Erdoğan: Türkiye eski Türkiye değil

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Biz, Avrupa nın kimi &uuml;lkelerinde son yarım y&uuml;zyılda yaşanan bazı acı hadiseleri sineye &ccedil;ektik. Ancak bug&uuml;n şunu herkes bilsin ki T&uuml;rkiye eski T&uuml;rkiye değildir. T&uuml;rkiye, Avrupa da sinsice y&uuml;kselen ırk&ccedil;ılık, yabancı d&uuml;şmanlığı ve İslamofobia karşısında susacak, tepkisiz kalacak, boynunu b&uuml;kecek bir &uuml;lke değildir. Avrupalı dostlarımızı buradan samimiyetle uyarıyorum; Fransa da ortaya &ccedil;ıkan tablo, Avrupa daki sinsi tehlikenin ciddi bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r dedi.Erdoğan, partisinin genel merkezinde d&uuml;zenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, konuşmasının başında, bug&uuml;n AK Parti &ccedil;atısı altına girecek ve rozet takarak AK Parti saflarına dahil olacak farklı siyasi partilerden 9 belediye başkanına hoş geldiniz dedi. Erdoğan, vefat eden Sağlık İş Sendikası Başkanı Mustafa Başoğlu na Allah tan rahmet diledi. Fransa da, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini su&ccedil; sayan yasanın iptali i&ccedil;in d&uuml;n Anayasa Konseyi ne başvuru yapılmasına değinen Başbakan Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Fransa da, malum yasayı Fransa Anayasa Konseyi ne taşıyan 77 senat&ouml;r ve 65 milletvekiline &uuml;lkem ve milletim adına ş&uuml;kranlarımı sunuyorum. Fransa daki bu sağduyulu temsilciler sayesinde, tarihi bir hatanın &ouml;nlenmesi noktasında &ccedil;ok &ouml;nemli bir girişim ger&ccedil;ekleştirilmiştir.Fransa da, fikir ve ifade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n kısıtlanmasına y&ouml;nelik, ırk&ccedil;ı ve ayrılık&ccedil;ı bu yasa, iki &uuml;lke ilişkilerinde olduğu kadar Fransa nın kendi değerlerinde de tamiri zor yaralar a&ccedil;acaktı. İnanıyor ve umuyorum ki Fransa Anayasa Konseyi de sağduyulu davranacak, Fransa değerlerine, Avrupa Birliği ilkelerine ters d&uuml;şmeyecek, vicdanları kanatmayacak bir sonuca varacaktır. Biz, sabırla beklemeye, s&uuml;reci izlemeye devam edeceğiz.Fransa daki bu girişim, herkes kabul ediyor ki 1915 olaylarına ya da bu olayları aydınlatmaya y&ouml;nelik bir girişim değildir. Bu girişimin, bu yasanın, Fransa Cumhurbaşkanı ve arkadaşlarının bu tavrının altında, masumiyetten &ccedil;ok uzak, son derece tehlikeli bir saik var. Ben, s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;inde de defaatle ifade ettim. Soykırımın inkarını su&ccedil; kabul eden bu yasa, esasen bir T&uuml;rkiye ile kavga ediyorum yasasıdır. -Avrupa &uuml;lkelerine &ccedil;ağrı-Haziran ayında yapılacak se&ccedil;imler &ouml;ncesinde, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nde, Meclis in ve Senato nun bazı &uuml;yelerinin kamuoyuna b&ouml;yle bir mesaj vermenin ve bu yolla se&ccedil;imlerde &ccedil;ıkar sağlamanın peşinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, bir yandan Fransa daki Ermeni k&ouml;kenli se&ccedil;menlerin hissiyatının istismar edildiğini, diğer yandan T&uuml;rkiye ve T&uuml;rklerle kavga ediyorum algısı oluşturularak &ccedil;ok tehlikeli bir oyun oynandığını ifade etti.Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: T&uuml;rkiye nin dostluğu, d&uuml;nyadaki herkes i&ccedil;in &ouml;nemli bir payedir. Ama bazı k&uuml;&ccedil;&uuml;k insanlar i&ccedil;in, k&uuml;&ccedil;&uuml;k d&uuml;ş&uuml;nen insanlar i&ccedil;in, T&uuml;rkiye nin husumeti bile bir payedir. İşte Fransa da kimilerince yapılan, bu payeyi elde etme &ccedil;abasıdır. Bunun aksini hi&ccedil; kimse iddia edemez. Hi&ccedil; kimse, Fransa daki bu yasanın, masum kaygılarla, iyi niyetle &ccedil;ıkarıldığını savunmaz, savunamaz. Herkes biliyor ki bu yasanın altında, bu yasayı &ccedil;ıkaran tavrın ve hissiyatın altında, reddi m&uuml;mk&uuml;n olmayan bir ırk&ccedil;ı yaklaşım, bir ırk&ccedil;ı zihniyet vardır. Dolayısıyla bu mesele, bir Fransa meselesi, bir T&uuml;rkiye meselesi değildir; bu mesele, doğrudan doğruya bir Avrupa meselesi, Avrupa Birliği meselesidir.Biz, Avrupa nın kimi &uuml;lkelerinde son yarım y&uuml;zyılda yaşanan bazı acı hadiseleri sineye &ccedil;ektik. Ancak bug&uuml;n şunu herkes bilsin ki T&uuml;rkiye eski T&uuml;rkiye değildir. T&uuml;rkiye, Avrupa da sinsice y&uuml;kselen ırk&ccedil;ılık, yabancı d&uuml;şmanlığı ve İslamofobia karşısında susacak, tepkisiz kalacak, boynunu b&uuml;kecek bir &uuml;lke değildir. Avrupalı dostlarımızı buradan samimiyetle uyarıyorum; Fransa da ortaya &ccedil;ıkan tablo, Avrupa daki sinsi tehlikenin ciddi bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Bu tehlikeyi g&ouml;rmek, bu tehlikeye karşı acilen tedbirler alıp uygulamak, Avrupa Birliği nin en &ouml;ncelikli g&uuml;ndemi olmalıdır. Yabancı d&uuml;şmanlığı &uuml;zerinden se&ccedil;im kazanmaya &ccedil;alışanlar, sadece kendi &uuml;lkelerine, kendi halklarına değil, Avrupa ilkelerine, Avrupa nın temellerine, Avrupa nın ideallerine zarar verirler. Bu samimi tavsiyelerimizin Avrupa da dikkate alınmasını &ouml;zellikle arzuladığımızı da burada ifade etmek istiyorum. