Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, Enflasyon Raporu 2020-III Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmasının başında küresel ve yurt içi makroekonomik gelişmelere değindi.

Uysal, "Enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceğini, 2021 yıl sonunda ise yüzde 6,2’ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz." açıklamasında bulundu.

Kovid-19 salgını olması durumunda ekonomideki etkileri üzerine öngörülerde bulunan Uysal, "Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağını ve enflasyonun Temmuz’dan başlayarak düşüş eğilimine gireceğini öngörüyoruz" dedi.

Bloomberg HT’ye konuk olan ekonomist ve analistler "Enflasyon Raporu 2020-Üçüncü Sunumu" sonrası değerlendirmelerde bulundu.

Gürelli: "2021 enflasyon beklentisine baktığımızda tek haneli rakamları göremiyoruz"

YRCG Danışmanlık Yönetici Ortağı Emrah Gürelli, birçok kurumun ve ekonomistin enflasyon beklentisine baktığımız zaman enflasyonda tek haneli rakamların görülmediğini söyledi. Gürelli, şu an söz konusu olan enflasyon artışının arz yönlü bir sebebe bağlanmasının çok doğru olmadığını dile getirerek, “Yarattığımız parasal genişlemenin çok ciddi etkisinin olduğunu düşünüyorum. Yakın vadede kurdaki oynaklığın artmasıyla beraber önümüzdeki aylarda aksiyon almamız gerekiyor.” dedi.

Emrah Gürelli yapmış olduğu değerlendirmesinde, döviz kurundaki hareketlerin de son 2-3 ayda tamamen kendine münhasır olduğunu ve küresel gelişmelerden bağımsız hareket ettiğini söyledi. "Hatta baktığımızda gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine karşı zayıf bir seyir izliyoruz" diyen Gürelli, Türkiye’den ciddi anlamda yabancı sermaye çıkışı olmasına rağmen bunun Türkiye’deki ekonomik dengeleri rakamsal olarak etkiyecek bir öneme sahip olduğunu düşünmediğini açıkladı.

Bürümcekçi: "Cari açıkta bir iyileşme beklemiyoruz"

Bloomberg HT’ye konuk olan Haluk Bürümcekçi ise, Türkiye’de bahsedildiği gibi 20 milyar dolara yakın cari açıkta hızlı bir artış olduğunu ve bu yıl içinde yükselişin devam edeceğini söyledi. Bu durumda cari açık finansmanının önem kazandığının altını çizen Bürümcekçi, gelişmekte olan piyasalara dönüşler başladığını fakat bizim bundan henüz yararlanamadığımızı dile getirdi.

İkinci dalga olması durumunda Türkiye’nin bu durumdan nasıl etkileneceği sorusunu da yanıtlayan Bürümcekçi, “İkinci dalga olması durumunda bu yılın daralması, 2009 yılının daralmaları boyutunda olacaktır.” dedi. İkinci yarıyıl için rezerv beklentilerini de açıklayan Bürümcekçi, bu eğilimin tersine döneceğine ilişkin bir işaretin olmadığını ve cari açıkta bir iyileşme beklemediğini belirtti.

Stratejist Murat Yardımcı, gerçekleşen toplantıdan alınan en önemli mesajın, normalleşme sürecinin önümüzdeki dönemde hızlı bir şekilde devam edeceği olduğunu söyledi. Yardımcı, yabancı yatırımcının bilhassa bono tarafında yavaş yavaş gelmeye başlayacağını düşünüyor.