Euro'daki yükseliş geçici mi?

Geçtiğimiz yılın genelinde ABD'nin ekonomik toparlanmasının ivme kazandığı görülürken, buna karşılık Avrupa başta olmak üzere dünyanın geri kalanında ekonomilerin yavaşlama eğilimine girmesi yılın en çok tartışılan konularından oldu.

Avrupa'da rekor düşük seviyelerdeki faizler ekonomiyi canlandırmaya yetmezken, tüketici fiyatlarının uzun süre sonra gerilemesi Avrupa Merkez Bankası'nı (AMB) ileri teşvik politikaları uygulamaya itti. AMB'nin Mart ayında başlayacak olan 1.3 trilyon dolarlık varlık alım programını 22 Ocak'ta açıklamasının ardından, euro beklendiği üzere değer kaybı yaşamaya başladı. O tarihten önce 1.1394 seviyesine kadar yükselen euro/dolar AMB Başkanı Mario Draghi'nin açıklaması sonrası yönünü aşağı çevirerek, 23 Ocak'ta 1.1204'e kadar geriledi.

Varlık alım programı piyasaların havasını değiştirirken, bir yandan da tüm AB başkentlerinde ciddi endişeye yol açan Yunanistan seçimleri gerçekleşti. 25 Ocak'ta kemer sıkma politikalarına muhalifliği ile tanınan radikal sol koalisyonu Syriza seçimleri açık ara farkla kazanarak, hükümeti kurmayı başardı. Başkan Alexis Tsipras önderliğindeki Syriza, o dönemden bu yana Euro Bölgesi kreditörleri ile kurtarma planını tartışıyor. Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'i AB başkentlerine göndererek borcun hafifletilmesi gibi seçim vaatleri için nabız yoklayan Tsipras, Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'dan taviz verilmeyeceği ve taahhütlerin yerine getirilmesi yönünde mesajlar aldı. Çarşamba akşamı Euro Bölgesi maliye bakanları ile görüşen Varoufakis, olumlu bir sonuç alamadı. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Ukrayna krizinde de dün ateşkes anlaşması sağlanması ile küresel piyasalarda bir nebze rahatlık yaşandı.