X
HABERLER

TMSF'den "Köprü Banka" sistemi

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri, Off-shore hesapları dolayısıyla açılan mahkemeler sonucunda, bugüne kadar 150 milyon lira ödendiğini belirterek, Yargıtay'ın emsal kararı yüzünden, hakimlerin, detaylara bakmadan TMSF aleyhinde karar verdiklerini ifade etti

Bankacılık Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikler tartışmaları beraberinde getirdi. Taslakta yer alan ve tartışmalara neden olan kanun maddelerinin neredeyse her biri, başlı başına bir uzmanlık gerektiriyor. TMSF yetkilileri, AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Kanun taslağında "olağanüstü yetkiler" olduğu iddialarına ilişkin yetkililer, bu yorumları gerçekçi bulmadıklarını, yetkilerin değil, çözümleme araçlarının arttığını ifade etti.

Taslağın dayanağının, uluslararası kurumların çalışma ve düzenlemeleri olduğunu aktaran TMSF yetkilileri, Türkiye'yi de etkileyen dünyadaki ekonomik krizle mücadelenin devam ettiğini, Türkiye ve çevresindeki olağanüstü gelişmelere karşı hazırlıklı olmak gerektiğine dikkati çekti.

Hala dünyayı etkilemeye devam eden ekonomik krizin genişlememesi için G20 (FSB) ve Avrupa Birliği gibi kurumların, geniş ölçekli tedbirler silsilesi tespit etme ihtiyacı duyduğunu dile getiren yetkililer, kanun taslağıyla, uluslararası platformlarda tespit edilen eksikliklerin tamamlanmaya çalışıldığını kaydetti.

Yetkililer, taslağın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçmesi durumunda, TMSF'nin sistemdeki pozisyonunun değişmeyeceğini, uygulama imkanına sahip olduğu çözümleme araçlarının artacağını ve AB'nin yeni direktiflerine uyum amacına da hizmet ettiğini aktardı.

- Taslak, iki yıldır çalışılıyor

Taslağa dair hazırlıkların, iki yıldan daha geriye dayandığını taslağın, iki yıl önce ilgili kurumların görüşüne açıldığını ve varılan mutabakat sonrasında hükümete iletildiği bilgisini veren yetkililer, o günden bugüne, siyasal ortamı etkileyen gelişmeler ve seçimler gibi nedenlerle yoğunlaşan gündem yüzünden, taslağın, TBMM'ye ancak bu günlerde gelebildiğini kaydetti.

Bir bankanın fona devredilmesi gerektiğine BDDK'nın karar verdiğini belirten yetkililer, şunları söyledi:

"Devir kararı da iki türlü olabiliyor. Fon'a devredilen bankanın faaliyet izni kaldırarak veya kaldırmayarak... BDDK, eğer bir banka hakkında 'toparlanamaz' hükmüne varmışsa, bankayı Fon'a devrederken, bankanın faaliyet iznini de kaldırıyor. BDDK, eğer bir banka hakkında 'toparlanabilir' kanaatini taşıyorsa, bankayı Fon'a devrederken, 'sen bunu yönet, toparlayabilirsen toparla' veya 'sat ya da başka bir bankaya devret' diyor. Hepsinde de amaç aynı, tahsilat... Fon'a devredilen banka faal ise, daha yüksek fiyata müşteri bulmak daha kolay olabiliyor. Çünkü hali hazırda işleyen bir şirket. Eğer banka faal değilse, bu defa, tek tek veya paket halinde değerli varlıkları satılmaya, tahsilat yapılmaya çalışılıyor."

- "Satın alma ve üstlenme modeli, 'faaliyet izni' kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda kullanılamıyor"

TMSF için faaliyet izni kaldırılmış bankaların çözümlenmesinde yaşanan temel sıkıntının, işletilmesi gereken yasal sürecin iflas tasfiyesi şeklinde olmasından kaynaklandığını aktaran yetkililer, bu yöntemin, tahsilatları geciktirdiğini ve azalttığını, yeni kanun taslağıyla bu sorunun giderilmesi ya da en azından hafifletilmesi hedeflendiğini belirtti.

