Analiz: Piyasaların gevşeme noktası neresi?

2 Nisan haftası EPFR dataları bize gösterdi ki gelişen ülke tahvillerine giriş 1 milyar dolar ile sürüyor. Belirtilen haftada gelişen ülke ETF’lerine giren paranın %29’u tahvile gitti. Son 5 yıl ortalamasına bakacak olursak tahvile giren paranın oranı %10 civarında. Kasım 2013’ten bu yana da ilk defa gelişen ülke hisse senetlerine 2,5 milyar dolar giriş yaşandı. 2013 yılında 26,7 milyar dolarlık çıkışın yaşandığı gelişmekte olan ülke hisse fonlarından 2014’ün ün ilk çeyreğinde 41 milyar dolar çıkış yaşanmıştı. Nisan’ın ilk haftasında tahvile girişte 173 milyon dolar Meksika ve 169 milyon dolar ile Kolombiya öne çıkarken, hisse tarafında ise önceki haftakilere göre girişlerini üçe katlayan Güney Kore piyasası ile 425 milyon dolar giriş gören Brezilya hisse senetleri ön plana çıkıyor.

Bu noktadan sonra piyasaların “gevşeme” noktası neresi acaba diye sorulmaya başlandı. Yurtiçi tarafına bakacak olursak hem sermaye girişleriyle beraber yaşanan pozisyonlardaki hareket hem de haber akışıyla beraber 17 Aralık seviyelerine dönen endekste tamam mı devam mı diye soruluyor. Bugün bakıldığında MSCI Gelişen Ülkeler Endeksi yıl içi en düşük seviyeyi test ettiği 5 Şubat’tan bu yana  %11 primliyken, BIST 100 de 3 Mart’ta gördüğü yıl içi en düşük seviye olan 61.189 seviyesinden bugün %22 primli durumda. Bankacılık sektörü önderliğindeki yukarı yöndeki hareketin devamı açısından banka karlılıkları önemli bir yer tutuyor. Bankacılık sektöründeki hem değerleme hem de hisse performansına göre bakıldığında, diğer gelişmekte olan ülke bankalarının önünde olduğunu görüyoruz. Beklentileri fiyatlamak adına, ilk olarak Barclays’den Türk bankalarına yönelik birinci çeyrek rakamları gelmeden, “Ağırlığı Azalt” raporu geldi. Ardından da Credit Suisse raporunu gördük. Bugün ise Türk bankalarının ikinci çeyrekte net faiz marjın da dibi göreceğini öngören bir Societe Generale raporu geldi. Mevduatta yeniden fiyatlamanın ikinci çeyrek görülebileceği vurgulanan raporda, kredi-defter tarafındaki yeniden fiyatlamanın ikinci yarıyıla yansıyacağı beklentisini görüyoruz.