Erdoğan: ABD İsrail'e baskı yapmalı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali deki a&ccedil;lık dramını &ouml;rnek g&ouml;stererek, olayları yerinde g&ouml;rmenin &ouml;nemine değinirken, Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz &uuml;lkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Eğer Ankara dan Başbakan olarak T&uuml;rkiye yi y&ouml;netecek olursam beni aldatırlar dedi. Erdoğan, BM Genel Kurulu na katılmak &uuml;zere bulunduğu New York taki SETA Vakfı nda d&uuml;zenlenen Yeni T&uuml;rkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni D&uuml;nya D&uuml;zeni konulu toplantıya katılarak, konuşma yaptı. T&uuml;rk dış politikasının &ccedil;ok y&ouml;nl&uuml;l&uuml;ğ&uuml; ve T&uuml;rkiye nin oynadığı uluslararası rollere değinen Erdoğan, bu &ccedil;er&ccedil;evede Somali deki a&ccedil;lık dramına yardım amacıyla atılan adımın anlamlı olduğunu s&ouml;yledi. T&uuml;rk halkının Somali ye yaklaşımını, Bu nasıl bir k&uuml;lt&uuml;r, nasıl bir inan&ccedil;, nasıl bir ahlaki ve vicdani yaklaşım diye niteleyen Erdoğan, halkın yardım elini uzatmasının bu a&ccedil;ıdan &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu belirtti. Erdoğan, ayni yardımların dışında hesaplarda şu ana kadar yaklaşık 300 milyon dolar toplandığını ifade etti. Hastane, okul, havaalanı, yol, su ve temizlikten tamamen yoksun olan Somali de &ccedil;&ouml;p kamyonu ve trakt&ouml;r olmadığının altını &ccedil;izen Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Kesilen hayvanların kemiklerinin &ouml;bek &ouml;bek biriktiği yol kenarlarında &ccedil;ocukların da onlarla oynaştığı bir tablo g&ouml;r&uuml;yoruz. Nerede? Başkent Mogadişu da. Peki, insanlık nerede? Hani gelişmiş &uuml;lkeler, BM nerede? BM nin eli buraya neden uzanmıyor? Bunları ilgililere s&ouml;ylediğim i&ccedil;in rahat konuşuyorum ama bakıyorsunuz yardım yok. 20 yıldır savaşın bedelini &ouml;deyen buradaki 10 milyon insan, yaklaşık 10 bini aşkın &ccedil;ocuğunu kaybetmiş bir toplum... G&ouml;zlerimizin &ouml;n&uuml;nde derisiyle kemiği birbirine yapışmış ve artık iğneyi yapamayacak durumda kalan aciz bir doktor, serum veremiyor. &Ouml;yle bir halde. Hemen arabayla hastaneye ulaştırın dediğimiz yavru, 5 dakika sonra haberini alıyoruz vefat ediyor. B&ouml;yle bir d&uuml;nyada biz siyasiler sorumlu değil miyiz? İstediğiniz kadar trilyarderleri idare eden bir y&ouml;netim olun hi&ccedil;bir anlamı yok. D&uuml;nyanın en &uuml;cra k&ouml;şesinde b&ouml;yle mazlum, mağdur, imkansız &ccedil;ocuklar varsa, bunlar &ouml;l&uuml;yorsa hepimiz sorumluyuz. Bunu din ile izah edemezsiniz, şu &uuml;lkedir, bu &uuml;lkedir, dost &uuml;lkedir diyemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, sadece bir dinin mensupları i&ccedil;in a&ccedil;ıklanmadı, t&uuml;m insanlık i&ccedil;in a&ccedil;ıklandı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine y&ouml;nelik acaba ne yapıyoruz veya ne yaptık? İlgililere sordum, en ufak yapılan bir şey yok. Ailemle gittim, protokol takılmadım. İstedim ki hepsi g&ouml;rs&uuml;n. Bakan arkadaşlarımı, sanat&ccedil;ıları, iş adamlarını, gazetecileri yanıma aldım, hep birlikte bu tabloyu yaşadık. - BULUNDUĞUMUZ YERDEN İZLERSEK... -Somali ye karşı insani, vicdani ve ahlaki g&ouml;rev sorumluluğuyla yardım adımı attıklarını vurgulayan Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Aynı şeyi Darfur da da yaptık. Darfur da da tabloyu g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m zaman orada da şaşırmıştım? Darfur un valisine sormuştum, size hi&ccedil; yardım gelmiyor mu diye, hayır dedi. Sayın Bush a ayak&uuml;st&uuml; o zaman sordum, bana teşekk&uuml;r etti, Darfur a gittin dedi. Ama hi&ccedil; ABD den yardım gitmemiş dedim. Dedi ki olur mu, ge&ccedil;en 800 milyon dolar g&ouml;nderdim dedi. &Ccedil;ağırdı. Para g&ouml;nderilmiş doğru da para halka gitmiyor. Orada ara&ccedil; gere&ccedil;ler var dolaşan. Raport&ouml;rler var. Onların aldığı paralar var. Oradaki &ccedil;alışmalara gidiyor. Halka ulaşmıyor. Sadece İtalyanların yaptığı bir okul veya hastane vardı, bir de Suudilerin yaptığı hastane. Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz &uuml;lkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Bunu sadece uluslararası bazda s&ouml;ylemiyorum. Ulusal bazda da bu b&ouml;yledir. &Uuml;lkemin başkenti Ankara. Eğer Ankara dan Başbakan olarak T&uuml;rkiye yi y&ouml;netecek olursam beni aldatırlar. Onun i&ccedil;in 81 vilayeti dolaşmak, yatırımları yerinde g&ouml;rmek zorundayım. Yatırımları yerinde g&ouml;rmezsem o yatırımlar ne zamanında biter, ne de biter. Onun i&ccedil;in gideceksin, bizzat takip edeceksin. Takip edersen netice alırsın. Takip etmezsen netice alamazsın. Bu uluslararası bazda da b&ouml;yle. Başbakan Yardımcım 2 ayda bir Somali ye gidecek. Oradaki &ccedil;alışmaları yerinde inceleyecek, bizzat o getirecek. