Babacan: Kur dalgalanmaları şirketler üzerinde baskı yaratabilir
-
Kurdaki dalgalanmaların şirketlerin üzerinde baskı oluşturabileceğine işaret eden Babacan, ülkelerin makro ekonomik önlemlerle bu sınamalarla mücadele etmesi gerektiğini ifade etti
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, pozitif gelişmelere karşın küresel ekonominin kurlardaki dalgalanmalar gibi önemli sınamalarla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Babacan, Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin düzenlediği "Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanı" konulu toplantıda, dönem başkanı olarak Türkiye'nin G-20'deki öncelikleri ve kalkınma perspektifini anlattı.
Küresel krizden bu yana yaklaşık 7 yıl geçmesine karşın küresel ekonomide hızlı ve sürdürülebilir bir kalkınma seviyesinin görülmediğini kaydeden Babacan, büyük ekonomilerden bazı ümit verici sinyaller geldiğini, bunun diğer ekonomileri de olumlu etkilemesinin beklendiğini söyledi.
Babacan, gelişmekte olan ekonomilerde ise bazılarının güçlü büyüme yakaladığını, bazılarının ise aynı hıza ulaşamadığını vurgulayarak, "Pozitif gelişmelere karşın dünya ekonomik görünümündeki sınamalar yerini koruyor. Bu sınamalardan en önemlilerinden birisi son dönemde görülen kurlardaki dalgalanmalar. Bunun bir nedeni gelişmiş ekonomilerdeki parasal politikalar" dedi.
Kurdaki dalgalanmalar
Kurdaki dalgalanmaların şirketlerin üzerinde baskı oluşturabileceğine işaret eden Babacan, ülkelerin makro ekonomik önlemlerle bu sınamalarla mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.
Parasal politikaların sınırlarına ulaştığını anlatan Babacan, büyümeyi desteklemek için orta vadeli ekonomik beklentileri tehlikeye atmadan mali politikaların esneklikle uygulanması gerektiğini söyledi.
Hükümetlerin yapısal reformları hızla hayata geçirmesi gerektiğini de vurgulayan Babacan, "Merkez bankalarının hükümetlere sadece doğru reformları yapmaları için fırsat pencereleri açabileceğini unutmamalıyız" diye konuştu.
Farklı ülkelerin farklı ihtiyaçları olduğunu anlatan Babacan, bunlar arasında iş gücü piyasası, üretim, sosyal güvenlik ve yatırım ortamını geliştirmek için reformlar olduğunu belirtti.
Küresel krizden çıkmak için bu reformların temel olacağını ifade eden Babacan, "Parasal ya da mali politikalar sürdürülebilir kalkınmanın elde edilmesi için tek başına yeterli olamaz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ülkelerin büyümesi ve güçlenmesinin özel sektörden geçtiğini belirterek, "Özel sektörün geleceğe güveni yoksa, eğer özel sektör daha fazla eleman istihdam etme konusunda endişe ediyorsa büyüme ve işsizlik hedefleri beklediğimiz gibi gerçekleşmez" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin düzenlediği "Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanı" konulu yüksek düzeyli toplantıda yaptığı konuşmada, dönem başkanı olarak Türkiye'nin G-20'deki öncelikleri ve kalkınma perspektifine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin G-20 önceliklerini kapsayıcılık, uygulama ve büyüme için yatırım olarak formüle ettiklerini ifade eden Babacan, bu hedefleri hem uluslararası alanda hem de Türkiye özelinde takip ettiklerini vurguladı.
Yerel anlamda toplumun tüm katmanlarının büyüme ve refahtan payını almasını sağlamayı hedeflediklerini anlatan Babacan, bu anlamda küçük ve orta ölçekli işletmelere özel önem verdiklerini kaydetti.
Birçok ülkede istihdamın büyük bir bölümünü küçük ve orta ölçekli işletmelerin sağladığını hatırlatan Babacan, işsizliğin azaltılması için bu işletmelerin desteklenmesinin önemine vurgu yaptı.
Babacan, Türkiye'nin G-20'deki önceliklerinden birinin de reform sözlerinin uygulamaya geçirilmesi olduğunu ve G-20 ülkelerinin binden fazla konuda yapısal reform konusunda taahhütte bulunduğunu belirterek, "Bu reform sözlerinin yerine getirilmesi durumunda IMF ve OECD tahminlerine göre 2018'de küresel büyüme oranı şu anda tahmin edilenin yüzde 2 üstünde gerçekleşebilir" dedi.
G-20 olarak sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi hedeflediklerini ifade eden Babacan, Türkiye'nin, bu hedefin az gelişmiş ülkeleri de kapsamasına büyük önem verdiğini anlattı.
Özel sektör yatırımları
Ali Babacan, küresel kalkınma gündemi ile G-20 gündeminin birçok noktada kesiştiğinin görüldüğüne de dikkati çekerek, Türkiye'nin bu yıl gündeme "kalkınmada özel sektörün rolü" konulu yeni bir unsur eklediğini söyledi.
"Yatırım ortamının geliştirilmesi ve ülkelerimizde yatırım yapmayı kolaylaştırmak kritik önemde" diyen Babacan, büyümenin ve güçlenmenin özel sektörden geçtiğini dile getirdi.
Babacan, "Mali politikaların ne kadar gevşek olduğu ya da Merkez Bankası'nın ne kadar para bastığından bağımsız olarak, eğer özel sektörün geleceğe güveni yoksa, eğer özel sektör daha fazla eleman istihdam etme konusunda endişe ediyorsa büyüme ve işsizlik hedefleri beklediğimiz gibi gerçekleşmez" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, insani krizlerin de kalkınma hedefleri üzerinde olumsuz etkileri olduğunu kaydederek, güncel yaklaşımın uzun süreli krizlerde başarısız olduğunun görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin, bu sorunu Suriye krizinde çok yakından gördüğünü anlatan Babacan, "İnsani kriz zamanlarında gelişmiş ülkeler, kaynaklarını bu kriz bölgelerindeki kalkınma bütçelerine kaydırmalılar" diye konuştu.
Babacan, gelecek yıl Türkiye'de düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi'nde, insani krizlerin finanse edilmesi için Türkiye'nin öneriler sunacağını sözlerine ekledi.
AA