Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Fitch Ratings, Türkiye’nin kamu borcunun benzerlerine göre düşük olmasına rağmen borçlanma maliyetinin hızlı bir şekilde yükseldiğini belirterek, “Yüksek enflasyon ve kurdaki değer kaybına karşı uygulanan mali politikalar kamu maliyesini kurdaki dalgalanmalara karşı daha hassas hale getiriyor ve makroekonomik oynaklığı artırıyor” dedi.

Artan enflasyon ve heterodoks politikaların makroekonomik ve finansal riskleri artırdığını belirten kuruluş, enflasyon ve kurdaki değer kaybının etkisini sınırlamaya çalışan mali önlemlerin Türkiye’nin kredi profilinde kuvvetli tarafı olan kamu maliyesi üzerinde baskı oluşturabileceğini söyledi.

Alınan önlemlerin yurt içi güvendeki sert düşüşün nedenlerine çözüm üretmediğini vurgulayan Fitch, güvendeki düşüşün, negatif reel faiz oranlarının ve 2023 seçimleri öncesinde izlenebilecek ekonomi politikalarıyla ilgili belirsizliğin kurdaki değer kaybının arkasında yatan nedenler olduğunu ifade etti.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan bütçe gerçekleşmelerine göre Aralık ayında borç verme kalemi altındaki en büyük transfer 40 milyar lira ile BOTAŞ'a yapılırken 2021'deki toplam transfer ise 50.3 milyar liraya yükseldi.

Gelir Vergisi Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören yasa ile ek bütçeye gerek kalmadan Cumhurbaşkanına bu yıl bütçe tahmininin üzerinde elde edilen gelir kadar tutarı ödenek olarak kullanma imkanı getirilmişti.

AKP'li üst düzey yetkililer düzenlemeyle BOTAŞ'ın 50 milyar lirayı geçen borcunun silinmesi gibi bazı ihtiyaçların giderileceğini söylemişlerdi.Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gerçekleşen konuşmalarda ise BOTAŞ'ın borcunun 30-40 milyar TL'ye ulaştığı belirtilmişti.

Gelir Vergisi Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören yasada BOTAŞ ile ilgili yer alan madde ise şöyle:

"BOTAŞ’ın, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geldiği halde ödenmemiş olan her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi borçları ile 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yapılandırılmış borçları (vadesi gelmemiş taksitler dâhil); adı geçen şirketin Hazineden, 31/12/2021 tarihine kadar oluşan görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık, merkezi yönetim bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle, Ticaret Bakanlığınca terkin edilir. Bu kapsamda mahsuba konu olacak borçlara bu maddenin yayımlandığı tarihten sonra fer’i alacak hesaplanmaz.

Bu madde kapsamında BOTAŞ’ın Hazineden olan görevlendirme bedeli alacağı tutarını tespit etmeye, mahsup suretiyle yapılacak terkin işlemlerini belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanı yetkilidir.”

"Bazı KİT'lere verilen borç açığı artırdı"

Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucusu Haluk Bürümcekçi bütçe rakamlarını değerlendirdi.

Bürümcekçi, “Aralık ayı genellikle ödeneklerin kullanıldığı bir aydır. Genelde yüksek açık olur ama geçen sene düşük kalmıştı dolayısıyla bu yıl, nakit bütçeye de baktığımızda belirgin bir artış olacağını görüyorduk. Bakanlıktaki değişim sonrası bütçede olan maliye alanının kullanılacağına dair sinyaller geliyordu. Böylece, Aralık’ta tarihi yüksek bir açık gördük. Bazı KİT'lere borç verildiğini de görülüyor o da ekstra boyutta açığı arttırmış” dedi.

Merkez Bankası'ndan BOTAŞ'a tarihi döviz satışı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık ayında BOTAŞ'a rekor düzeyde aylık döviz satışı gerçekleştirmişti.

TCMB verilerine göre BOTAŞ'a Aralık ayında 3,4 milyar dolarlık döviz satılmış, bu rakam 2014'te başlayan döviz satışları süresince kaydedilen en yüksek aylık satış olmuştu.

2021 yılı tamamında TCMB'nin BOTAŞ'a yaptığı döviz satışı 6,1 milyar doları buldu.

TCMB’nin BOTAŞ’a 2015-2020 yılı arasında toplam döviz satışı ise 45 milyar doları bulmuştu. TCMB'nin aylık döviz alım-satım tutarları verisine göre, 2021’in Ocak ayında 6 yılın ardından ilk kez BOTAŞ'a döviz satışı gerçekleşmemişti.TCMB Aralık 2014 tarihinden bu yana BOTAŞ'a döviz satışı gerçekleştiriyordu.