BDDK bir bankayı, faaliyet izniyle TMSF'ye devretmişse, satın alma ve üstlenme modelinin yürürlüğe konulabildiğini aktaran yetkililer, şunları ifade etti:

"Bu modelde, bankanın bir takım değerli varlıklarıyla yükümlülükleri birlikte paket yapılıyor ve bu paket, mevcut bankalardan birine satılıyor. Öncelikle, o bankanın Fon'a devredilmesiyle piyasada olabilecek muhtemel çalkantılar azaltılabiliyor. Durum muamma olmaktan çıkıyor, sistem işlemeye devam ediyor. Bu model, mevcut kanunda zaten var. Ancak, bu satın alma ve üstlenme modeli, faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda kullanılamıyor. Kanun taslağındaki en önemli düzenlemelerden biri bu..."

Faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda da bu model kullanılabilirse, bundan sonraki süreci yetkililer, şu örnekle açıkladı:

"Bir banka battı, faaliyet izni iptal edildi ve Fon'a devredildi. TMSF'nin bu bankada parası batan 1 milyon kişiye, sigorta bedelini ödemesi gerekiyor. Kanuna göre, kişi başına 100 bin liradan hesaplarsak, toplam 100 milyon liralık mevduat demek bu... Yapılacak pakete öncelikle bu konulacak. İster özel olsun ister kamu bankası, bankalara bir teklifte bulunulacak. Denilecek ki, 'Parası batan bu mudilere, TMSF'nin kasasından para ödemeyelim. Bu mevduatları, TMSF sizin bankaya transfer etsin. Kişi başına 100'er bin lira ile sınırlı olmak üzere. Mudiler, paralarını TMSF'den almak yerine, teklifi kabul eden bankadan alsınlar."

- "Devletin kasasından para çıkması engellenmiş olacak"

"Piyasadaki bir banka buna niçin talip olsun? Bankanın bundan karı ne olacak?" sorusunu yetkililer, şu şekilde yanıtladı:

"Pakete, bu defa Fon'a devredilen bankanın varlıklarından konulacak. Mudilere ödenecek sigorta yükümlülükleri tutarınca, yani onu karşılamak üzere, bu defa 100 milyon liralık bir varlık paketi yapılacak. Bu, Fon'a devredilen bankanın kredi alacağı olabilir, gayrimenkulü olabilir. Sonuçta, teklifi kabul eden bir banka, parası batan mudilere 100 milyon lira ödedi. Buna karşılık verilen paketten 100 milyon değil de, mesela, 60 milyon liralık varlık üretti, diyelim.

O zaman, aradaki fark, yani 40 milyon lira TMSF'nin kasasından ödenecek. Ne olacak böyle bir durumda? Kanunda değişiklik olmazsa, TMSF'nin kasasından bir çırpıda 100 milyon lira ödenecekken, yeni kanun sayesinde, en kötü ihtimalle 40 milyon lira ödenecek veya hiç ödenmeyecek. Böylece, bir banka batarsa, devletin kasasından para çıkması engellenmiş olacak. Ya da minimize edilecek. Bu çok önemli, çünkü bu para, vatandaşın cebinden çıkıyor."

Söz konusu, satın alma ve üstlenme modelinin uluslararası literatürde varolduğunu ve bu alanda söz söyleme yetkisine sahip kuruluşlarca da uygulandığına dikkati çeken yetkililer, mevcut bankacılık kanununda bunun bulunduğunu ancak sınırlı olduğunu ifade etti.

Sadece faaliyet izni kaldırılmadan Fon'a devredilen bankalarda bunun kullanılabildiğine vurgulayan TMSF yetkilileri, bu modeli, faaliyet izni kaldırılarak Fon'a devredilen bankalarda da kullanmak istediklerini, çünkü devletin kasasından para çıkmasını istemediklerini aktardı.

HABERİN DEVAMI

İlginizi Çekebilir

ABD ve Çin’den gelişen piyasalarda temerrüt risklerine karşı çalışma 23 Şubat 2024 Cuma, 08:55:07 Credit Suisse'in Türkiye aracı kurumu satışa çıkıyor 23 Şubat 2024 Cuma, 07:56:50 JPMorgan CEO'su Dimon yaklaşık 150 milyon dolarlık hissesini sattı 23 Şubat 2024 Cuma, 08:06:15 Petrolde sıkılaşma baskısı 23 Şubat 2024 Cuma, 07:49:46 İki Fed yetkilisinden faiz indirimi mesajı: Yakın zamanda değil 23 Şubat 2024 Cuma, 07:24:59 Çin konut fiyatlarında düşüş yavaşladı 23 Şubat 2024 Cuma, 08:34:31