Şimşek döneminde ekonomi ve piyasaları ne bekliyor?
-
Makroekonomi ve piyasalar tarafında önceki dönemden kalan birçok kritik başlık bulunurken, ekonominin tam koordinasyonuna geçen Mehmet Şimşek'in atacağı adımlar da merak konusu. Uzmanlar Şimşek döneminde ekonomik göstergeler ve piyasalarda öngörülen seyri değerlendirdi.

İsmi uzun süredir ekonomi yönetimi için geçen Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı kabinede beklendiği gibi Hazine ve Maliye Bakanı olarak görev aldı.
Şimşek'in önceki dönemlerinde izlediği politikalar, bir önceki dönemde uygulanan heterodoks politikalardan farklılık gösterdiği için piyasalarda modelin belli düzeylerde değişeceği beklentisi de fiyatlanmaya başlamıştı. Şimşek döneminde yabancı yatırımcıların Türk varlıklarına ilgi gösterdiği görülürken piyasada regülasyonların kabul edilebilir ölçülerde kaldığı ve fiyatlamaların piyasa dinamikleri doğrultusunda oluştuğu izlenmişti.
Şimdi dikkatler piyasalarda kur, borsa, tahvil ve risk primi gibi öne çıkan göstergelerdeki seyre çevrildi.
Piyasaların seyri açısından para politikası, rezervler, enflasyon ve mali dengenin durumu da kritik önemde.
Piyasa uzmanları ve ekonomistler tüm bu çerçeveyi, Şimşek'in göreve gelmesiyle ekonomi ve piyasaları hangi gelişmelerin beklediğini Bloomberg HT'ye değerlendirdi.
"Kredibilite oluşturulduğunda TL varlıklarda olumlu fiyatlama bekleyebiliriz"
Murat Gülkan - OMG Capital Advisors Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Şimşek’in gelmesiyle beraber verilen mesaj, “Yeni ekonomi politikası” denilen kurgudan artık büyük ölçüde vazgeçileceğidir. Bu önemli ve iyi bir gelişme, çünkü bu patika bizi ödemeler dengesi krizine çok yaklaştırmıştı.
Bu gelişme ile beraber ilk olarak Türkiye’nin dış borç risk priminde, borçlanma maliyetlerinde ve genel olarak piyasaya erişiminde bir iyileşme bekleyebiliriz. Yani CDS’imiz düşer, eurobond faizleri düşer ve bunlar çok çabuk olur.
Banka, sigorta ve reel kesim şirketlerinin son 5 yılda dış finansmana erişimi kısıtlanmıştı. Bu alanda da bir iyileşme bekleyebiliriz. Fakat bu hemen olmayacaktır. Kredibilitenin kaybı kolay, inşası zor oluyor. Bu yeni düzenin ne kadar kalıcı olacağı netleştikçe, bu konularda da bir iyileşme görmeyi bekleyebiliriz.”
Enflasyon, ödemeler dengesinin ardından ikinci en büyük sorun. Enflasyonu basit bir parametre olarak görmemek lazım. Paranın 3 temel fonksiyonu var. Türk parası son dönemde bu fonksiyonlarını yitirmiş durumdaydı. Önümüzdeki dönemde, enflasyon nasıl bir takvimle ve patikayla, ne zaman, kaça inecek gibi konular olacak. Bunu çözdüğümüz zaman Türk lirası varlıklarda olumlu fiyatlama bekleyebiliriz. Fakat ilk önce bu kredibilitenin oluşturulması lazım. “