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu ile ilgili olarak, D&uuml;n &ccedil;ıkmış, katsayı meselesiyle ilgili olarak, Danıştaya CHP başvurmadı, arkadaşlarımızın m&uuml;nferit başvurusu diyor... Peki sen nesin orada? Bostan korkuluğu musun? Dersim le ilgili parti i&ccedil;inde sıkıy&ouml;netim ilan ediyorsun, buna g&uuml;c&uuml;n yetiyor da, Danıştaya başvuru yapılmasını engellemeye g&uuml;c&uuml;n yetmiyor mu? dedi.Erdoğan, partisinin genel merkezinde d&uuml;zenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında, Dersim olayları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 23 Kasım 2011 tarihinde yapılan AK Parti Genişletilmiş il Başkanları Toplantısında bu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Tarihimizde yaşanmış acı bir hadiseyi, Dersim faciasını T&uuml;rkiye nin g&uuml;ndemine taşımıştık. Belgeleriyle, acı hatıralarıyla, &uuml;zeri &ouml;rt&uuml;lm&uuml;ş bir faciayı, bir Cumhuriyet Halk Partisi eserini burada sizlerin ve aziz milletimizin dikkatlerine sunmuştuk. Dersim meselesi, bizim Genişletilmiş İl Başkanları Toplantımızın ardından T&uuml;rkiye genelinde etraflıca tartışıldı, konuşuldu, &uuml;zerinde &ccedil;eşitli yorumlar yapıldı.Ben bug&uuml;n burada Dersim konusunu yeniden a&ccedil;acak değilim. Nitekim, Başbakanlık Devlet Arşivleri nin kapısı ardına kadar a&ccedil;ık. Sayın Kılı&ccedil;daroğlu &ccedil;ok merak ediyor ya... A&ccedil;ılacak. Bizde kapalı bir şey yok. Merak etmeyin. Genelkurmay Başkanlığımız da Dersim hadisesine ilişkin arşivini a&ccedil;mak i&ccedil;in hazırlıklarını yapıyor. Bundan sonrası, siyaset&ccedil;ilerden ziyade tarih&ccedil;ilerin, araştırmacıların, akademisyenlerin konusudur. Umuyoruz ki bu mesele t&uuml;m boyutlarıyla da aydınlatılacaktır. Ancak, Dersim tartışmaları yapılırken, asıl &ouml;nemli noktanın, hatta tartışmanın esasının &ccedil;ok ciddi bir bi&ccedil;imde ıskalandığını da m&uuml;şahede ettik. Başta CHP liler olmak &uuml;zere, bazıları kalktılar, Başbakan bug&uuml;ne neden gelmiyor; neden tarihi olayların &uuml;zerine gidiyor? diye eleştiri yaptılar. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ge&ccedil;miş bilinmezse bug&uuml;n ve gelecek bilinemez. Bunu bunların bilmesi lazım. Başbakan CHP nin ge&ccedil;mişiyle neden bu kadar uğraşıyor? diyenler var. D&uuml;n d&uuml;nde kalmıştır diyerek, ge&ccedil;mişi hasıraltı etmek isteyenler var...Şunu burada altını &ccedil;izerek ifade etmek istiyorum; biz, Dersim faciasını g&uuml;ndeme taşırken, bir acının k&uuml;llerini kaldırmayı değil, bir zihniyeti, bir anlayışı, bir yaklaşımı deşifre etmek istedik. Bunu hatırlatmak istiyorum. Biz, Dersim den, hatta onun &ccedil;ok daha &ouml;ncesinden başlayan, bug&uuml;ne kadar da devam eden, bug&uuml;n de varlığını s&uuml;rd&uuml;ren, jakoben, se&ccedil;kinci, elitist bir zihniyete dikkatleri &ccedil;ektik. Bug&uuml;n bu zihniyet var mı? Evet var. Bunları deşifre etmek istiyoruz, bunları tanıyalım diyoruz. Evet... Dersim, 1939 da &uuml;zeri kapatılmış bir faciadır. Ama o zihniyet, Dersim de katliam ger&ccedil;ekleştiren zihniyet, bug&uuml;ne kadar hi&ccedil; değişmemiş, Dersim den sonra da bu &uuml;lkeye &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k acılar, &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k facialar yaşatmaya devam etmiştir. -İttihat ve Terakki zihniyeti-MHP nin, Dersim konusunun a&ccedil;ılmasından en az CHP kadar rahatsızlık duyduğunu ve bunun enteresan olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, MHP nin, sadece Dersim konusunun a&ccedil;ılmasından değil, Diyarbakır İ&ccedil;kale de toprağın altından &ccedil;ıkan kemiklerden bile ciddi rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. Bahsettiği zihniyetin bir yansımasının da bu olduğunu kaydeden Erdoğan, Yahu bunlar &ccedil;ıkmayacak mı ortaya? Hani sen haktan bahsediyorsun, hukuktan bahsediyorsun, adaletten bahsediyorsun... Niye bunlar ortaya &ccedil;ıkmasın? Tabii &ccedil;ıkacak. Bunlar, d&uuml;n her şeyi hasıraltı ediyorlardı. Ellerine yetki ge&ccedil;tiğinde, meseleleri s&uuml;menaltı ediyorlardı. Şimdi de işte o zihniyet, kemiklerin &ccedil;ıkmasından rahatsız oluyor, hasıraltı ve s&uuml;menaltı yaptıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de toprak altı yapmanın m&uuml;cadelesini veriyor dedi. 23 Kasım 2011 tarihinde yapılan AK Parti Genişletilmiş il Başkanları Toplantısında, Dersim faciasını anlatırken, bazı isimler zikrettiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, o g&uuml;n Dersim de g&ouml;rev alan ve Dersim de katliam emrini veren bazı siyaset&ccedil;ilerin torunlarının bug&uuml;n de siyasette ve b&uuml;rokraside g&ouml;rev almış durumda olduklarını s&ouml;yledi. Başbakan Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Biz, torunlar, dedelerinin yaptıklarından mesul değildir diyerek, bu b&uuml;rokratların, bu siyaset&ccedil;ilerin isimlerini anmadık. Ama o torunlar &ccedil;ıktılar, Dersim deki zihniyetin aynen devam ettiğini g&ouml;stermek amacıyla, dedelerine