Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Sengül Dağdeviren Faizlerde dip seviyeler artık geride bırakılıyor olabilir
Sengül Dağdeviren
Sengül Dağdeviren

Faizlerde dip seviyeler artık geride bırakılıyor olabilir

Giriş: 22 Şubat 2011, Salı 09:15
Güncelleme: 22 Şubat 2011, Salı 09:15

Merkez Bankası’nın son toplantısında politika değişimine gitmemesi ve özellikle de en azından önümüzdeki toplantıya kadar zorunlu karşılık oranlarına dair yeni bir karar alınmayacağını belirtmesi, hem bono hem de döviz piyasasında para politikası baskısının belirgin olarak azalmasına neden oldu. Ancak takip eden dönemde iç piyasaların seyrine baktığımızda düşüşlerin güçlenmekte zorlandığını gördük. Bunun enflasyondaki düşüşün kısa da olsa bir süre daha devam edeceği, Hazine’nin iç borçlanma gereğinin miktar olarak ciddi anlamda azalacağı Mart-Nisan dönemlerinden hemen önce yaşandığını da düşünecek olursak, ilk bakışta Türkiye’nin yapısallarında göreli bir zayıflamanın fiyatlandığını söylemek sanırım yanıltıcı olmaz. Nitekim BDDK’nın haftalık bankacılık sektörü verilerine göre 4-11 Şubat arasında yerel bankaların bono piyasasında nette satıcı konumunda kaldıkları görülürken, Merkez Bankası verileri de yurtdışı yerleşiklerin aynı dönemde net alıcı olduklarını gösteriyor. Yine Hazine verilerine göre 2010 yılı sonu itibarıyla iç borç stokunun alıcılarına göre dağılımında ilk sırayı %62.9 ile bankaların aldığı (%25.7 kamu bankaları, %30.7 özel bankalar, %5.5 yabancı bankalar) yurtdışı yerleşiklerin payının ise %12.5 ile sınırlı olduğu düşünülecek olursa önümüzdeki dönemde yerel bankaların iştahının sınırlı kalacak olması faizlerdeki olası düşüşleri de engellemeye aday görünüyor. Ayrıca güçlü kredi büyümesinin 11 Şubat itibarıyla devam etmesi ve ekonomik aktivitenin ivmesini koruduğu oranda da bu eğiliminin sürecek olması yılın kalan döneminde zorunlu karşılık oranlarında Merkez Bankası’nın yeni artırımlara gitmesi olasılığını da canlı tutuyor. Bu belirsizlik ortadan kalkmadıkça da yerel bankaların devlet iç borçlanma senedi portföylerini büyütme konusunda isteksiz davranacakları anlaşılıyor. Böyle bir ortamda da sadece yurtdışı yerleşiklerin alımları ile faiz düşüşünün kalıcı olabilmesi mümkün görünmüyor.