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; siyasinin sorumluluğu farklıdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Benim mevcut y&ouml;netimin bir numaralı kişisi Beşer Esad ile olan ilişkilerim gayet iyiydi, ailece g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m bir kişiydi. Cumhurbaşkanımın aynı şekilde ailece g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bir kişiydi. Peki, biz bu tavrı niye ortaya koyuyoruz, &ccedil;&uuml;nk&uuml; biz ilkeler &uuml;zerinden konuşuyoruz. Eğer, siz tanklarla, toplarla halkınıza zulmederseniz, onları &ouml;ld&uuml;r&uuml;rseniz bizim sizinle ne dostuluğumuz kalır ne kardeşliğimiz kalır, orada her şey biter dedi.Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından NY &Uuml;niversitesinde d&uuml;zenlenen Yeni T&uuml;rkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni D&uuml;nya D&uuml;zeni konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Erdoğan, Yeni Ortadoğu nun kurucu hamlelerinin yapıldığı &uuml;&ccedil; b&ouml;lge &uuml;lkesini daha ge&ccedil;en hafta bizzat ziyaret etmiş olmanın avantajı ile bu hitabı yaptığına işaret ederek, şunları s&ouml;yledi: Bu itibarla s&ouml;zlerim bizzat yerinde yapılmış g&ouml;zlemlere ve s&uuml;reci sokaklarda birebir yaşamakta olan insanlarla ger&ccedil;ekleştirdiğim temaslara dayanmaktadır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede şunu a&ccedil;ıklıkla s&ouml;yleyebilirim ki: Yeni bir Ortadoğu doğmuştur ve bunun b&uuml;y&uuml;yerek devamının &ouml;n&uuml;nde durmak m&uuml;mk&uuml;n değildir. Ancak, tehiri s&ouml;z konusu olmaktadır ama er ge&ccedil; halkların arzuları ger&ccedil;ekleşecektir. B&ouml;lgede yaşanan değişimden korkmamak, aksine bunu t&uuml;m d&uuml;nya i&ccedil;in bir fırsat olarak g&ouml;rerek desteklemek ve kolaylaştırmak gerekir. Tabiatıyla &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki s&uuml;re&ccedil; &ccedil;ok kolay olmayacaktır. Tarih boyunca benzer s&uuml;re&ccedil;lerden ge&ccedil;en b&uuml;t&uuml;n &uuml;lkelerde olduğu &uuml;zere, bazı alanlarda daha hızlı, diğerlerinde daha yavaş ve aksak bir ge&ccedil;iş s&uuml;reci yaşanacaktır. Ancak bug&uuml;nden istikamet bellidir. Her &uuml;lke kendi dinamikleriyle, kendi halkının iradesiyle katılımcı demokratik bir y&ouml;netime d&ouml;n&uuml;şecektir. En son Libya &ouml;rneğinde de g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; &uuml;zere, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde diktat&ouml;rlerin halklarını baskı altına alarak iktidarlarını devam ettirmesi artık m&uuml;mk&uuml;n değildir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; halklar artık ne baskıdan korkuyor, ne de i&ccedil;i boş vaatlere kanıyorlar. - BİZ, SİSTEM İHRACININ GAYRETİ İ&Ccedil;İNDE DEĞİLİZ - Burada sizinle bir ger&ccedil;eği de paylaşmak istiyorum: Ben, kişisel ilişkiler ağı &uuml;zerinden konuşmuyorum, ilkeler &uuml;zerinden konuşuyorum diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Eğer kişisel ilişkiler ağı &uuml;zerinden konuşacak olsam şu anda Libya ile ilgili b&ouml;yle bir konuşma yapmamalıyım veya biraz sonra değineceğim Suriye ile ilgili de b&ouml;yle bir konuşma yapmam gerekir ama ben kişisel ilişkiler ağı &uuml;zerinden değil, ilkeler &uuml;zerinden konuşuyorum. Eğer bu ilkeler, insanların evrensel değerlerine y&ouml;nelik ilkeler, &ccedil;iğneniyorsa o zaman bu ilişkileri bir kenara koyabilmek insanlığın erdem şartıdır. Bunu g&ouml;steremeye mecburuz, bunu g&ouml;sterdiğiniz zaman işte halkalar o bekledikleri huzura, refaha kavuşacaklardır.Tunus ta, Mısır da ve Libya da değişimin &ouml;nc&uuml;leri ile yaptığım temaslarda bu doğrultudaki kararlılığı bizzat g&ouml;zlerinde g&ouml;rd&uuml;m. Değişime halen ayak s&uuml;r&uuml;yen rejimler ve liderleri de artık bu ger&ccedil;eği g&ouml;rmek durumundadırlar. Biz de sadece bir grupla g&ouml;r&uuml;şm&uuml;yoruz, kim bizimle g&ouml;r&uuml;şmeyi arzu etiyse hepsiyle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m. Cumhurbaşkanı adaylarıyla g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m, parti liderleriyle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m hepsiyle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m. Neden? &ccedil;&uuml;nk&uuml; o b&ouml;lgede huzuru tesis edecek yeni bir d&ouml;nem i&ccedil;in eğer bize d&uuml;şen bir g&ouml;rev varsa hazır olduğumuzu s&ouml;ylemek i&ccedil;in. Biz sistem ihracının gayreti i&ccedil;inde değiliz. B&ouml;yle bir &ccedil;abamız yok T&uuml;rkiye zaten sistemiyle ortada olan bir &uuml;lkedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizlerde bedel &ouml;deye &ouml;deye bir yere geldik ve o s&uuml;re&ccedil;leri yaşaya yaşaya... Eğer bizlerden bir şeyler almak, transfer etmek isteyenler varsa ha biz bu konuda g&uuml;c&uuml;m&uuml;zde destek oluruz. Anayasa tecr&uuml;belerimizden tutunuz, &uuml;lkenin ekonomik yapısını yapılandırmaya varıncaya kadar ne isteniyorsa bu konuda elimizden gelen desteği vermeye hazırız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bunların