ve dedelerinin yaptıklarına sahip &ccedil;ıktılar.Tabii şu hususun da altını kalın &ccedil;izgilerle &ccedil;izmek durumundayım... Bize, siyasi tarihimiz boyunca olduğu gibi, son 9 yılda da, bu Dersim tartışmalarının ardından da hi&ccedil; hak etmediğimiz yakıştırmalar yaptılar. Cumhuriyetle hesaplaşmak dediler. Atat&uuml;rk d&uuml;şmanlığı dediler. Cumhuriyetin ilkelerine husumet dediler... Hi&ccedil; kimse kusura bakmasın, kimin cumhuriyete sahip &ccedil;ıktığı, kimin de cumhuriyeti tahrip ettiği, şu son 9 yılda teredd&uuml;te mahal bırakmayacak netlikte ortaya &ccedil;ıkmıştır. Artık kirli &ccedil;amaşırlar ortaya &ccedil;ıkıyor. Kimin Atat&uuml;rk &uuml;n ideallerine sahip &ccedil;ıktığı, kimin de o ideallerin sadece istismarını yaptığı AK Parti iktidarlarıyla &ccedil;ok net bi&ccedil;imde ortaya &ccedil;ıkmıştır. Ne CHP ne de MHP, bizim millet sevgimizi, vatan sevgimizi, memleket sevdamızı &ouml;l&ccedil;ecek kalibrede değildir. Bunlar, izindeyiz Atam deyip, sabah akşam izin yaptılar, yan gelip yattılar. Biz ise, T&uuml;rkiye yi muasır medeniyetler seviyesinin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in gece demeden, g&uuml;nd&uuml;z demeden, dağ dere tepe demeden, fırtına bora demeden gayretle, &ouml;zveriyle, fedakarlıkla koşturduk, koşturuyoruz.Şimdi bir kere şunu a&ccedil;ık a&ccedil;ık ortaya koymakta fayda var... İttihat ve Terakki zihniyeti, Gazi Mustafa Kemal in de şiddetle karşı &ccedil;ıktığı ve bizzat m&uuml;cadele ettiği bir zihniyettir. Bu zihniyet, Osmanlı Devletinin &ccedil;ok hızlı ve acı bir şekilde dağılmasını sağlamış, ardından da cumhuriyete sirayet etmek, cumhuriyeti &ccedil;&uuml;r&uuml;tmek i&ccedil;in yoğun m&uuml;cadele vermiştir. Gazi Mustafa Kemal in m&uuml;samaha g&ouml;stermediği İttihat ve Terakki zihniyeti, ne yazık ki vefatının ardından yeniden hayat bulmuş, yeniden iktidar fırsatı bulmuş ve T&uuml;rkiye ye ağır faturalar &ouml;detmeye devam etmiştir. İşte Dersim, bu ağır faturalardan biridir. 27 Mayıs darbesi bu ağır faturanın neticesidir. 12 Mart, 12 Eyl&uuml;l, 28 Şubat, bu zihniyetin eseridir. K&uuml;rt meselesinden tutunuz, faili me&ccedil;hullere; edilgen dış politikadan tutunuz, k&ouml;t&uuml; ekonomiye; derin yapılardan, &ccedil;etelerden, mafyatik &ouml;rg&uuml;tlenmelerden tutunuz, b&uuml;rokratik oligarşiye kadar bu &uuml;lkenin bir&ccedil;ok meselesinin altında, işte bu k&ouml;hne, bu &ccedil;arpık zihniyet yatmaktadır. - İ&ccedil;imizden biri k&ouml;pr&uuml; olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz -Bazılarının, T&uuml;rkiye nin meselelerinin &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; konusunda haklı olarak son derece sabırsız olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, bu kişilerin, karanlık her olay anında aydınlansın, her reform anında yapılsın, T&uuml;rkiye bir gecede değişsin istediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: Beyler... Biz burada, 150 yıllık k&ouml;hne bir zihniyetle m&uuml;cadele ediyoruz. İliklerimize kadar işlemiş, devletin b&uuml;t&uuml;n kılcal damarlarına kadar ilişmiş bir zihniyetle m&uuml;cadele ediyoruz. Biz, İttihat ve Terakki zihniyetindeki CHP ye, İttihat ve Terakki nin izindeki MHP ye, Doğu ve G&uuml;neydoğu nun CHP si olmaya &ouml;zenen bir BDP ye rağmen bu m&uuml;cadeleyi y&uuml;r&uuml;t&uuml;yoruz. Karşımızda, toprak altını karıştırma, kemiklerin &uuml;zerini &ouml;rt diyen bir zihniyet var. Karşımızda, K&uuml;rt meselesini, ter&ouml;r meselesini &ccedil;&ouml;zme diyen bir zihniyet var. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; oradan nemalanıyorlar. Karşımızda, Dersimli olduğu halde Dersim meselesini ağzına alamayan bir zihniyet var.Burada, Arif Nihat Asya nın şu muhteşem ifadelerini sizlerle paylaşmak istiyorum... Diyor ki Arif Nihat Asya; i&ccedil;imizden biri k&ouml;pr&uuml; olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz ... Evet, eğer tarihle bug&uuml;n arasındaki o k&ouml;pr&uuml;y&uuml; kuramazsak, bug&uuml;nden yarına ge&ccedil;emeyiz. Eğer tarihteki acı hadiselerle y&uuml;zleşemezsek, geleceği şekillendiremeyiz. Biz, bu k&ouml;pr&uuml;y&uuml; kurmanın, bir k&ouml;pr&uuml; olmanın m&uuml;cadelesi i&ccedil;indeyiz.Bizim, 23 Kasım daki Dersim a&ccedil;ıklamalarımızın ardından, CHP Genel Başkanı, &ouml;nce bize teşekk&uuml;r eden CHP Diyarbakır İl Y&ouml;netimini g&ouml;revden aldı, ardından partisinde sıkıy&ouml;netim ilan etti. Partisi i&ccedil;inde Dersim ile ilgili farklı a&ccedil;ıklamalar yapılınca, hatta Dersimli milletvekilleri bile birbirine d&uuml;ş&uuml;nce, bu konuda a&ccedil;ıklama yapmayı yasakladı. Şimdi d&uuml;n &ccedil;ıkmış, katsayı meselesiyle ilgili olarak, Danıştaya CHP başvurmadı, arkadaşlarımızın m&uuml;nferit başvurusu diyor... Peki sen nesin orada? Bostan korkuluğu musun? Dersim le ilgili parti i&ccedil;inde sıkıy&ouml;netim ilan ediyorsun, buna g&uuml;c&uuml;n yetiyor da, Danıştaya başvuru yapılmasını engellemeye g&uuml;c&uuml;n yetmiyor mu? Dersim de analar tabii ki ağlayacaktı diyen genel başkan yardımcısına o d&ouml;nem sahip &ccedil;ıktın. Peki Danıştaya, İmam Hatiplerin &ouml;n&uuml;n&uuml; kesmek i&ccedil;in başvuruda bulunan arkadaşlarına neden sahip &ccedil;ıkmıyorsun? Neden mert&ccedil;e, yiğit&ccedil;e arkalarında durmuyorsun? &Ccedil;&uuml;nk&uuml; duramazsın. Arkalarında da duramazsın, engel de olamazsın. Seni oraya genel başkan olarak &ccedil;ıkartan zihniyet, 1939 da Dersim faciasının mimarı olan zihniyettir. Sen o zihniyetle, seni oraya taşıyan zihniyetle &ccedil;atışmaya giremezsin, buna g&uuml;c&uuml;n yetmez.