Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran'a değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, AB ile 17'nci faslın açılması ile birlikte Merkez Bankası tartışmalarının bitmesi gerektiğini söyledi.

Mehmet Şimşek, "17. Fasıl, AB üyeliğinin ötesini ifade ediyor.17.Fasıl, enflasyonun ve faizin kalıcı düşüşü için çok önemli.Brüksel'de ilk defa Türkiye'ye yönelik bu kadar pozitif bir söylem gördüm" dedi.

Şimşek, "Yol haritasının uygulanmasıyla birlikte hava olumluya dönecek" dedi.

Şimşek, "Fed'den yüksek olasılıkla faiz artışı bekliyorum, yapılsa da iyi olur. Merkez bankası ile ekibiz ABD'de de aynı ekip ruhu var. ABD'nin küresel gelişmelerden bağımsız hareket etmesi mümkün değil" açıklamasını yaptı.

Şimşek, "Önemli olan ABD'de faiz artışının dozu ve iletişiminin doğru yapılması.Merkez bankasının para politikasında sadeleşmeye gidecek olması önemli.Fed kendi başına devam etse de senkronize faiz artışı öngörmüyorum" dedi.

Mehmet Şimşek, "Emtia fiyatlarının çöküşü ile gelişen ülkelere yönelik risk iştahı düşüyor. Emtia fiyatlarının düşmesinin kalıcı etkisi var, cari açığımızı azaltacak" dedi.

Şimşek, "Reform yapmak zordur, bunun için reform izleme komitesi kurduk.Siyasi etik, imar rantı, kamu ihale kanunu gibi konularda çok netiz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Yarı zamanlı çalışmanın önünü açmalıyız. Reformlar için muhalefetle birlikte çalışmaya hazırız" dedi.

Şimşek, "Son 12-13 yılda temel hak ve özgürlüklerde Türkiye inanılmaz yol kat etti. Operasyonlar devam edecek şiddetin kaynağı terör örgütüdür. Hukuk devleti içinde terörle mücedele edeceğiz" dedi.

Şimşek, "Rusya ile krizi tırmandırmak istemiyoruz, komşuların birbirine ihtiyacı var.Rusya'dan etkilenen kesim ile ilgili tedbirleri alacağız. Türkiye'nin Hindistan'ı, Çin'i tüm farklılıklarına rağmen keşfetmesi lazım. Avrupa, Türkiye ile birlikte güçlenmek istiyor. Avrupa Birliği ile entegrasyonu güçlendireceğiz.

Mehmet Şimşek, " Reel sektörün asgari ücret yükünü kısmen almak için çalışıyoruz" açıklamasında bulundu.

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "İlk defa Brüksel'de, Türkiye'ye yönelik bu kadar pozitif, kucaklayıcı söylem ve eylem, atmosfer gördüm. Bu faslın açılışında, Avrupa'dan üst düzey bazı komisyon üyeleri veya bakanlar vardı. Ben ilk defa Avrupa'dan sıcak bir yaklaşım, olumlu bir iklim gördüm. Sebebi ne olursa olsun, bu çok önemli. O nedenle AB süreci şu anda canlanmıştır" dedi.

Avrupa Birliği (AB) ile son açılan 17. fasla ilişkin görüşmelerin sorulması üzerine Şimşek, Türkiye'nin güçlü bir hikayesi bulunduğunu ve bunun önemli bir bileşeninin AB'ye katılım süreci olduğunu ifade etti.

AB'yi 2000'li yıllarda Türkiye'nin değişiminin önemli bir motoru olarak nitelendiren Şimşek, 17. fasılla bu sürecin yeniden canlandığını vurguladı. AB'ye üye olmanın yetmediğini, aynı zamanda avronun para birimi olarak kabul edilmesi gerektiğini anlatan Şimşek, Fransa'nın bu faslı veto ettiğini anımsattı. Bu faslın açılmasının çok güçlü bir mesaj içerdiğini belirten Şimşek, bu faslın açılmasının Türkiye'nin makrofinansal istikrar anlamında gerekli yeter koşulların yerine getirdiği anlamına geldiğine dikkati çekti. Şimşek, "Aslında her şeyiyle çalışan bir piyasa ekonomisi, onun ötesinde uygulamaları, politika çerçevesi ve kurumsal altyapısı, kalitesi itibarıyla AB'ye en yakın olduğumuz fasıllardan bir tanesi. Dolayısıyla Merkez Bankasına ilişkin tartışmaların artık son bulması lazım" diye konuştu.