hi&ccedil; birisi bizim değişemez tapulu mallarımız değildir. Bunların hepsi insanlık i&ccedil;indir. Bunu vermeye hazır olduğumuzu de s&ouml;yleyeyim. - İNSANLAR ORADA ACIMASIZCA &Ouml;LD&Uuml;R&Uuml;LMEYE DEVAM EDİLDİ - Başbakan Erdoğan, Bu y&ouml;netimler ya değişim s&uuml;recine &ouml;nderlik ederek gerekli reformları biran evvel hayata ge&ccedil;irecekler ya da tarih sahnesinden &ccedil;ekileceklerdir. Se&ccedil;im onlarındır, Tunus, Mısır, Libya, halkınındır, son kararı her zaman onlar verir, vermelidir dedi.Bu noktada hem uluslararası toplum hem de T&uuml;rkiye i&ccedil;in &ouml;zel &ouml;nem arzeden Suriye deki duruma da kısaca değinmek istediğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Zira Arap Baharı olarak isimlendirilen hareketin bir sonraki durağının bu &uuml;lke olacağı artık kesindir; kesin olmayan bu d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n nasıl ger&ccedil;ekleşeceğidir. Bizim arzumuz rejimin bu ger&ccedil;eği g&ouml;rmesi ve reformlarla değişimin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;masıdır. Benim mevcut y&ouml;netimin bir numaralı kişisi Beşşar Esad ile olan ilişikilerim gayet iyiydi, ailece g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m bir kişiydi. Cumhurbaşkanımın aynı şekilde ailece g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bir kişiydi. Peki, biz bu tavrı niye ortaya koyuyoruz &ccedil;&uuml;nk&uuml; biz ilkeler &uuml;zerinden konuşuyoruz. Eğer, siz tanklarla, toplarla halkınıza zulmederseniz, onları &ouml;ld&uuml;r&uuml;rseniz bizim sizinle ne dostuluğumuz kalır ne kardeşliğimiz kalır, orada her şey biter. Siz, onlar ter&ouml;risti diyemezsiniz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; siz denizden koskoca Laskiye şehrini bombalayacaksınız, ni&ccedil;in b&ouml;yle yaptınız diye sorduğumuzda verdiği cevap bunlar ter&ouml;rist . Koskaca bir şehir ter&ouml;rist olur mu? Nerede buldun o ter&ouml;risti b&ouml;yle sa&ccedil;malık olur mu? Buna ne biz inanırız ne Suriye nin mazlum insanları inanır. İşte bunlar bizim hemen &ccedil;izgiyi değiştirmemizini &ouml;nemli nedeni. S&uuml;recin başından beri yaptığımız t&uuml;m telkin ve uyarılar da bu y&ouml;nde olmuştur. Telefonlarla bir kere, iki kere, &uuml;&ccedil; kere, d&ouml;rt kere, beş kere g&ouml;r&uuml;şmeler yaptım. &Ouml;zel temsilcimi g&ouml;nderdim daha sonra Dışişleri Bakanımı g&ouml;nderdim. Ardından tekrar bir kez daha aradım ve her şeyimizi a&ccedil;ık s&ouml;zl&uuml; kendilerine s&ouml;ylerdim ama ne yazık ki hi&ccedil;bir şey değişmedi. Hala insanlar orada acımasızca &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmeye devam edildi. - SON FIRSAT PENCERESİNİ BİR AN EVVEL DEĞERLENDİREREK... -Erdoğan, şunları kaydetti: Beşşar Esad ın t&uuml;m vaatlerine rağmen bug&uuml;ne kadar gereken adımları atmamış olması halkın barış&ccedil;ı talepleri baskı y&ouml;ntemleriyle susturulmaya &ccedil;alışılmıştır. Bu itibarla, y&ouml;netimin halkın g&ouml;z&uuml;ndeki meşruiyetini ve g&uuml;venini kaybettiği bir aşamaya gelmiş bulunmaktayız. Halbuki, zengin toplumsal yapısı ve tarihi birikimiyle, Suriye nin b&ouml;lgede pozitif d&ouml;n&uuml;ş&uuml;me yeni bir emsal oluşturacak şekilde farklı bir &ccedil;izgi ortaya koyması m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Suriye y&ouml;netiminin halen a&ccedil;ık bulunan belki de son fırsat penceresini bir an evvel değerlendirerek, gereken t&uuml;m reformları somut bir takvim i&ccedil;erisinde uygulamaya ge&ccedil;irmesi şarttır. Aksi takdirde, Ortadoğu nun bu &ouml;nemli &uuml;lkesinde etkisi t&uuml;m b&ouml;lgede hissedilebilecek sancılı bir d&ouml;nemin yaşanması ka&ccedil;ınılmaz olacaktır. Bakınız, tanıştığımız andan bu yana 9 yıldır bir şey s&ouml;yledim: Gelin olağan&uuml;st&uuml; hali kaldırın, &ccedil;ok partili d&ouml;neme ge&ccedil;in, Anayasanızın 8. Maddesini değiştirin, nedir o? Her şey Baas partisi ile belirlenir, Cumhurbaşkanını Baas partisi belirliyor. B&ouml;yle sa&ccedil;malık olur mu? Halkı siz neyin yerine koyuyorsunuz. Halkın iradesi nerede? Halkın iradesini hi&ccedil;e sayan b&ouml;yle bir y&ouml;netim anlayışı olabilir mi? - ARTIK YENİ ADIM D&Ouml;NEMİ GELMİŞTİR -Erdoğan, Suriye de medyanın da serbest bırakılması &ccedil;ağrısında bulunduklarını ifade ederek, Her şey g&uuml;d&uuml;ml&uuml;. Her şey belli otorite altında. &Ccedil;alışıyoruz, yapacağız, yaptık deniliyor, her şey lafta. Yaptık denilen şey, ne yazık ki acımasızca tam aksine devam ediyor ve d&uuml;r&uuml;st davranılmıyor, doğru konuşulmuyor dedi. Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin, diğer t&uuml;m b&ouml;lge &uuml;lkelerine olduğu gibi Suriye ye de halkın meşru talep ve beklentilerinin yerine getirilmesi i&ccedil;in her t&uuml;rl&uuml; &ccedil;abayı sarf edeceğini ifade etti. Hatay da 7 bin 500 Suriyeli nin barındığını belirten Erdoğan, T&uuml;rkiye ye d&ouml;nd&uuml;kten sonra en kısa s&uuml;rede buradaki kampı ziyaret edeceğini s&ouml;yledi. Kampı ziyaret ettikten sonra, s&uuml;reci değerlendirerek, yeni bir adım atacaklarını anlatan Erdoğan, Artık yeni adım d&ouml;nemi gelmiştir. Bunu kampı ziyaretten sonra yapmayı kararlaştırdık. Bu adımı atmaya mecburuz &ccedil;&uuml;nk&uuml; Suriye, beklenen adımı atmak durumundadır. Buradaki zulme seyirci kalamayız. Aramızdaki sınır 910 kilometre, ayrıca aramızda akrabalık bağları var. Bu akrabalık bağlarını bir kenara koyamayız diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde artık &uuml;lkelerin sadece askeri g&uuml;&ccedil;leriyle hedeflerine ulaşamadıklarını, savaşları kazansalar bile barış ve istikrara kavuşamadıklarını yaşayarak m&uuml;şahede ediyoruz. Afganistan ve Irak &ouml;rnekleri askeri y&ouml;ntemlere dayalı g&uuml;&ccedil; projeksiyonunun kalıcı istikrar ve refah tesisi i&ccedil;in tek başına yeterli olmadığını a&ccedil;ık&ccedil;a g&ouml;stermiştir dedi.Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından NY &Uuml;niversitesinde d&uuml;zenlenen Yeni T&uuml;rkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni D&uuml;nya D&uuml;zeni konulu toplantıda yaptığı konuşmada, yeni bir Ortadoğu nun doğuşuna şahitlik edildiğini vurgulayarak şunları kaydetti: Son on yılda kat ettiği mesafe ile yenilenen ve g&uuml;&ccedil;lenen T&uuml;rkiye ise her iki d&uuml;zlemde de aktif ve etkin bir rol oynamaktadır. Bu nedenle toplantının başlığını oluşturan &uuml;&ccedil;lemenin bug&uuml;n&uuml;n ve geleceğin d&uuml;nya siyasetini anlayabilmek bakımından isabetli bir zemin olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Hepimizin bildiği gibi, Soğuk Savaş ın ardından d&uuml;nya siyasi sahnesi hi&ccedil; olmadığı kadar hızlı bir değişim s&uuml;recine girmiştir. Bu yeni s&uuml;re&ccedil;te, eskiden var olan uluslararası davranış kuralları ve uluslararası sisteminin dayandığı temel varsayımlar b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de ortadan kalkmıştır. Ter&ouml;rizmden etnik ihtilaflara; iklim değişikliğinden mali krizlere; enerji ve gıda g&uuml;venliğinden siber saldırılara; kitle imha silahlarının yayılmasından k&uuml;lt&uuml;rel, dini kutuplaşmalara kadar bir&ccedil;ok farklı ve yeni risk alanları ortaya &ccedil;ıkmıştır. Bir &uuml;lke veya b&ouml;lgede ortaya &ccedil;ıkan ekonomik, siyasi veya toplumsal sorunlar, t&uuml;m &uuml;lkeleri olumsuz etkileyen sonu&ccedil;lar doğurabilir hale gelmiştir. G&uuml;venlik, refah ve barışın b&ouml;l&uuml;nmez bir hale geldiği bu ortamda, uluslararası işbirliği ve dayanışma hi&ccedil; olmadığı kadar &ouml;nem kazanmıştır. - ORTADOĞU HALKLARI BEDEL &Ouml;D&Uuml;YORSA... - Erdoğan, k&uuml;resel sistem i&ccedil;inde &ccedil;eşitli alan ve &ouml;l&ccedil;eklerde g&uuml;&ccedil; kaymalarının yaşanmaya başlandığını ve alışılagelmiş siyasi, ekonomik, k&uuml;lt&uuml;rel paradigmaların artık ciddi şekilde sorgulanır olduğuna işaret ederek, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Ben sizlerle bug&uuml;n hafıza kaydımın i&ccedil;eresinde ne varsa onları samimi bir şekilde paylaşmanın arzusu i&ccedil;erisindeyim. Yani gizli g&uuml;ndemi olan bir kişi olarak değil, a&ccedil;ık s&ouml;zl&uuml; olarak konuşmak durumundayım. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; d&uuml;nyanın yeni oluşan paradigmasında gizli g&uuml;ndemler &ouml;nemli yer tutuyor. Bu da tabii &ouml;zellike az gelişmiş veya gelişmekte olan &uuml;lkelerin halklarını tehdit ediyor. Burada bir şeyi bir birinden ayırmamız gerekiyor halklar y&ouml;netimler halklara nasıl bakacağız y&ouml;netimlere nasıl bakacağız. Bunlar &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem arz ediyor. O bakımdan a&ccedil;ık s&ouml;zl&uuml; olmaya t&uuml;m liderlerin ihtiyacı var ve bununla halklara bedel &ouml;detmeye kimsenin hakkı yok. Eğer bug&uuml;n Ortadoğu da, Ortadoğu halkları bedel &ouml;d&uuml;yorsa bunun tek sebebi oradaki dayatmacı sistemlerin başında olan akt&ouml;rlerdir. Bunun bedelini kim &ouml;d&uuml;yor? Halklar &ouml;d&uuml;yor.Ekonomik bakımdan Batı d&uuml;nyası baktığımızda, burada da Batı d&uuml;nyası o koruduğu ağırlıkla birlikte g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde &Ccedil;in, Hindistan, Brezilya, G&uuml;ney Afrika ve Endonezya gibi y&uuml;kselen g&uuml;&ccedil;lerle yeni ağırlık merkezleri ortaya &ccedil;ıkmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak, d&uuml;nya meselelerinin ele alındığı platformların da daha hak&ccedil;a ve demokratik temsil imkanı sağlayacak şekilde reforme edilmesi y&ouml;n&uuml;nde &ccedil;alışmalar hız kazanmıştır. K&uuml;resel mali krizin etkileri ile m&uuml;cadele i&ccedil;in başlatılmış olan G-20 oluşumu bu y&ouml;nde atılmış &ouml;nemli bir adımdır. Soğuk savaş sonrasında ortaya &ccedil;ıkan bu yeni parametreler arasında bir diğer &ouml;nemli husus da sivil dinamiklerin uluslararası ilişkiler a&ccedil;ısından da &ouml;nem kazanması olmuştur. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde artık &uuml;lkelerin sadece askeri g&uuml;&ccedil;leriyle hedeflerine ulaşamadıklarını, savaşları kazansalar bile barış ve istikrara kavuşamadıklarını yaşayarak m&uuml;şahede ediyoruz. Afganistan ve Irak &ouml;rnekleri askeri y&ouml;ntemlere dayalı g&uuml;&ccedil; projeksiyonunun kalıcı istikrar ve refah tesisi i&ccedil;in tek başına yeterli olmadığını a&ccedil;ık&ccedil;a g&ouml;stermiştir diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: Artık b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada insan haklarına saygı ve hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;ne dayalı hesap verebilir, demokratik sistemlerin insanlığın ortak arzusu haline geldiğini s&ouml;yleyebiliriz. Kaba g&uuml;ce dayalı y&ouml;netim anlayışlarının artık sonu gelmiştir; kim olursa olsun bug&uuml;n d&uuml;nyanın en otoriter rejimleri bile halkların meşru, demokratik taleplerini g&ouml;rmezden gelebilecek durumda değildir. Bu ger&ccedil;eği en &ccedil;arpıcı şekilde yine Orta Doğu;da g&ouml;r&uuml;yoruz. Ge&ccedil;tiğimiz yılın sonunda Tunus tan başlayarak &ouml;nce Mısır a, sonrasında da hızla diğer b&ouml;lge &uuml;lkelerine yayılan halk hareketleri bu değişimin bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, T&uuml;rkiye nin dostluğu ve işbirliği her ge&ccedil;en g&uuml;n daha fazla aranırken, &uuml;lkemizin ger&ccedil;ekleştirdiği d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m başka &uuml;lkelere de ilham verir hale gelmiştir. İşte, yeni Ortadoğu nun doğuşu bakımından T&uuml;rkiye nin sağlayabileceği en anlamlı katma değer de burada ortaya &ccedil;ıkıyor. B&ouml;lge halklarına verdiği umut ve ilhamla T&uuml;rkiye, b&ouml;lgedeki gelişmeleri doğru istikamette y&ouml;nlendirme imkanına sahip nadir &uuml;lkelerden biridir dedi.New York taki SETA Vakfı nda d&uuml;zenlenen Yeni T&uuml;rkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni D&uuml;nya D&uuml;zeni konulu toplantıda konuşan Erdoğan, 1980 li yıllardan sonra T&uuml;rkiye nin i&ccedil;inde bulunduğu b&ouml;lgenin &ouml;l&ccedil;eğinin genişlediğini, T&uuml;rkiye nin, Avrupa nın veya Asya nın dış &ccedil;eperindeki bir &uuml;lke olmaktan &ccedil;ıktığını ifade etti. T&uuml;rkiye nin yeni ve &ccedil;ok daha geniş bir d&uuml;zlemin merkezinde yer aldığını belirten Erdoğan, d&uuml;nyanın geleceği a&ccedil;ısından stratejik &ouml;nemi son derece b&uuml;y&uuml;k olan bu yeni d&uuml;zlemin, T&uuml;rkiye nin hem tarihi hem de coğrafi a&ccedil;ıdan zengin bir birikiminin bulunduğu bir coğrafya olduğunu s&ouml;yledi. Erdoğan, T&uuml;rkiye nin b&ouml;lgesindeki hemen b&uuml;t&uuml;n &uuml;lkelerle ortak tarihe, g&uuml;&ccedil;l&uuml; dostluk, kardeşlik ve akrabalık bağlarına sahip olduğunu dile getirerek, Bug&uuml;n ortak bir geleceği inşa etmek &uuml;zere yaptığımız b&uuml;t&uuml;n ortak &ccedil;alışmalar, k&ouml;kl&uuml; bir zemin &uuml;zerinde y&uuml;r&uuml;t&uuml;l&uuml;yor dedi.Ortaklaşa kaldırılan vize rejimleri ve ulaşımdan iletişime kadar ilişkileri kolaylaştırmak amacıyla atılan adımların etkisiyle, T&uuml;rkiye nin komşu &uuml;lkeleriyle arasındaki ticaret hacminin hızla b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;ne dikkati &ccedil;eken Erdoğan, sosyal ve k&uuml;lt&uuml;rel temaslar yoğunlaşırken, karşılıklı anlayışın geliştiğini ve &uuml;lkeler arasında g&uuml;ven ilişkisi tesis edildiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, bu s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rkiye nin artan imkan ve kabiliyetlerinin de bu yaklaşımın hayata ge&ccedil;irilmesine &ouml;nemli katkı sağladığını vurguladı. T&uuml;rkiye nin 15 sene &ouml;ncesine kadar dış yardım alan bir &uuml;lkeyken, bug&uuml;n yılda bir bu&ccedil;uk milyar dolar yardım veren bir &uuml;lke konumuna geldiğinin, d&uuml;nyanın en hızlı b&uuml;y&uuml;yen ikinci ekonomisi durumunda olduğunun altını &ccedil;izen Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Ancak, T&uuml;rkiye nin b&ouml;lgesine ve &ouml;tesine y&ouml;nelik artan etkisinin ardında sadece ekonomik fakt&ouml;rleri g&ouml;rmek yanlış veya yetersiz bir yaklaşım olacaktır. T&uuml;rkiye son on yıldır sağladığı siyasi istikrarı en verimli şekilde kullanmış, demokrasisini olgunlaştırmış, toplumsal huzuru pekiştirmiş ve ilerlemeyi kalıcı kılacak değerleri sağlamlaştırmıştır. Nitekim, T&uuml;rkiye nin dostluğu ve işbirliği her ge&ccedil;en g&uuml;n daha fazla aranırken, &uuml;lkemizin ger&ccedil;ekleştirdiği d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m başka &uuml;lkelere de ilham verir hale gelmiştir. İşte, yeni Ortadoğu nun doğuşu bakımından T&uuml;rkiye nin sağlayabileceği en anlamlı katma değer de burada ortaya &ccedil;ıkıyor. B&ouml;lge halklarına verdiği umut ve ilhamla T&uuml;rkiye, b&ouml;lgedeki gelişmeleri doğru istikamette y&ouml;nlendirme imkanına sahip nadir &uuml;lkelerden biridir. Erdoğan, Balkanlardan Kafkasya ya, Somali den Afganistan a, İran dan Ortadoğu barış s&uuml;recine kadar uluslararası toplumun g&uuml;ndeminde