&Ccedil;ıkıp benim d&uuml;nk&uuml; konuşmamdan kalkıp T&uuml;rkiye yi dindarlar, dinsizler diye ayırdığımı s&ouml;yl&uuml;yor. &Ouml;nce şu kulakların duymaya alışsın... Benim ifademde dindarlar, dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gen&ccedil;lik yetiştirme var. Bunu yine s&ouml;yl&uuml;yorum, bunun arkasındayım. Sayın Kılı&ccedil;daroğlu, sen bizden, muhafazakar demokrat parti kimliği sahibi AK Parti den ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir, senin amacın olabilir. Ama bizim b&ouml;yle bir amacımız yok. Biz muhafazakar ve demokrat, milletinin, vatanının değerlerine, ilkelerine, tarihten gelen ilkelerine sahip &ccedil;ıkan bir nesil yetiştireceğiz. Bunun i&ccedil;in &ccedil;alışıyoruz. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hi&ccedil; kusura bakmayın Sayın Kılı&ccedil;daroğlu. Yargının, H&uuml;k&uuml;metin emrine filan girdiği yok; tam tersine yargı, sizin militanlarınızdan, sizin militan tavrınızdan, sizin militan zihniyetinizden arınıyor, temizleniyor dedi. Başbakan Erdoğan, parti genel merkezinde d&uuml;zenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı nda konuştu. Bug&uuml;n &uuml;zerinde &ouml;zellikle durmak istediğim konu, işte bu zihniyetin eseri olan ve bu &uuml;lkeye &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k facialar yaşatan hukuk sistemi konusudur diyen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu nun, son aylarda yoğun bir şekilde yargıya, yargı mensuplarına, yargı &ccedil;alışanlarına y&ouml;nelik &ccedil;ok ağır iddialarda, hakarete varan ağır ithamlarda bulunduğunu s&ouml;yledi. - Bunlar sirk cambazı -Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Silivri deki mahkemeye tiyatro diyen, hakim ve savcılara ağır hakaretler sarf eden CHP Genel Başkanı, Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulu na, Yargıtay a, Danıştay a ateş p&uuml;sk&uuml;r&uuml;yor. Daha birka&ccedil; yıl &ouml;ncesine kadar, CHP, yargı kararlarının ardından, şeriatın kestiği parmak acımaz diyordu ve bize parmak sallıyordu. Hatta AK Parti nin kapatılması i&ccedil;in Anayasa Mahkemesi nde g&uuml;ndem oluşunca Ankara da yargı&ccedil;lar varmış diyordu. Bug&uuml;n her yargı kararına, her yargı tasarrufuna karşı &ccedil;ıkıyorlar. Neden? Nedeni &ccedil;ok a&ccedil;ık. Zira bu &uuml;lkede, 12 Eyl&uuml;l 2010 da, millet idareye, millet yargıya el koymuştur. Fark budur. Eğer 15 g&uuml;n gece g&uuml;nd&uuml;z Parlamentoda &ccedil;alıştıysak, benim milletim de y&uuml;zde 58 le evet dediyse burada bir ger&ccedil;ek var ama bunlar egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu da hazmedemiyorlar. Hani Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml;yd&uuml;n&uuml;z. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ifadesi Gazi Mustafa Kemal in değil mi? Atat&uuml;rk &uuml;n değil mi? Niye saygı duymuyorsunuz? Gece başka g&uuml;nd&uuml;z başka. Bunlar sirk cambazı, sirk cambazı. 12 Eyl&uuml;l 2010 da biz bir tarafta CHP, MHP, BDP bir tarafta. &Ouml;yle &ccedil;ıkmadık mı meydanlara, ne oldu. Y&uuml;zde 58, bu maddeye evet dedi. Bunlar da hayır i&ccedil;in koşturdu. Netice ortada. 12 Eyl&uuml;l 2010 da, hi&ccedil; abartmadan s&ouml;yl&uuml;yorum, 150 yıllık &ccedil;&uuml;r&uuml;m&uuml;ş, k&ouml;hnemiş bir zihniyet, tarihi nitelikte bir kırılma yaşamıştır. Yargı, birilerinin kontrol&uuml;nden, birilerinin idaresinden &ccedil;ıkmış, birilerinin arka bah&ccedil;esi olmaktan kurtulmuş, milletin yargısı olma yolunda &ccedil;ok &ouml;nemli bir aşamaya ge&ccedil;miştir. - Yargı sizin militan zihniyetinizden arınıyor -CHP nin tarihe takılıp kaldığını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bize, tarihi bu işlere karıştırma diyorlar. Bize, toprağın altından cesetleri &ccedil;ıkarma diyorlar. Tarihe takılıp kalan biz değiliz, tarihe takılıp kalan, 1940 ların tek parti zihniyetinden bug&uuml;ne gelemeyen sizsiniz, siz. Tarihe takılıp kalan 1940 ların tek parti zihniyetinden bug&uuml;ne gelemeyen sizsiniz siz ey CHP y&ouml;netimi. Siz halen 1940 &ouml;ncesinin zihniyetindesiniz dedi.Erdoğan, İstiklal mahkemelerinin zihniyetini taşıyanlar, İstiklal Mahkemesi nin vicdansız hakimlerini kahraman ilan edenler, bug&uuml;n &ccedil;ıkıp da bağımlı yargıdan bahsedemezler. Siz o sunuz. Yassıada nın yargılamalarıyla y&uuml;zleşemeyenler, bug&uuml;n kalkıp da yargıyı eleştiremezler. İzmir Suikasti davalarının, Menemen Hadisesi davalarının peşine d&uuml;şmeyenler, işte bug&uuml;n Danıştay Davasını, Ergenekon Davasını anlayamazlar. Danıştay