Şimşek, Merkez Bankasına ilişkin 2002 yılından bu yana hükümet programları ve partisinin beyannamesinde değişen bir şey olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Merkez Bankasının temel görevi fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı Türkiye için olmazsa olmazdır. Çünkü fiyat istikrarı olunca Türkiye büyüme potansiyelini artırabilir. Onun sayesinde Türkiye kalıcı refah artışı sağlayabilir. Fiyat istikrarına ilaveten en yaygın bir şekilde makrofinansal istikrar var. Bunun içinde büyüme de var, cari açık kaygısı vs bütün konular var. Dolayısıyla bizdeki uygulama da kurumsal altyapı da aslında çok farklı değil. İlk defa Brüksel'de, Türkiye'ye yönelik bu kadar pozitif, kucaklayıcı söylem ve eylem, atmosfer gördüm. Bu faslın açılışında, Avrupa'dan üst düzey bazı komisyon üyeleri veya bakanlar vardı. Ben ilk defa Avrupa'dan sıcak bir yaklaşım, olumlu bir iklim gördüm. Sebebi ne olursa olsun, bu çok önemli. O nedenle AB süreci şu anda canlanmıştır. AB ile yakınsama sürecimiz zaten canlıydı."

"AB ile sokaktaki vatandaşa dokunan bir fasıl açıldı"

Türkiye'nin uzun yıllardan beri hem bütçe açığında, hem de kamu borçlarının milli gelire oranında Maasricht kriterlerini tutturduğunu anlatan Şimşek, "O toplantıda birisi dedi ki isim vermeyeceğim basına kapalı olduğu için, 'biz gıptayla bakıyoruz.' Ama iki kriter daha var; enflasyon ve faiz. Bu fasıl o nedenle çok önemlidir. Türkiye enflasyonda kalıcı bir şekilde yüzde 5'in altına çekip ona paralel olarak faizlerin de tek hanelerde ve düşük düzeyde seyretmesi, bu Türkiye'nin büyümesi... Zaten Avrupa Birliği hikayesi burada" değerlendirmesinde bulundu.

Sokaktaki vatandaşa dokunan bir fasıl açıldığını belirten Şimşek, öte yandan Merkez Bankası konusundaki tartışmaların bu faslın başlamasıyla anlamını yitirdiğini söyledi. Şimşek, "İleriye taşıyacağız, geri gitmeyecek. Bu tartışmaların artık son bulması lazım" ifadelerini kullandı.

"Hava, hem içeride hem dışarıda ılımlıya dönecek"

Şimşek, Bloomberght Tüketici Güven Endeksi'ne göre, Rusya'daki gelişmeler ve emtia fiyatlarındaki düşüşün içerideki bazı oyunculara etkilerinden kaynaklı güven endeksinde azalma görüldüğünün anımsatılması üzerine, endeksin bu tür önemli olaylardan etkilendiğini, çünkü o anki atmosferi yansıttığını, uzun vadeli bir perspektifi içermediğini ifade etti.

Türkiye'nin reform konusunda çok önemli bir yol haritası bulunduğunu anlatan Şimşek, "O yol haritasındaki (reform) uygulamayla birlikte, uygulamadaki başarıyla birlikte, ben inanıyorum ki hava, hem içeride hem dışarıda ılımlıya dönecek bütün bu olumsuz jeopolitik veya küresel şartlara rağmen. İniş çıkışları normal görmekle birlikte uzun vadeli trendin güven anlamında, istikrar anlamında yukarı olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ABD Merkez Bankasının (Fed) çok yüksek olasılıkla faiz artırımı kararı alacağını belirterek, "Bence yapması da iyi olur çünkü piyasaların rahatlaması açısından önemli" dedi.

Fed'in faiz artırım kararı alıp almayacağına ilişkin tahmininin sorulması üzerine Şimşek, "Çok yüksek olasılık, evet. Bence yapması da iyi olur çünkü piyasaların rahatlaması açısından önemli" diye konuştu.

Dünya ekonomisinde artık yavaş yavaş faizlerin artmasının beklendiğini anlatan Şimşek, esas belirleyicinin ABD ekonomisindeki durum olduğunu ama küresel ekonominin de etki edeceğini söyledi. Fed'in faiz artırım kararı almasının yüksek olasılıkla beklendiğini dile getiren Şimşek, "Önemli olan bunun dozudur ve iletişiminin sağlanmasıdır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin temellerinin sağlam olduğunu vurgulayan Şimşek, cari açığın ve kaynak ihtiyacının azaldığını, finansman kalitesinin arttığını, öte yandan kamu maliyesinin çok güçlü olduğunu dile getirdi. Şimşek, Türkiye için en önemli unsurun reformlar olduğuna dikkati çekti.