Bitcoin’in 50 günlük hareketli ortalaması 200 günlük hareketli ortalamasını aşağı yönlü keserken kripto paranın fiyatı da 43 bin doların altında bulunuyor. Bu da piyasalarda düşüş trendinin başlayacağının işareti olarak yorumlanıyor.

En büyük piyasa değerine sahip kripto para olan Bitcoin’in 50 günlük hareketli ortalaması 200 günlük hareketli ortalamasını en son kestiği zaman yüzde 20’den fazla düşüş kaydederek 30 bin doların altına gerilemişti.

Bitcoin geçen hafta sert bir düşüşle Eylül’den bu yana ilk defa 40 bin doların altını görmüştü. Kripto para piyasalarının geneline yayılan satış dalgası sonrasında toparlayan Bitcoin, yeniden 43 bin doların üzerine tırmanmıştı.

Boğa trendi bekleyişi sürüyor

Bazı analistler ise 40 bin dolar seviyesinin test edildiğini ve piyasadaki opsiyon kontratlarının yukarı yönlü bir trende işaret ettiğini belirtiyor.

Genesis Global Trading verilerine göre, boğa piyasası ve ayı piyasası pozisyonları arasındaki fark çift hanelerden bir anda sıfır civarına geriledi. Bu da yatırımcıların satım opsiyonlarını azalttığına ve alım opsiyonlarını artırdığına işaret ediyor.

Genesis Global Analisti Noelle Acheson, “Yaşanan bu değişim Bitcoin fiyatları için yukarı yönlü hareketin başladığının habercisi olabilir” dedi.

Bloomberg’in oluşturduğu endekslere göre, gelişmekte olan ülkeler tarafından kendi para birimlerinde ihraç ettikleri tahviller son üç ayda yüzde 1 civarında getiri sağlarken, gelişmekte olan ülkelerin döviz cinsinden tahvil ihraçları yatırımcısına aynı dönemde yüzde 2,8 kayıp yaşattı.

Gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz artırımlarına gelişmiş ülkelerden daha erken başlaması yerel para cinsinden ihraç edilen tahvillerin fiyatlarını destekledi. Türkiye 10 yıllık Hazine tahvillerinin fiyatı ise faiz indirimleriyle beraber son üç ayda yüzde 16 civarında düştü.

M&G Investment Sabit Getirili Menkul Kıymetler Direktörü Pierre Chartes, kademeli olarak yerel para cinsinden ihraç edilen tahvillere yeniden yatırım yapmaya başladıklarını belirterek “Cari hesaplar iyileşiyor ve birçok gelişmekte olan ülke merkez bankası faiz artırımlarına giderek para politikasını sıkılaştırıyor. Bu da yerel para cinsinden ihraç edilen tahvillere yatırımı daha cazip hale getiriyor” dedi.

Türkiye’de gelişen piyasaların genelinden ayrışıyor

Gelişmekte olan ülkelerdeki politika yapıcıların büyük bir çoğunluğu 2021’de para politikasını sıkılaştırma kararı aldı. En büyük 20 gelişmekte olan ülkeden 12’si 2021’de faiz artırımına giderken, Bloomberg Intelligence’ın hesaplamasına göre kümülatif sıkılaşma 2 bin 300 baz puana ulaştı.

Faiz artırımları sonrasında gelişmekte olan ülkelerdeki primler artarken, bu ülkelerdeki varlıklar da yatırımcılar için daha cazip hale geldi.

Türkiye ise gelişen piyasaların genelinden ayrışarak 2021 yılının ikinci yarısında politika faizini 500 baz puan indirirken, Türk lirası geçen yıl dolar karşısında yüzde 44 civarında değer kaybetti. Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizi de 2022 yılının başında yüzde 25’e kadar tırmandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başladığı 23 Eylül’den bu yana faizi en fazla artan vade 5 yıl olurken, 1, 2 ve 3 yıllık tahvillerin faizlerinde görece daha düşük bir yükseliş yaşandı. Bu dönemde Türkiye’nin 5 yıllık tahvillerinin faizi 783 baz puan civarında artarken 10 yıllık tahvillerin faizi de 699 baz puan artış kaydetti.

Bloomberg HT’nin faiz anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Ocak ayı toplantısında politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit bırakacağı yönünde oldu.

Ankete katılan bir kurum 50 baz puan indirim ile Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 13,50 seviyesine getireceğini düşünürken, faizlerin Ocak ayında artırılacağı yönünde tahmin veren hiç bir kurum olmadı.