olayı patlak verdiği zaman yandaş basınlarıyla beraber bize saldırdılar. Bu &uuml;lkenin muhafazakar insanlarına, dindar insanlarına saldırdılar, irtica var dediler, irtica bu işi yaptı dediler. Arkadan ne &ccedil;ıktı; nelerin &ccedil;ıktığı ortada. İttihat Terakki nin devamı olan zihniyet &ccedil;ıktı. Kendi gazetelerini gidip bombalayanları, kalktılar bize fatura etmek istediler. Kim &ccedil;ıktı arkasından yine o zihniyetin devam &ccedil;ıktı. 27 Mayıs ı unutanlar, 28 Şubat ı unutanlar, bu &uuml;lkede parti kapatmanın ne anlama geldiğini idrak edemezler. Hi&ccedil; kusura bakmayın Sayın Kılı&ccedil;daroğlu&hellip; Yargının, H&uuml;k&uuml;metin emrine filan girdiği yok; tam tersine yargı, sizin militanlarınızdan, sizin militan tavrınızdan, sizin militan zihniyetinizden arınıyor, temizleniyor diye konuştu.- Militan yargı d&ouml;nemi sona ermiştir - 1994 yılında d&ouml;nemin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ın Yargıya kendi yandaşlarımı değil de, MHP lileri mi alacaktım s&ouml;z&uuml;n&uuml; hatırlamıyorsanız, bari yanıbaşınızdaki hanımefendinin YARSAV militanlarını yargıya yerleştirmek i&ccedil;in nasıl gayret g&ouml;sterdiğini hatırlayın diyen Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Şu anda CHP nin Grup Başkanvekili olan hanımefendi, Hakimler ve Savcılar Y&uuml;ksek Kurulu konusunda aynen şu ifadeleri kullanıyor: YARSAV ın militanı olacak adam lazım bize. Sayın Kılı&ccedil;daroğlu, ge&ccedil; bu işleri, ge&ccedil;. Artık mercek altındasın. Adım adım aldığın nefes bile bu &uuml;lkede benim milletim tarafından takip ediliyor ve sizin hukuk anlayışınızı bizler ge&ccedil;mişten bu g&uuml;ne &ccedil;ok iyi biliyoruz. CHP li eski bir Adalet Bakanının, yargıda nasıl kadrolaştığı, yargıda nasıl işler hallettiği b&uuml;t&uuml;n boyutlarıyla ortaya &ccedil;ıktı; Sayın Kılı&ccedil;daroğlu yla da gayet g&uuml;zel ortak yanları var zaten. Sayın Kılı&ccedil;daroğlu, bunları g&ouml;rmezden duymazdan geliyor. Yargı, on yıllardır dokunulmaz olanlara dokunduğu i&ccedil;in, anamuhalefet partisi rahatsız oluyor. 12 Eyl&uuml;l 2010 da millet işte bu &ccedil;arkı kırmıştır. 12 Eyl&uuml;l 2010 da, militan yargı d&ouml;nemi sona ermiştir. Y&uuml;ksek yargıyı baskı altında tutup, t&uuml;m h&uuml;k&uuml;metlerin elini kolunu bağlayan bir anlayış, 12 Eyl&uuml;l 2010 da, millet tarafından tedav&uuml;lden kaldırılmıştır. Bug&uuml;n, yasama, y&uuml;r&uuml;tme ve yargı, bağımsız şekilde, ger&ccedil;ek bir demokraside olması gerektiği şekilde g&ouml;revlerini yerine getirmektedir. HSYK başta olmak &uuml;zere, y&uuml;ksek yargı, militan bir anlayışla, ideolojik bir anlayışla değil; artık katılımcı, demokratik bir anlayışla, se&ccedil;imle şekilleniyor. - Senaryo hi&ccedil; değişmemiştir -Konuşmasında Danıştay saldırı sonrasında yaşananları da dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Danıştay saldırısının yargılaması yapıldı, fatura h&uuml;k&uuml;metimize kesildi, dosya kapatıldı. Daha sonra Yargıtay kararı bozdu, ne oldu, davayı Ergenekon davasıyla birleştirdi, ardından da ortaya bir&ccedil;ok kirli ilişki d&ouml;k&uuml;ld&uuml; ve d&ouml;k&uuml;l&uuml;yor. Eğer bu &uuml;lkenin yakın tarihine d&ouml;n&uuml;p bakmazsanız, bu olaylara şaşırıp kalırsınız ama yakın tarihi bilirseniz, bu olayların ne anlama geldiğini, neye tekab&uuml;l ettiğini, neyin ama&ccedil;landığını da g&ouml;r&uuml;rs&uuml;n&uuml;z. Bizzat Gazi Mustafa Kemal in kurdurttuğu Serbest Cumhuriyet Fırkası nın başına gelenlere bakın. 27 Mayıs &ouml;ncesindeki provokasyonlara bakın. 12 Eyl&uuml;l &ouml;ncesinde, 28 Şubat &ouml;ncesinde yaşananlara bakın. Enc&uuml;men-i Daniş e bakın. Neler d&ouml;n&uuml;yor neler. Kahramanmaraş olaylarının &Ccedil;orum olaylarından, 1 Mayıs hadisesinin Sivas olaylarından, Menemen hadisesinin Danıştay saldırısından farkı, sadece zaman ve mekan farkıdır. Yoksa senaryo aynıdır. Ne yazık ki artlarından gelen hep aynı olmuştur. Senaryo, hi&ccedil; değişmemiştir. Akt&ouml;rler değişmiş, ama akt&ouml;rlerin zihniyeti hi&ccedil; değişmemiştir. İşte biz, bu kısır d&ouml;ng&uuml;y&uuml; kırmanın, T&uuml;rkiye yi bu kısır d&ouml;ng&uuml;den &ccedil;ıkarmanın gayreti, m&uuml;cadelesi i&ccedil;indeyiz. AK Parti nin &ouml;zelliği bu. Allah ın izniyle bunu da başardık, başarıyoruz. Biz, yarınlara, gelecek nesillere, karanlık hadiseler, acı hadiseler, &uuml;zeri &ouml;rt&uuml;lm&uuml;ş, ertelenmiş, s&uuml;menaltı, hasıraltı, toprakaltı yapılmış meseleler değil, inşallah aydınlık bir T&uuml;rkiye emanet edeceğiz. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanlığımızın hazırladığı bir reform paketi kapsamında, ifade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; daha da genişletiyor, bir&ccedil;ok gazeteci hakkında a&ccedil;ılan davaları ortadan kaldırıyoruz dedi.Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı nda konuşan Başbakan Erdoğan, g&uuml;ndemdeki konuları değerlendirdi. Muhalefetin basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;yle ilgili eleştirilerine cevap veren Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Artık istismar boyutunu, iftira boyutunu aşarak, T&uuml;rkiye yi &ccedil;ok haksız şekilde t&ouml;hmet altında bırakan bir meseleye, tutuklu gazeteciler diye takdim edilen meseleye de &ouml;zellikle değinmek istiyorum. Maalesef, ana muhalefet partisinin ve bazı medya kuruluşlarının, kendi &uuml;lkelerine, kendi vatanlarına y&ouml;nelik, haksız, mesnetsiz, ger&ccedil;eği yansıtmayan kampanyaları, T&uuml;rkiye hakkında da negatif bir imajın oluşmasına neden oldu. Biz, bu konuyu defalarca izah ettik. Şu anda cezaevinde bulunan, gazeteci olarak takdim edilen zanlıların ve h&uuml;k&uuml;ml&uuml;lerin, gazetecilik faaliyetinden dolayı değil, b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;oğunluğunun diğer bazı su&ccedil; isnatlarıyla i&ccedil;erde tutulduklarını tekrar tekrar a&ccedil;ıkladık. T&uuml;rkiye de, i&ccedil;erdeki gazeteciler diye takdim edilenlerin &ccedil;oğu, aslında gazeteci değil; gazeteci olanlarsa gazetecilik faaliyetinden dolayı i&ccedil;erde değil. - Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı bu kampanyanın aracı haline gelmiştir -S&ouml;z konusu kişiler i&ccedil;inde ter&ouml;r eyleminde bulunanların da yer aldığına dikkati &ccedil;eken Başbakan Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: &Ouml;yle zanlılar var ki bizzat ter&ouml;r eyleminin i&ccedil;inde bulunmuşlar, silahlı saldırıda bulunmuşlar, polis katletmişler, ateşli silah bulundurmaktan tutuklanmışlar. Bunların ceplerinden, ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n yayın kuruluşlarının kimlik kartları &ccedil;ıkıyor. Bu kişiler tutuklanınca, ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; de gazeteci tutuklandı diyerek, T&uuml;rkiye aleyhine kampanya başlatıyor. Maalesef T&uuml;rkiye nin ana muhalefet partisi Genel Başkanı da işte bu kampanyanın bir par&ccedil;ası, bu kampanyanın bir aracı haline geliyor. &Ouml;yle bir Genel Başkan d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n ki gittiği her &uuml;lkede, g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; her yabancıya &uuml;lkesini k&ouml;t&uuml;l&uuml;yor, &uuml;lkesinin ekonomisini k&ouml;t&uuml;l&uuml;yor, &uuml;lkesinde gazetecilerin tutuklu olduğunu iddia ediyor. Ama oralarda da buna kimse pek inanmıyor. İşte en son İsvi&ccedil;re... Her şeyi &ccedil;ok a&ccedil;ık, net ortaya koydular. Orada da siz T&uuml;rkiye yi bu hale nasıl getirdiniz diye bunu anlatıyorlar, bunu soruyorlar. Fakat b&ouml;yle bir ana muhalefeti T&uuml;rkiye hi&ccedil; g&ouml;rmemişti. Sayın Kılı&ccedil;daroğlu sayesinde T&uuml;rkiye bunu da g&ouml;rd&uuml;. - Gelsen ne olur, gelmesen ne olur -Paul Auster isimli Amerikalı bir yazarın ge&ccedil;en pazar g&uuml;n&uuml; T&uuml;rkiye de yayımlanan bir gazeteye verdiği r&ouml;portajda, Hapiste yatan yazar ve gazeteciler y&uuml;z&uuml;nden T&uuml;rkiye ye gelmeyi reddediyorum. Aynı sebeple &Ccedil;in den gelen davetleri de geri &ccedil;eviriyorum. Bu h&uuml;k&uuml;metleri protesto ediyorum şeklinde ifadeler kullandığına dikkati &ccedil;eken Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: Hah biz sana &ccedil;ok muhta&ccedil;tık. Niye gelmedin? Aman gel, ne olur gel. Gelsen ne olur gelmesen ne olur. T&uuml;rkiye irtifa mı kaybeder? CHP Genel Başkanı Kılı&ccedil;daroğlu da T&uuml;rkiye ye Fransız bu yazarın ifadelerine sahip &ccedil;ıkıyor. Onun g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; bazıları g&ouml;rm&uuml;yor diyor. Tam anlamıyla tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Ama mesele bu kadar basit değil.G&uuml;ya, kendince T&uuml;rk H&uuml;k&uuml;metini protesto eden bu yazar, en son 2010 yılında, İsrail e gitmiş, İsrail de Uluslararası Yazarlar Konferansı na katılmış. G&uuml;ya İsrail demokrat bir &uuml;lke, laik bir &uuml;lke. İfade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n, insan hak ve h&uuml;rriyetlerinin sınırsız olduğu bir &uuml;lke. Yahu sen ne cahil bir adamsın. İsrail e sen nasıl laik bir &uuml;lke dersin? İsrail tam bir din devletidir. Daha bunu &ouml;ğrenememiş bu adam. Nasıl demokrat bir &uuml;lke dersin. Gazze de bombaları yağdıranlar bunlar değil mi, fosfor bombalarını atan kimyasal silah kullanan bunlar değil mi? Nasıl sen bunları g&ouml;rmezden gelirsin. Bizdeki Kılı&ccedil;dardoğlu bunları g&ouml;rmezse onlar da g&ouml;rmez. Ortak yanları var. T&uuml;rkiye yi protesto eden beyefendi, T&uuml;rkiye de bazılarının g&ouml;rmediğini g&ouml;ren bu beyefendi, nasıl oluyorsa İsrail deki zulm&uuml;, baskıyı, hak ihlallerini g&ouml;rm&uuml;yor, g&ouml;remiyor. Bizim ana muhalefet Genel Başkanı da bu beyefendinin T&uuml;rkiye aleyhtarı a&ccedil;ıklamalarına, tıpkı o r&ouml;portajı yapan gazete gibi &ccedil;anak tutuyor. Bu yıl Mayıs ayında, İsrail deki Uluslararası Yazarlar Konferansı na da artık Paul Auster ile Sayın Kılı&ccedil;daroğlu birlikte giderler, birlikte orada poz verirler. Bakın bu yapılan, T&uuml;rkiye ye ciddi bir saygısızlıktır. Bu saygısız ithamların, bizzat ana muhalefet partisi tarafından paylaşılmış