Çin'in enerjiyle imtihanı
Enerji ihtiyacı baskısı altında olan dünyanın ikinci ekonomisi Çin, 2020'ye kadar ABD'nin ardından en çok petrol stoku yapan ülke olmayı hedefliyor
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, hızlı gelişiminin ve üretim gücünün getirdiği enerji ihtiyacı baskısı altında.
AB'deki borç krizi, İran'ın nükleer sorunu ve Ortadoğu'daki karışıklıklar, enerjisinin büyük bir bölümünü ithal eden "enerji oburu" Çin'in enerji ihtiyacını doğrudan etkiliyor ve alternatif kaynaklara yöneltiyor.
Hızlı gelişen ekonomisi ve yüksek üretim gücüyle Çin, her geçen gün daha çok enerjiye ihtiyaç duyuyor ve bu ihtiyacı sürekli artıyor.
Ülkede birçok uzman, ülkenin ekonomik gelişimi ve gücüne rağmen, enerji hususunda atılacak yanlış bir adımla ülke ekonomisinin kaldıramayacağı riskleri beraberinde getireceğini savunuyor.
Çin dün açıklanan bir kararla birlikte bugün itibariyle benzin ve dizel yakıtlara zam yaptı. Akaryakıt fiyatları ton başına 300 yuan (yaklaşık 83,1 TL) artan ülkede, bu rakam litre başına benzinde yüzde 0,22, dizel yakıtta ise yüzde 0,26 oranında yansıyacak.
Piyasalara yansıyan bu artış aslında son zamanlarda ülkenin rafinerilerinin üzerinde olan uluslararası ham petrol fiyatlarının artmasının işletim maliyetleri de dahil olmak üzere birçok kalemi etkilemesinin tezahürü. Zira ülkedeki uzmanlar AB'deki borç krizinin hafifletilmesi ve petrol açısından zengin Ortadoğu ülkelerindeki sorunlar nedeniyle bu yıl uluslararası piyasalardaki petrol fiyatlarının tırmanacağını öngörüyor.
Çin'in geçen yıl açıkladığı 12. beş yıllık kalkınma planına göre ülke iç tüketime yönelmeyi hedeflemişti.
Ancak ülkede son zamanlarda artan enflasyon, iş gücünün üretim lokomotifi doğu sahillerinde azalmaya başlaması gibi nedenler Çin üzerinde yeterince baskı yapıyor.
Uzmanlar bu son artışla birlikte petrol rafinerilerinin motivasyonunu artıracağını ifade ederken, ancak bunun iç tüketime de yansımaları olabileceğini belirtiyor.
-"Enerji tedariki garanti altına alınmalı"
Çin'in mevcut şartlar altında petrol stokunun kendisine 30 gün yetebileceği kaydedilirken, gelişmiş ülkelerin petrol alımı yapmadığı takdirde en az 90 günlük petrol stoku yaptığı anlatılıyor.
Uzmanlar, Çin'in 3 trilyon ABD dolarının üzerinde döviz rezervi olmasına rağmen, petrolün sadece parayla halledilebilecek bir sorun olmadığını, "siyasi içerikli bir ticari nesne olduğu" değerlendirmesinde bulunuyor.
Bu hususun farkında olan Çin, 2020'ye kadar ABD'nin ardından en büyük petrol stokunu elinde bulunduran ikinci ülke olmayı hedeflemiş durumda.
Çin'in her şeyden önce orta ve uzun vadeli stratejilerle enerji ihtiyacı ve petrol tedarikini garanti altına alması gerektiğini belirten uzmanlar, bu konudaki endişelerini sık sık dile getiriyor.
Bunun için enerji üretimi yapan ülkelerle ilişkilerini sağlamlaştırma yoluna giden Çin, Orta Asya'dan, Afrika'ya, Ortadoğu'dan, Latin Amerika'ya ve Arabistan'a kadar birçok ülkeyle arasını iyi tutarak enerji tedariki alternatiflerini artırmaya çalışıyor.
Pekin yönetimi, birçok ülkeyle ilişkilerini iyi tutarak enerji alternatiflerini artırmaya çalışırken, bu ülkelerle aynı zamanda altyapı, inşaat gibi birçok kalemde yaptığı işbirliğiyle siyasi ve ticari ilişkilerini güçlendiriyor.
Ayrıca bu ülkelerde yaptığı karşılıklı alışveriş, enerji ithalinin ekonomisinde oluşturacağı baskıyı, yaptığı birçok kalemdeki ihracatla azaltmaya çalışıyor.
-Enerjide aktif dış politika
Çin'in enerji tedariki hususunda daha aktif bir dış politika izlemesinin doğru olacağını vurgulayan uzmanlar, ülkenin bu konuda edilgen olmaması gerektiğini belirtiyor.
Dünyanın en çok petrol ithal eden ikinci ülkesi olan Çin'de, enerji tedarikindeki güvenlik ülkenin ekonomik büyümesi yolunda büyük bir sorun olarak görülüyor.
Uzmanlar, "enerji konusunda yanlış atılacak bir adımın iyi yolda giden ekonominin kaldıramayacağı riskleri beraberinde getirir" görüşünü ise sık sık ifade ediyor.
Şiamın Üniversitesi Enerji Ekonomileri Araştırma Merkezinden Lin Boçiang, petrol ihtiyacı sürekli artan Çin'in dışardan ithal ettiği petrol oranının yüzde 80'e çıkma ihtimali olduğunu savunuyor ve bu bağlamda "Çin elini çabuk tutarak alternatif petrol kaynaklarına yönelerek petrol ihtiyacını garanti altına almalıdır" diyor.