Ankete katılan kurumların yıl sonu faiz beklentisi ise çok geniş bir aralıkta seyrediyor. Yıl sonu için en düşük tahmini paylaşan kurum 2022 sonunda politika faizinin yüzde 9’a inmesini beklerken, en yüksek tahmini paylaşan kurum ise politika faizinin yüzde 22’ye ulaşmasını bekliyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’den faiz yorumu

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise Bloomberg’e verdiği röportajda Merkez Bankası’nın Ocak ayı kararıyla ilgili şöyle demişti:

Merkez Bankası’nın nasıl karar alacağını bilmiyorum. Benim görüşüm, ocak, şubat ve mart ayını şöyle bir görmemiz lazım. Ocak ayında piki yakalayacağız. Bu ay ücretlerde, şuradan burdan gelenler var ama aynı zamanda sabit gelirlinin gelirini artırdık.

Dolayısıyla orayla ilgili de sıkıntı görmüyoruz. Bizim bu üç ayı gördükten sonra atacağımız mali politikalarla ilgili adımlar var. Bir taraftan onu, diğer taraftan içerideki tüketimi dengeleyecek, yurtdışından gelecek arzla da belli noktaya getirecek ve bu aldığımız kararların yansımalarının yerleştiği bir dönemdeyiz. İlk çeyrek bize her şeyi gösterecek aslında.

Temiz enerji teknolojileri hisseleri ABD’de Joe Biden’ın başkan seçilmesinin ardından ralli yaparak tüm zamanların zirvesini görmüştü. Fakat temiz enerji hisseleri Biden ile gelen tüm kazançlarını 1 yılın ardından geri verdi.

Temiz enerji sektöründeki hisselerin performansını ölçen Wilderhill Temiz Enerji Endeksi, Biden’ın 2020 Kasım ayında başkan seçilmesinin ardından yüzde 114 yükselerek 136 seviyesine kadar ulaşmıştı. Sonrasında hızlı bir düşüş kaydeden endeks, geçen hafta cuma günü itibariyle Biden sonrasındaki tüm kazançlarını geri vermiş oldu.

Altın fiyatları, salgının başladığı 2020’nin Mart ayında 1.471 dolara kadar geriledikten sonra hızlı bir yükselişle Ağustos 2020’de 2.063 dolara kadar tırmanmıştı. Sonrasında 2021’i iki yılın ardından ilk defa yüzde 3,6 kayıpla kapatmıştı.

Ons altının işlem gördüğü fiyat aralığı 2021 yılı boyunca azalırken değerli metalin 50 ve 200 günlük hareketli ortalaması da neredeyse yatay bir hale geldi. Altının 30 günlük volatilitesi de salgın başından bu yana görülen en düşük seviyelere yakın bir seyir izliyor.

Altın fiyatlarında 2021’in ikinci yarısında yaşanan bu sıkışmada Fed’in Haziran ayındaki Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısından beri devam eden varlık alımı azaltımı tartışmaları ve sonrasında varlık alımı azaltımının başlaması etkili olurken, son bir aydır Fed’in Mart ayında faiz artıracağına dair beklentiler rol oynadı.

Altının iki yıllık günlük grafiğine bakıldığında da değerli metalin Haziran ayından beri çoğunlukla yüzde 50-yüzde 61,8 Fibonacci kanalında fiyatlandığı görülüyor. Şu an için bu bantın üst tabanına yakın bir seviyede işlem gören ons altın, 1.820 dolar civarında bulunuyor.

Fed’in para politikasını sıkılaştıracağına yönelik şahin mesajları sonrasında altının kayıp yaşamaması, parasal sıkılaşmanın ve faiz artırımlarının çoktan fiyatlanmış olabileceğine işaret ediyordu. Yüksek gelen enflasyon ve Mart ayında faizlerin yükseltileceğine dair beklentilerin artmasına rağmen altın fiyatlarının yükselmesinin de bunu doğruladığı düşünülüyor.

Saxo Bank Emtia Strateji Müdürü Ole Hansen, Fed politika yapıcılarından gelen mesajın faiz ve dolara en hassas emtia olan altın üzerinde sınırlı etkisi olduğunu belirterek “Bu sınırlı hareket Mart ayında başlayacak faiz indirimlerinin altın piyasasında çoktan fiyatlandığına işaret ediyor” dedi.

Altının 1.800 dolar seviyesini yeniden destek haline getirdiğini belirten Hansen, 1.830-35 dolar seviyesinin kırılmasıyla sonraki seviyelerin 1.850 ve 1.877 dolar olacağını söyledi.