en &ouml;n sıraları işgal eden t&uuml;m meselelerin T&uuml;rkiye nin de dış politikadaki &ouml;ncelikleri olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan arasında başlattığı &uuml;&ccedil;l&uuml; girişimleri, Afganistan ve Pakistan ile s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; &uuml;&ccedil;l&uuml; g&ouml;r&uuml;şmeleri ve b&ouml;lgesel işbirliğinin geliştirilmesi y&ouml;n&uuml;nde attığı adımları bu politikaya &ouml;rnek g&ouml;sterdi. T&uuml;rkiye nin İran ın n&uuml;kleer programına ilişkin sorunların diyalog yoluyla &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;ne y&ouml;nelik girişimlerde bulunduğunu da anımsatan Erdoğan, Somali deki insanlık dramının sona erdirilmesi y&ouml;n&uuml;nde &uuml;stlendiği &ouml;nc&uuml; rol&uuml;n, yapıcı ve etkin dış politika anlayışının tezah&uuml;r&uuml; olduğunu s&ouml;yledi. -İSRAİL-FİLİSTİN İHTİLAFI-Başbakan Erdoğan, İsrail-Filistin ihtilafının &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; y&ouml;n&uuml;ndeki &ccedil;abalarının da &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu ifade ederek, ş&ouml;yle devam etti: Zira, on yıllardır b&ouml;lgeyi i&ccedil;ten i&ccedil;e kemiren ve uluslararası alanda adalet duygusuna olan g&uuml;veni zedeleyen bu sorunun, artık bu şekilde devam etmesi ne kabul edilebilir, ne de ger&ccedil;ek&ccedil;idir. Bu itibarla, meselenin Arap Baharı nın g&ouml;lgesinde kalmasına veya dar &ccedil;ıkar hesaplarına heba edilmesine g&ouml;z yumulmamalıdır. Aksine, Arap Baharı nda mesafe kat edildik&ccedil;e ve halkların siyasete katılımı arttık&ccedil;a, sorunun &ccedil;&ouml;z&uuml;lmesi &uuml;zerindeki baskı da mevcut adaletsizliklere duyulan tepki de artacaktır. Bu sebeple daha fazla vakit kaybedilmeden barış s&uuml;recini canlandıracak adımların atılması ve barışın &ouml;n&uuml;ndeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Ancak bug&uuml;n gelinen noktada bu hususta iyimser olmak maalesef g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Zira İsrail, uluslararası toplumun t&uuml;m &ccedil;ağrılarına rağmen barış s&uuml;recinin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;acak adımları atmaktan ısrarla ka&ccedil;ınmaktadır. Bir yandan işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı yerleşimler devam ederken, diğer yandan Gazze halkına uygulanan insanlık dışı ambargo da hukuksuzca s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmektedir. Artık buna bir son verilmelidir. Ben buradan hem şahsıma, hem sizlere soruyorum: Bir toplum d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n ki, bir &uuml;lke d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n ki adeta a&ccedil;ık hava hapishanesinde yaşıyor. Şu anda Filistinli, bulunduğu yerden dışarı &ccedil;ıkamaz. Gazze li hi&ccedil; &ccedil;ıkamaz. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Tel Aviv i ziyaret ettim. Filistin e ge&ccedil;iyorum, ge&ccedil;erken T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak yarım saat sınırda bekletildim. Ni&ccedil;in beni burada bekletiyorsunuz? Bana verilen cevap şu; g&uuml;venliğiniz i&ccedil;in. Ben Filistin e ge&ccedil;iyorum. İmza ise imza, her şeyi vereyim. Neyin g&uuml;venliği? Benim b&ouml;yle bir sorunum yok. Hi&ccedil;bir zaman bir İsrailli &uuml;lkeme geldiği zaman g&uuml;venliğiniz i&ccedil;in yarım saat sınırda beklemeniz gerekir demedim. Benim b&ouml;yle bir talimatım olmadı. İşte bunlar bizi &uuml;zen m&uuml;nasebetler. Bug&uuml;n Filistin e bir kasa domates sokmak istesen İsrail in iznine tabi. Bu nasıl bir yaklaşım? İsrail e sadece b&ouml;lgeye ve d&uuml;nya barışına değil, kendi halkına da zarar veren bu politikalarını değiştirmesi i&ccedil;in gereken baskı başta ABD olmak &uuml;zere yapılmalıdır. Bu y&ouml;nde atılacak ilk adım, barış s&uuml;recindeki dengesizliği ortadan kaldırmak ve Filistinliler e hak ettikleri devlet stat&uuml;s&uuml;n&uuml; vermek olmalıdır. Yıllar yılı hep iki devletli Ortadoğu; İsrail, Filistin s&ouml;ylendi. Bu olmadığı zaman bir neticeye varmak m&uuml;mk&uuml;n değil. Filistin in devlet olma hakkı verildiği anda Ortadoğu rahatlayacaktır. Şu anda burada siyasi bir spazm yaşanıyor. Bunu anlatmamız lazım. Mahmud Abbas BM Genel Kurulu nda d&uuml;n konuşurken salonun oradaki yaklaşımını g&ouml;rd&uuml;k. Demek ki Genel Kurul daki yaklaşım b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de bunu istiyor. BM G&uuml;venlik Konseyi nde ne olur? Bir defa BM G&uuml;venlik Konseyi nin reforme edilmesi lazım. BM G&uuml;venlik Konseyi nin, şu andaki yapısıyla d&uuml;nyaya adalet dağıtmak m&uuml;mk&uuml;n değil. D&uuml;nya 5 &uuml;lkenin egemenliği altında gidiyor. Daimi &uuml;yeler ne derse o. Bunu devlet başkanlarıyla, h&uuml;k&uuml;met başkanlarıyla g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde s&ouml;ylenen şey şu; Doğru. Haklısınız değişmesi lazım . Evet, değişmesi lazım. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Daimi &uuml;yeler d&uuml;nyayı temsil etmiyor, kendilerini temsil ediyor. Kendi arzuları, istekleri neyi gerektiriyorsa o istikamette karar veriyorlar. Evetse evet, hayırsa hayır. B&ouml;yle bir şey olmaz. Bu d&uuml;zeltilirse inanıyorum ki &uuml;ye &uuml;lkeler &ccedil;ok daha rahatlayacak. Bu adımı atmak hepimizin ortak g&ouml;revidir ve bunu seslendirmeye mecburuz. &Ouml;zellikle sivil toplum &ouml;rg&uuml;tlerinin bu istikamette yapacağı &ccedil;alışmalar ciddi zemin oluşturacaktır. Er ge&ccedil; ben bunun olacağına inanıyorum &ccedil;&uuml;nk&uuml; talep her ge&ccedil;en g&uuml;n artıyor. T&uuml;rkiye nin Filistin liderliğinin BM ye yaptığı devlet olma talebine gerekli desteğin hep birlikte verilmesini isteyen Erdoğan, T&uuml;rkiye nin bu talebi sonuna kadar destekleyeceğini ve bunu dış politikanın &ouml;ncelikli bir konusu olarak takip edeceklerini vurguladı. Erdoğan, Zira, iki devletli &ccedil;&ouml;z&uuml;m vizyonunun hayata ge&ccedil;irilmesi i&ccedil;in bu bir se&ccedil;enek değil, bir mecburiyettir. Keza, Gazze halkı &uuml;zerindeki ablukanın kaldırılması i&ccedil;in gerekli adımlar da ivedilikle atılmalıdır. G&ouml;zlerimizin &ouml;n&uuml;nde masum insanların siyasi &ccedil;ıkarlar uğruna zulme uğramasına izin vermemeliyiz diye konuştu.Başta BM olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n uluslararası kurum ve kuruluşlara bu zulme ve haksızlığa artık dur denmesi noktasında b&uuml;y&uuml;k sorumluluklar d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Erdoğan, T&uuml;rkiye nin, Gazze halkına destek olmak ve ihtiya&ccedil; duydukları yardımları kendilerine ulaştırmak i&ccedil;in bundan b&ouml;yle de elinden gelen &ccedil;abayı sarf etmeye devam edeceğini s&ouml;yledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Benim &uuml;lkemdeki Musevi vatandaşlarım var, ben kendileriyle g&ouml;r&uuml;şmeler yaptım. Asla bir endişe i&ccedil;inde olmayacaksınız, herhangi bir şey duyduğunuz, hissettiğiniz anda muhakkak haberimiz olsun. Zira sizler, bize emanetsiniz. Sizler, bu topraklarda bizim g&uuml;venliğimiz altındasınız. Kimseden size herhangi bir yanlış yapılmasına izin vermeyiz. İsrail y&ouml;netiminin yanlışını biz &uuml;lkemizde yaşayan Musevi vatandaşlarımıza asla &ouml;detmeyiz dedi. Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından NY &Uuml;niversitesinde d&uuml;zenlenen Yeni T&uuml;rkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni D&uuml;nya D&uuml;zeni konulu toplantıda yaptığı konuşmada yeni bir d&uuml;nya d&uuml;zeni oluşurken bunun parametrelerinin &ccedil;ok iyi belirlenmesini, ge&ccedil;mişten alınan dersler doğrultusunda gelecek nesillere daha g&uuml;zel yarınlar bırakılması gerektiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, bu konuda herkesin destek vermesi gerektiği &uuml;zerinde durdu.İsrail in, Mavi Marmara saldırısından sonra &ouml;z&uuml;r dilemeyerek b&uuml;y&uuml;k bir yanlışın i&ccedil;ine girdiğini ve T&uuml;rkiye nin dostluğunu kendi eliyle kaybettiğini kaydeden Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Ben burada İsrail halkını asla kastetmiyorum, y&ouml;netimi kastediyorum. Benim &uuml;lkemdeki Musevi vatandaşlarım var, ben kendileriyle g&ouml;r&uuml;şmeler yaptım. Asla bir endişe i&ccedil;inde olmayacaksınız, herhangi bir şey duyduğunuz, hissettiğiniz anda muhakkak haberimiz olsun. Zira sizler, bize emanetsiniz. Sizler, bu topraklarda bizim g&uuml;venliğimiz altındasınız. Kimseden size herhangi bir yanlış yapılmasına izin vermeyiz. İsrail y&ouml;netiminin yanlışını biz &uuml;lkemizde yaşayan Musevi vatandaşlarımıza asla &ouml;detmeyiz. Niye? &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim adaletimizin gereği budur. Bizim aldığımız siyasi terbiyenin gereği budur. Bu sadece bug&uuml;n i&ccedil;in değil ha... Tarihten gelen bizim yetişme tarzımız bu, yaklaşımımız bu. Ge&ccedil;en sene yaşananlar ne olursa olsun, şimdi ben a&ccedil;ık, net bir şey s&ouml;yleyeceğim. Benim T&uuml;rk vatandaşım ama aynı zamanda ABD vatandaşı olan Furkan Doğan yavrumuz, bu gemide şehit olanlardan bir tanesidir. Ben bunu Sayın Obama ya da s&ouml;yledim. Bu sizin vatandaşınız olduğuna g&ouml;re Furkan Doğan ın hukukunu ni&ccedil;in siz korumuyorsunuz? -SURİYE-Başbakan Erdoğan, SETA nın d&uuml;zenlediği toplantıda izleyicilerin sorularını da yanıtladı.Erdoğan, Hatay kampını ziyaret ettikten sonra bir adım atacağınızı s&ouml;ylediniz. Bu adım nedir? sorusuna şu yanıtı verdi: G&ouml;nl&uuml;m&uuml;z, arzumuz, bir an &ouml;nce Suriye de halkın gayretleri doğrultusunda bir karar varılması. Tunus ta y&ouml;netim halkın talepleri doğrultusunda kararını verdi, Tunus tan ayrılıp gitti. Mısır da M&uuml;barek &ouml;nce diretti ama baktı ki Tahrir &ccedil;ok hareketli o da &ccedil;ekildi. Şimdi temennim odur ki; Suriye de de Beşşar bir an &ouml;nce halkının bu talepleri doğrultusunda kararını versin ve iktidardan &ccedil;ekilsin. Şu anda bizim T&uuml;rkiye olarak yaklaşımımız şudur; g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z o ki Suriye halkı artık mevcut y&ouml;netimden rahatsız. Fakat altı ay &ouml;nce bu b&ouml;yle değildi. Altı ay &ouml;nce, halk Beşşar ın y&ouml;netimde kalmasına evet diyordu ama ne diyordu? Beşşar yine g&ouml;revinde kalsın, yine Cumhurbaşkanı olsun ama parlamentoyu artık biz kendimiz se&ccedil;elim. Baas belirlemesin . Ne yazık ki bu yaklaşıma olumlu cevap gelmedi. Gelmeyince bug&uuml;nlere geldik. Şimdi artık halkın dediği olacak. Baas ın veya Beşşar ın dediği değil. Ha bu hemen olmaz da biraz gecikir veya biraz daha gecikir ama er veya ge&ccedil; ben Suriye halkının dediğinin olacağına kesinlikle inanıyorum.