-En çok petrol Suudi Arabistan'dan
Çin Gümrük İdaresinin verilerine göre, Çin'in geçen yıl 254 milyon varil civarında ham petrol ithal ettiği ve bir önceki yıla oranla bu rakamın yüzde 6,05 arttığı kaydediliyor.
Çin en çok petrolü Suudi Arabistan'dan alıyor ve liste sırasıyla Angola, İran, Rusya, Irak, Sudan, Kazakistan, Venezuela, Kuveyt şeklinde devam ediyor.
Ülke ham petrol ihtiyacını yüzde 54 oranında dışarıdan karşılıyor.
-Elektrik tüketimi düşecek
Çin Elektrik Konseyi AB'deki borç krizi ve diğer gelişmiş ülkelerdeki ekonomik sorunları kastederek, bu belirsizlik ortamının 2012 yılında Çin'deki enerji ihtiyacına etkisi olabileceğini ifade ediyor.
Konsey ülkedeki elektrik tüketimindeki artışın yüzde 4'e yakın oranlarda düşmesinin beklendiğini ve bu yıl 5,14 trilyon kilovat olacağını tahmin ediyor.
Ülkedeki ekonomik canlılığı ölçen önemli göstergelerden olan elektrik tüketimi geçen yıl yüzde 11,7 artmıştı. Bu yıl artışın ise yüzde 8,5 ila yüzde 10,5 civarında olması bekleniyor.
Çin bu düşüşe rağmen hala büyük bir enerji talebiyle karşı karşıya. Zira ülke kömür temini ve seller nedeniyle yaşadığı hidroenerji sorunlarından ötürü 2011'de 30 milyon ila 40 milyon kilovat arasında elektrik tedariki sorunu yaşamıştı.
Elektrik üretiminin büyük çoğunluğunun fosil yakıtlı termik santraller vasıtasıyla yapıldığı göz önüne alındığında Çin'de fosil yakıtların teminindeki sorunlar enerji üretimini büyük oranda etkiliyor.
Ülkenin kömür kaynaklarını en az 300 milyon tona çıkarmasına ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
Çin'in kurulu elektrik güç kapasitesinin 2012'nin sonuna kadar 1,14 milyar kilovata yükseltilmesi tahmin ediliyor.
-Enerji sektörüne 739 milyar yuan yatırım
Çin geçen yıl sadece enerji sektörüne 739,3 milyar yuan (yaklaşık 204,8 milyar TL) yatırım yapmıştı.
Çin Milli Enerji İdaresi Başkanı Liu Tienan, yaptığı bir konuşmada, ülkenin artan enerji ihtiyacına dikkati çekerek, "1,3 milyarlık nüfuslu bir ülkenin enerji ve kaynak teminini sürdürmenin endişe verici olduğunu" söylemişti.
Liu, ülkenin enerji tasarrufu ve emisyon azaltma gibi "içinden çıkılması zor bir durumla" karşı karşıya olduğunu kaydetmiş, Çin'in bu yıl enerji kullanımının yeniden yapılandırılmasının ve bürüt tüketim hacminin acilen kontrol altına alınmasının gerekliliğini ifade etmişti.
Çin'in istikrarlı bir enerji kaynağı sağlaması için önce ülkenin enerji keşfi planını en uygun hale getireceğini belirten Liu, 2012 yılında doğalgaz ve kömür rezervlerini artırırken, enerji nakil projeleri ve diğer büyük enerji programlarına başlayacağını aktarıyor.
Ülkede ayrıca ekolojik çevrenin korunup, insanların yer değiştirme işlemleri yapılırsa, Çin'in bu yıl içerisinde 20 milyon kilovatlık hidroelektrik projelerine başlayacağı belirtiliyor.
-Nükleer enerji
Diğer yandan ülkede yeni nükleer güvenlik planının onaylanmasına müteakip nükleer enerjinin de geliştirileceği kaydediliyor.
Ülkede yapılan planlara göre, 2015'in sonuna kadar nükleer enerjiden 320 milyar kilovat enerji üretilecek.
Nükleer tesislerin inşasına her sene 70 milyar yuan (yaklaşık 27 milyar TL) yatırım yapılması öngörülüyor.
Çin'de halen 28 tane nükleer santral inşa ediliyor ve bu sayı dünyada inşa aşamasında reaktör sayısının neredeyse yarısı. Buna ek olarak ülkenin 38 nükleer santral projesi bulunuyor.
2020 yılına kadar ülkenin toplam enerji ihtiyacının yüzde 15'inin nükleer enerjiden sağlanması hedefleniyor.
Ülkede halihazırda 13 tane nükleer santral bulunuyor ve bu santraller elektrik tüketiminin en yoğun olduğu doğu kesiminin ihtiyacında kullanılıyor. Bunun temel nedeni ise Çin'in gelişmiş bölgeleri olan doğu kesimlerinin kömür madenlerine uzaklığı olarak gösteriliyor.
Ciddi ölçülerde çevreye zarar veren kömüre olan ihtiyacın rüzgar veya güneş gücünden elde edilecek enerji türleriyle değiştirilmesi Çin'i rahatlatabilecek alternatiflerden biri olarak görülüyor.
Bu hususun farkında olan Çin yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde de çalışıyor. Ülke özellikle rüzgar enerjisi projelerinden 5 yıllık bir dönemde 15-18 milyon kilovat üretmek isterken, güneş enerjisinden de 3 milyon kilovat elde etmeyi hedefliyor.