak için yapılmış bir yatırımdan söz ediyoruz. Ve rakam yatırım tutarı olarak oldukça küçük.

BİZ NEDEN YAPMIYORUZ?

Peki, biz neden bunu yapmayı düşünmüyoruz?

Çok büyük holdinglerimiz, çok değerli işadamlarımız var.


Neden geleceğin teknolojileri için dünya çapında yatırımlarla yeterince ilgilenmiyoruz?

Neden servetimizi yaptığımız eski ekonominin yanına, yeni teknolojileri eklemekte bunca geç kalıyoruz?

Telekom sektörü başta olmak üzere yeterince deneyimimiz yok mu?

Koç Holding’in son 5 yılda toplam yaptığı yatırım tutarı 2016 sonu itibarıyla 30 milyar TL. Son 5 yılın ortalama Dolar/TL kuru 2.61. Yani bakkal hesabı, yaklaşık 11.5 milyar dolarlık yatırım yapmış Koç Holding. Yıllık 2.3 milyar dolar.

Sabancı Holding, 2016 yılında 4.1 milyar TL yatırım yaparken, 2017 yılında bu rakamı 4.5 milyar TL düzeyine yükseltti. Yine ortalama kurdan bakarsak, yıllık 1.3 milyar dolarlık yatırım tutarına denk geliyor.

Eczacıbaşı’ndan Anadolu Grubu’na, Doğuş’tan Enka’ya kadar birçok büyük holdingimiz var.

Neden bu teknolojilerin parçası olmak için girişimde bulunmuyoruz? Neden know-how geliştirmek, sonrasında bunları Türkiye’de de kullanabilmek adına bu tür girişimlerin parçası olmuyoruz?

Denilebilir ki, “Elon Musk her isteyeni projenin parçası yapmıyor!”

Doğru olabilir.

Bir arkadaşımın deyimiyle, “Adam çağın o kadar ötesindeki, bizim aramızda dolaşırken kendini müzede gibi hissediyor olabilir”.

Bu alanda tek çalışan o değil ki?

Asya ve Avrupa devletleriyle fonlama üzerine çalışan bir rakibi de var, Hyperloop Transportation Techonologies.

Hyperloop’u pahalı kılan en önemli unsur, yerin altını kazma maliyetinin yüksekliği. Bu kadar sürekli ve derine kazma alışkanlığı olmadığı için kazı makineleri pahalı. Bu maliyeti düşürmek için üretilmeye çalışılan yeni teknolojiler var. Buna yatırım yapılabilir...
Elbette Hyperloop da şart değil...

UZAY MADENCİLİĞİ, YAPAY ZEKA...

Asteroid madenciliği yapan Chris Lewicki’nin CEO’su olduğu Planetary Resources var.

Uzaydaki astreoidlerden topladıkları mineraller ile roketlerin çok daha uzağa ulaşmasını sağlayacak robotik çalışmalar yapıyorlar.

Yine Elon Musk’ın uzay yolculuğunu başlatmayı amaçlayan SpaceX şirketi var.

Yapay zeka üzerine çalışan onlarca devlet, onlarca şirket var.
Bunlara yatırım yapamaz mıyız?

Dünya tamamen değişiyor.

Değişecek demiyorum, değişiyor.

Yazmıştım, tekrar yazayım.

Sanayi devrimini kaçırdık, 100 senedir yakalayamıyoruz.

Bu devrimin bir parçası olmayı başaramazsak, bu kez belki 500 sene daha yakalayamamaya mahkum kalacağız.
Gazeteci olarak bizim yapabileceğimiz açık çağrı elbette...

Umarım bu öneriler gündem olur. Umarım, holdinglerimiz neden yapılamayacağını değil, nasıl yapılabileceğini anlatmaya çalışırlar...