Şu anda muhalif kesim dışarıda toplantılar yapıyor. Biz desteklerimizi veriyoruz. Hatay a ziyaretimle birlikte biz yaptırımlar s&uuml;recine gireceğiz ama bunların neler olduğu istikametindeki a&ccedil;ıklamamızı da Hatay kampını ziyaretten sonra, oturup arkadaşlarımızla birlikte şu anda hazırlıklarımızı zaten yaptık ve bunların &uuml;zerinden hareketle adımlarımızı atmaya başlayacağız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim tek hedefimiz, Suriye nin huzuru, birliği, beraberliğidir. Orada totaliter, otoriter, otokratik bir sistem değil demokratik bir sistemdir. - İSRAİL Y&Ouml;NETİMİ KENDİ İ&Ccedil;İNDE &Ccedil;ELİŞKİLİ VE &Ccedil;ATIŞMACI -Başbakan Erdoğan, İsrail le ilgili uzun vadeli bir stratejiniz var mı? sorusu &uuml;zerine şunları s&ouml;yledi: Biliyorsunuz T&uuml;rkiye, aslında İsrail in devlet olmasını ilk tanıyan &uuml;lkelerden biridir. Buraya kadar, bizler b&ouml;lgede tek ilişkileri iyi olan &uuml;lke konumundaydık. Ben Tel Aviv i ziyaret eden bir Başbakanım. Ziyaretimi, gittim yaptım. Buna rağmen bu ilişkilere rağmen ne yazık ki &ouml;nceki y&ouml;netimlerle m&uuml;nasebetlerimiz gayet iyi olmasına rağmen, telefon m&uuml;nasebetlerimiz vesaire... Hatta hatta T&uuml;rkiye olarak, Suriye-İsrail ilişkilerinde biliyorsunuz o sıkıntıları giderme noktasında adeta arabuluculuk rol&uuml;n&uuml; bizler y&uuml;r&uuml;tt&uuml;k. Beş oturumu &ouml;zel temsilcim şimdiki Dışişleri Bakanım Ahmet Bey y&uuml;r&uuml;tt&uuml;. Altıncısına bizzat kendim başkanlık ettim. Kendi resmi konutumuzda altı saat bir arada olduk. Sayın Olmert le birlikte onu yaptık. Fakat ilgin&ccedil; olan şu: Biz pazartesi akşam toplantımızı bitirdik. Bir iki kelimeye takıldık. Bir taraftan Beşşar la g&ouml;r&uuml;ş&uuml;yoruz, bir taraftan Velid Muallim le g&ouml;r&uuml;ş&uuml;yoruz. T&uuml;m bunlar yoğun bir şekilde devam ediyor. Şurada bir iki kelime bunları halledelim ondan sonra nihai kararı verelim, o konuma geldik. Bu g&ouml;r&uuml;şmelerde 1967 sınırlarına da olumlu bakılıyor. Hatta hatta Golan a y&ouml;nelik &ccedil;ok olumlu adımlar orada atıldı. Gel g&ouml;r ki cumartesi bir de baktık Gazze bombalanıyor. Her şey bitti. B&ouml;yle bir adım atılırken, b&ouml;yle bir olumlu yola girmişken Gazze yi bombalamak niye? Sıkıntıların altında işte İsrail in bu anlaşılmaz tutumları yatıyor. Şu anda İsrail y&ouml;netimi i&ccedil;indeki sıkıntı, başından itibaren bu y&ouml;netim kendi i&ccedil;inde &ccedil;elişkilidir, &ccedil;atışmacıdır. İsrail halkıyla bizim niye sıkıntımız olsun. Benim &uuml;lkemde 40 bini aşkın Musevi vatandaşlarım var. Ne inan&ccedil;larında, ne ekonomik faaliyetlerinde her hangi bir sıkıntılarını bana yansıtmadılar. Onursal Başkanları, liderleriyle sık sık her taleplerinde g&ouml;r&uuml;şen birisiyim. Benim o &uuml;lkelerdeki temsilcilerim İsrail Başbakanıyla bu denli sık g&ouml;r&uuml;şemez. Biz kendilerine bu denli gerekli olan imkanları veriyoruz. Burada kalkıp da uluslararası sularda insani yardım taşıyan gemilerimizi denizden ve havadan vurmayı neyle izah edebilirsiniz? Bir de doğru konuşmuyorlar. Diyorlar ki gemide silah var . Hangi raporda b&ouml;yle bir şey &ccedil;ıktı. İlk defa ben Netenyahu nun ağzından gemide silah olduğunu duydum. Ne Cenevre, ne BM kayıtlarının hi&ccedil; birinde gemilerde silah olduğuna dair bir ifade yer almamıştır. Kusura bakmayın yalan s&ouml;ylemenin bir siyasi liderlikle izah edilir bir boyutu olmaz. Doğru konuşalım, d&uuml;r&uuml;st davranalım. Burada da onun i&ccedil;in ben s&ouml;yl&uuml;yorum. Yine İsrail halkı asla bu konuda bizim ifadelerimizin muhatabı değildir. İsrail y&ouml;netimidir. Mevcut y&ouml;netim kendisini check etmelidir. Geleceğe nasıl bir adım atar onu ben bilemem. Eğer İbrahim in &ccedil;ocuklarıyız diyorsak İbrahim;in &ccedil;ocukları olmanın gereğini yerine getirelim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İbrahim in &ccedil;ocuklarında katil olmaz. &Ouml;te yandan, toplantıya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer &Ccedil;ağlayan, &Ccedil;evre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı &Ouml;mer &Ccedil;elik de katıldı.

Erdoğan: ABD İsrail'e baskı yapmalı

Erdoğan, "İsrail'e politikalarını değiştirmesi için gereken baskı başta ABD olmak üzere yapılmalıdır" dedi

Öne Çıkanlar