olması tabii ki enteresandır. Bizzat ana muhalefet partisi Genel Başkanı tarafından, bizzat T&uuml;rkiye nin bazı gazeteleri tarafından yapılıyor olması ayrıca vahimdir. T&uuml;rkiye aleyhine y&uuml;r&uuml;t&uuml;len karalama kampanyalarına alet olmak, ara&ccedil; olmak, bu kampanyalara &ccedil;anak tutmak, bir Genel Başkana yakışmaz, yakışmıyor - Hukuk &ouml;n&uuml;nde hi&ccedil; kimse imtiyazlı değil -Gazeteci sendikaları ve derneklerine İ&ccedil;erde olan, bu gazeteci dediklerinizin hangi gazete veya ajans tarafından kart sahibi olduklarını l&uuml;tfen araştırır mısınız? Veya kim adına bunlar bu faaliyetleri y&uuml;r&uuml;t&uuml;yor bunları bir araştırın da bunların bir arkasında olun bakalım diye seslenen Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: T&uuml;rkiye, 9 yıl &ouml;ncesiyle kıyaslanamayacak &ouml;l&ccedil;&uuml;de, basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;nde, ifade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;nde mesafe katetmiştir, &uuml;stelik CHP ye rağmen bu mesafeyi kat etmiştir. Mevcut sorunları da tek tek aşmanın gayreti, m&uuml;cadelesi i&ccedil;indeyiz. İşte en son, Adalet Bakanlığımızın hazırladığı bir reform paketi kapsamında, ifade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; daha da genişletiyor, bir&ccedil;ok gazeteci hakkında a&ccedil;ılan davaları ortadan kaldırıyoruz. T&uuml;rkiye bir hukuk devletidir. Hi&ccedil; kimsenin keyfi yere tutuklanması, keyfi yere hapsedilmesi, ya da keyfice tazminata mahkum edilmesi asla ve asla s&ouml;z konusu değildir. Hukuk &ouml;n&uuml;nde hi&ccedil; kimse imtiyazlı değildir. Bu &uuml;lkenin polisini şehit ettikten sonra cebinden gazeteci kimliği &ccedil;ıktı diye kimseye imtiyaz tanınmaz, tanınamaz. Demokrasiye kastedenlerin, m&uuml;dahale planları yapanların, gazeteci kimliği altına saklanması, en başta basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;ne, en başta mesleğini yapan gazetecilere haksızlıktır. - Hz. Ali Cenklerini yasaklamışlar - Bu &uuml;lkede basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; noktasında s&ouml;z s&ouml;yleyecek en son kurum CHP, en son kişi CHP Genel Başkanı dır değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, Kusura bakmayın, yine tarihe gideceğim. Zira bunların bu &uuml;lkeye yaşattıkları, bu &uuml;lkede silinmeyecek izler, tedavisi, telafisi zor yaralar bırakmıştır diye konuştu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Bakın, CHP nin tek partili d&ouml;nemine, 1940 lı yıllara ait 16 belge var. Bunların hepsi şu dosyanın i&ccedil;inde, y&uuml;zlerce belge arasından sadece birka&ccedil; &ouml;rnek. 16 belgenin tamamında, Cumhurbaşkanı olarak İsmet İn&ouml;n&uuml; n&uuml;n ve d&ouml;nemin başbakanlarının, bakanlarının imzaları var. Kim bunlar hep CHP li... D&uuml;ş&uuml;nebiliyor musunuz? Elifba kitabını yasaklamışlar. D&uuml;n &ccedil;ıkmış, dindarlık dinsizlik diye ayrım yapıyor diyor. Elif Ba kitap&ccedil;ığını yasaklayan zihniyete ne denirse CHP zihniyeti odur. Bu kadar basit. Hz. Ali Cenklerini yasaklamışlar. Senin bu işleri iyi bilmen lazım Sayın Kılı&ccedil;daroğlu. Bu cenklerle ilgilenmen lazım senin. Acaba CHP zihniyeti bunları neden yasaklamış? Yeri geldiği zaman bazı toplantılarda bunu gayet g&uuml;zel dile getiriyorsun. Herhalde bunu da şimdi iyi anlarsın. Arap&ccedil;a levhalarla Cumhuriyet gazetesi başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok gazetenin kapatıldığını, yayınlarının durdurulduğunu belirten Erdoğan, Beraber d&uuml;ş&uuml;nce d&uuml;nyasını paylaştıkları Aziz Nesin in, Sabahattin Ali nin, Rıfat Ilgaz ın kitaplarını yasaklamış, toplatmışlar. Mesela bunlardan biri şu an elimde, Rıfat Ilgaz ın Yaşadık&ccedil;a isimli kitabının dağıtımının yasaklanması ve toplanmasına dair 10 Temmuz 1948 tarihli Bakanlar Kurulu kararı... Cumhurbaşkanı İsmet İn&ouml;n&uuml;, altta Bakanlar Kurulunun imzaları... Evet Bekir Bey in dediği gibi adeta mahkeme kararı. Bakanlar Kurulu mahkeme olmuş, &ouml;yle bir d&ouml;nem. CHP bunları iyi bilir.Aziz Nesin in Azizname adlı kitabının dağıtılmasının yasaklanması ve toplanmasına dair 27 Aralık 1948 tarihli Bakanlar Kurulu kararına değinen Erdoğan, Mahkeme kararı değil ha Bakanlar Kurulu kararı. Bu da yapılmış, bu kadar a&ccedil;ık ve net ortada. Bak ben belgeyle konuşuyorum. Toplatmışlar... hepsi burada. Ahmedi Hani yi daha &ouml;nce s&ouml;ylemiştim. Sabahattin Ali nin bir kitabıyla ilgili 15 Temmuz 1944 tarihli başka bir Bakanlar Kurulu kararı... altında yine İsmet İn&ouml;n&uuml; ve Bakanlar Kurulu &uuml;yelerinin imzaları var. İşte CHP nin tarihi bu. CHP nin sadece tarihi değil, bug&uuml;n taşıdığı zihniyet de işte aynen bu dedi.