Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Japon kredi derecelendirme kuruluşu Japan Credit Rating (JCR) Eurasia Başkanı Orhan Ökmen, enflasyon ve düşük büyüme üzerinde tarımın negatif etkisinin abartılmaması gerektiğini savunarak, "Yüksek büyüme beklentilerinin sadece faiz ve kur seviyelerine endekslenmesi, Türkiye'nin düşen büyüme trendinin ortaya çıkaracağı risklerden çok daha büyük riskler ortaya çıkaracaktır" açıklamasını yaptı.

Ökmen yaptığı yazılı açıklamada, bu yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre enflasyonun Türk ekonomisini "hırpalama" etkisinin düştüğünü belirterek, yılın geri kalan bölümünde enflasyonda düzelme beklentilerinin gerçekleşme olasılığının yükseldiğini kaydetti.

Bu yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre cari fiyatlarla ölçülen büyümenin yüzde 3,79 ve sabit fiyatlarla ölçülen büyümenin de yüzde 5,01 olduğunu anımsatan Ökmen, cari fiyatlarla ölçülen büyümenin sabit fiyatlarla ölçülen değerden düşük olmasının, enflasyon etkisinin bir önceki döneme göre daha düşük gerçekleşmesine işaret ettiğini dile getirdi.

Ökmen, ekonominin 2014'ün ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 2,05, cari fiyatlarla ise yüzde 9,72 büyüdüğünü aktararak, şu değerlendirmelerini yaptı:

"Bu iki dönem arasında fiyat artış tahribatı ilk sırada toptan ve perakende ticaretini, ikinci sırada gayrimenkul faaliyetlerini, üçüncü sırada ise konaklama ve yiyecek hizmetleri faaliyetlerini etkiledi. Enflasyon ve düşük büyüme üzerinde tarımın negatif etkisi abartılmaması gerek. Tarım sektörünün 2014'ün ikinci çeyreğinde yıllık bazda sabit fiyatlarla yüzde 0,13 gibi bir küçülme gösterirken, esasen bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre ve 2014'ün ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre büyümeye pozitif katkı yaptı.

Üretim yönünden büyümenin düşmesi, kapasite ve üretim faktörlerine ilişkin olmayıp talep düşüklüğü nedeniyledir. 2014 yılının ikinci çeyreğinde ilk çeyreğine göre finans ve sigortacılık faaliyetleri, gayrimenkul faaliyetleri, eğitim, insan sağlığı, kültür-sanat-eğlence-spor faaliyetleri ve hane halklarının işveren faaliyetlerinin küçülmesi üretim yönünden büyümenin yıllık yüzde 4,66'dan yüzde 2,05 seviyelerine gerilemesinin ana nedenlerinin başında gelmektedir."

- "Yıllık büyümenin yüzde 3,5 ile 4 aralığında gerçekleşeceği görüşümüzü koruyoruz"

Ökmen, Türkiye ekonomisinin büyüme ve üretim dinamikleriyle canlılığını koruduğunu belirterek, ikinci çeyrek büyümesinin istatistiki olarak ölçüm dönemlerinin farklılığı nedeniyle düştüğü hesaplanırken, bu dönemdeki üretim değerinin birinci çeyrektekinden daha büyük olduğuna işaret etti.

Net dış talebin büyüme üzerindeki katkısının 2014 yılı ikinci çeyreğinde negatif olduğuna değinen Ökmen, şunları kaydetti:

"Bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla büyümeye en yüksek katkı net dış ticaret kanalından sağlanmış olmakla birlikte, 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde net dış talebin büyümeye katkısı cari fiyatlarla negatif oldu. Bu eğilimin yılın geri kalanında da devam etmesi büyümeyi aşağı doğru baskılayabilecek en önemli risktir. Kaldı ki bu aşamadan sonra cari açıktaki aşağı yönlü dengelenme sürecinin devam edip etmeyeceği sermaye girişlerinin tekrar canlanmasına bağlı hale gelmesi de bir başka önemli risktir.

Yılın geri kalan döneminde büyüme trendinin artma olasılığının yüksek olduğu ve yıllık büyümenin yüzde 3,5 ile 4 aralığında gerçekleşeceği görüşümüzü koruyoruz. 2014'ün ikinci çeyreğinde 2013'ün aynı dönemine göre ve yine bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre hem kamunun hem de özel sektörün gayri safi sabit sermaye oluşumu sabit fiyatlarla düştü. Ancak, bu yılın ilk çeyreğine göre ikinci çeyrekte, gayri safi sabit sermaye oluşumu sabit fiyatlarla artış göstermesi gelecek dönemler için yatırım harcamalarının artış göstereceğine işaret etmektedir. Ayrıca stok değişimlerinin negatif olması da yatırımların ve üretim kapasitesinin artış eğilimine girdiği tespitini desteklemektedir."

- "Hane halkı harcamalarındaki düşüşün kalıcı hale gelmesi, büyüme açısından risk"

Ökmen, mevcut dış konjonktür koşulları ile Türkiye'nin kaynak tahsisi ve tasarruf-yatırım bileşimine göre, yatırım ortamı değiştirilmeden yüksek büyüme beklentilerinin sadece faiz ve kur seviyelerine endekslenmesi durumunun, düşen büyüme trendinin ortaya çıkaracağı risklerden çok daha büyük riskler doğuracağını öne sürdü.

Sabit fiyatlarla kamu harcamalarıyla hane halkı harcamalarının bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre büyümeye hemen hemen aynı katkıyı yaptığına dikkati çeken Ökmen, ancak bu yılın ilk çeyreğine göre ikinci çeyrekte hane halkı harcamalarının düştüğü ve büyümeye katkı yapmadığını dile getirdi.

JCR Başkanı Ökmen, hane halkı harcamalarında tercihli olarak sağlanan düşüşün kalıcı hale gelmesinin, orta ve uzun dönemde Türkiye ekonomisi büyümesi açısından risk olduğunu savunarak, "Ancak, mevcut dış konjonktür koşullarına, kaynak tahsisi ve tasarruf-yatırım bileşimine göre yüksek büyüme beklentisi yatırım ortamı değiştirilmeden faiz ve kur seviyelerine endekslenmesi çok daha büyük bir risk olacaktır. Bu kapsamda şu ana kadar yeni küresel para rejimlerinin üreteceği risklere karşı sistematik direnç oluşturan Merkez Bankası'nın şu andaki duruşunu ve politikalarını anlamak bizim açımızdan zor değildir" değerlendirmelerini de yaptı.

AA