- Ucu nereye dokunursa, kime dokunursa dokunsun... -T&uuml;rkiye nin bu karanlık s&uuml;re&ccedil;lere geri d&ouml;nmeyeceğini belirten Erdoğan, yaptıkları ve yapacakları reformlarla, atacakları adımlarla, T&uuml;rkiye nin bu kısır d&ouml;ng&uuml;den kurtulmasını sağlayacaklarını, gen&ccedil; nesillere pırıl pırıl bir T&uuml;rkiye emanet edeceklerini s&ouml;yledi.Hi&ccedil;bir konunun karanlıkta, hi&ccedil;bir su&ccedil;un faili me&ccedil;hul kalmayacağını vurgulayan Erdoğan, Ucu nereye dokunursa, kime dokunursa dokunsun, sabırla, sağduyuyla, adım adım &uuml;zerine gidecek, kendi vicdanımızın da kamu vicdanının da rahatlaması i&ccedil;in elimizden gelen &ccedil;abayı g&ouml;stereceğiz diye konuştu. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bizden, 9 yıl boyunca iktidar yorgunluğu, metal yorgunluğu bekleyenler beyhude beklediler. AK Parti nin erimesini, t&uuml;kenmesini, yorulmasını bekleyenler, kendileri eridiler, kendileri t&uuml;kendiler, kendileri yoruldular dedi.Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu nun AK Parti li Kayseri B&uuml;y&uuml;kşehir Belediyesiyle ilgili iddialara ilişkin Kılı&ccedil;daroğlu nun, zaman zaman bakıyorsun &ccedil;ek sahteciliği yapan yanında taşıdığı adamları var biliyorsunuz. Onların laflarıyla benim belediye başkanıma takılıyor Kayseri de. Mahkeme karar verdi, seni tersledi. Yaptıklarının ne denli yanlış olduğunu s&ouml;yledi. Peki benim belediye başkanımdan &ouml;z&uuml;r diledin mi? Sen neye inanacaksın, sen neyle acaba tatmin olacaksın. Bunların d&uuml;r&uuml;stl&uuml;k yanından ge&ccedil;miş değil diye konuştu. - Metal yorgunluğu bekleyenler, beyhude beklediler - Şundan herkes emin olsun: AK Parti, milleti, milletin değerlerini, milletin fertlerini &ouml;ğ&uuml;ten o k&ouml;hne &ccedil;arka kendisini asla kaptırmadı, kaptırmayacak diye seslenen Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: AK Parti, T&uuml;rkiye de on yıllardır devam eden kısır d&ouml;ng&uuml;n&uuml;n i&ccedil;ine girmemiştir ve girmeyecektir. AK Parti, bu kısır d&ouml;ng&uuml;yle cesaretle y&uuml;zleşen, cesaretle hesaplaşan, bu kısır d&ouml;ng&uuml;y&uuml;, milletle birlikte cesaretle kıran, bozan bir partidir. Aynı kararlılıkla, aynı samimiyetle, milletimizle el ele, g&ouml;n&uuml;l g&ouml;n&uuml;le bu yolda y&uuml;r&uuml;meye devam edeceğiz. T&uuml;m teşkilatımızla, ana kademe, kadın kolları, gen&ccedil;lik kolları, yerel y&ouml;netimlerimizle, bu &uuml;lkenin aydınlık yarınları i&ccedil;in ter d&ouml;kmeye, emek sarf etmeye devam edeceğiz. Biz, başkalarına benzemeyiz. Bizden, 9 yıl boyunca iktidar yorgunluğu, metal yorgunluğu bekleyenler beyhude beklediler. AK Parti nin erimesini, t&uuml;kenmesini, yorulmasını bekleyenler, kendileri eridiler, kendileri t&uuml;kendiler, kendileri yoruldular. Biz ise milletin daha fazla desteğini alarak, milletle birlikte, T&uuml;rkiye ile birlikte b&uuml;y&uuml;yerek bug&uuml;nlere geldik. Bu teşkilat, yorulduk&ccedil;a koşan, koştuk&ccedil;a a&ccedil;ılan yağız atlar gibidir. Biz her sabah, taze bir heyecanla, her sabah taze bir umutla yeni g&uuml;ne g&ouml;zlerimizi a&ccedil;ıyoruz. Fitne, nifak, &ccedil;ekişme, rekabet, hırs ve ihtiras bu partiye, bu teşkilata bug&uuml;ne kadar sirayet etmedi, Allah ın izniyle bundan sonra da etmeyecek. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki s&uuml;re&ccedil;te inşallah muhabbetimizi daha da artıracağız. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki s&uuml;re&ccedil;te, safları daha da sıklaştıracağız. T&uuml;rkiye ye &ccedil;ok hizmetler, &ccedil;ok eserler kazandırdık, hep birlikte T&uuml;rkiye yi daha da b&uuml;y&uuml;teceğiz. - Ocak ayında ihracat y&uuml;zde 10 arttı -Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda T&uuml;rkiye İhracat&ccedil;ılar Meclisi verilerine g&ouml;re, ocak ayında ihracatın 2011 yılının aynı d&ouml;nemine g&ouml;re y&uuml;zde 10 artış sağladığını belirterek, ocak ayında ihracat rakamının 10 milyar 554 milyon dolara ulaştığını kaydetti.Erdoğan, Hani bazıları 2012, 2011 den k&ouml;t&uuml; olacak diyor ya b&ouml;yle bir beklenti i&ccedil;ine giriyorlar, &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir sevin&ccedil;le bunu bekliyorlar. &Uuml;lke geri gitsin de ne olursa olsun dertleri bu ama biz Allah ın izniyle bunları sevindirmeyeceğiz dedi. -9 belediye başkanı AK Parti ye katıldı-Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti ye katılan belediye başkanlarına parti rozeti taktı. Erdoğan, K&uuml;tahya nın Emet il&ccedil;esinin &Ccedil;erte Belde Belediye Başkanı Mehmet Ali Kızıltan, G&uuml;nl&uuml;ce Belediye Başkanı Cemil Korkut, Gediz il&ccedil;esi &Uuml;z&uuml;ml&uuml; Belde Belediye Başkanı Ali Aslan, Mardin-Midyat ın Acırlı Belde Belediye Başkanı Hasan Pala, Muğla-Fethiye nin Kadık&ouml;y Belde Belediye Başkanı Adem Ayat, Ordu-Korgan ın &Ccedil;ayırkent Belde Belediye Başkanı Muzaffer &Ccedil;akmak, Ordu-Kumru Fizme Belde Belediye Başkanı Hikmet Bil&uuml; ile Van ın G&uuml;rpınar Belediye Başkanı Fuat Yaşar Atan ve Saray Belediye Başkanı &Uuml;nal &Ouml;zarslaner e parti rozeti taktı.Erdoğan a, Muğla Fethiye den getirilen bir kilim ile &uuml;zerinde eşi Emine Erdoğan ın ve kendisinin fotoğraflarının işlendiği &ccedil;ini tabak hediye edildi.

Erdoğan: Türkiye eski Türkiye değil

Başbakan Erdoğan, "Bugün şunu herkes bilsin ki Türkiye eski Türkiye değildir" dedi

Öne Çıkanlar