"Hesabımızı kışa göre yaptık"

Mehmet Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Fed açısından iki önemli hususu unutmayalım. Küresel ekonomik durum gelişmekte olan ülkelerde çok iyi değil. Fed'i sınırlar. İkincisi velevki Fed kendi başına devam eder o zaman senkronize global bir faiz artışı öngörmüyoruz. Japonya ve Avrupa faizleri düşük tutmaya devam edecekler. Para basmaya devam ediyorlar. Belki İngiltere Amerika ile paralel gider, biraz gecikmeli olarak. Senkronize bir parasal sıkılaştırma, o anlamda 90'lı yıllara dönüş yok. Bu çok önemli. Küresel ekonominin durumu bunu desteklemiyor ama buna rağmen Türkiye olarak biz hesabımızı kışa göre yaptık. Biz oralara güvenemeyiz, sırtımızı onlara dayayamayız. Biz tedbirimizi alıyoruz. Avrupa çıpası canlandı, reform çıpası canlı ve güçlü, kamu maliyesindeki disiplin devam ediyor, Merkez Bankamız yol haritasını açıkladı. Daha öngörülebilir, daha şeffaf ve kitabi bir patika üzerinden gideceğiz."

Bir trendin doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki etkisinin olduğunu ifade eden Şimşek, Ortadoğu, doğu ve kuzeydeki ülkelerin çoğunun petrol ve emtia fiyatlarının çöküşünden olumsuz etkilendiğini, bu durumun dolaylı olarak Türkiye'nin mallarına olan talebi de olumsuz etkilediğini söyledi.

Emtia fiyatlarının hızla yükseldiği dönemde Latin Amerika, Ortadoğu ve Asya'daki bazı ülkelerin ciddi şekilde olumlu etkilendiğini vurgulayan Şimşek, o dönemin sonuna gelindiğini ve resmin tersine döndüğünü bildirdi. Şimşek, emtia fiyatlarının çöküşünün gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahını olumsuz etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Başlangıçta iyi-kötü ayrımı yapılmıyor, ortalık toz dumanken yani para çıkışı varsa her taraftan çıkıyor. Bilmeyen de sanacak ki reform programı çok etkili olmadı. Büyük bir haksızlık. Reform programıyla ilgisi yok. Güney Afrika'da devlet başkanı, böyle bir hassas ortamda maliye bakanını görevden aldı, maliye politikasında genişleme olacak diye, ne oldu? Birdenbire Güney Afrika'dan başlayan ama tüm dünyaya, bütün gelişmekte olan ülkelere Türkiye de dahil yayılan bulaşıcı süreç yaşadık. İnanılmaz bir oynaklık yaşandı piyasada. Bunu görelim. Dolayısıyla bu iki faktörden. Ama kalıcı net etkisi var. Petrol ve doğalgaz fiyatları ile diğer emtianın düşmesi, bizim cari açığımızı azaltacak ve cari açık milli gelire oran olarak şu anda trend olarak yüzde 4'ün altında. Bu da şu demek, daha sürdürülebilir finansman nispeten daha kolay çünkü biz 12-13 milyar dolar küresel doğrudan yatırım çekiyoruz. Bu zaten yüzde 1,5-2'sini finanse ediyor. Geriye kalan miktar az. Onu da uzun vadeli kaynaklarla finanse ettik. O nedenle çok önemli. Fed'in bizi en çok etkileyeceği kanal nedir? Cari açıktır, finansman ihtiyacıdır. Finansman ihtiyacı azalıyor, bulduğumuz finansmanın kalitesi, vadesi uzuyor. Fakat ilk başlangıçta ortalık toz duman iken bu ayrım yapılmaz, sonradan dönüp bakacak kim reform yapıyor, kimin temelleri sağlam, kimin manevra alanı var ve kimin güçlü hikayesi var. Bu 4 faktör itibarıyla Türkiye iyi bir konumda."

Reform yapmanın kolay olmadığını dile getiren Şimşek, "Kolay olsa herkes yapardı. Hele normal bir dönemde reform yapmak olağanüstü zordur" şeklinde konuştu.

Reformları hayata geçirmek için Başbakanlık bünyesinde bir başbakan yardımcısı başkanlığında Reformların Koordinasyonu ve İzlenmesi Kurulu kurduklarını ifade eden Şimşek, her hafta düzenli olarak Bakanlar Kuruluna ve her üç ayda bir de kamuoyuna hesap verileceğini, bunun büyük resmin takibi açısından çok önemli olduğunu belirtti. İş aleminin, STK'ların ve halkın da bu sürecin bir parçası olduğuna dikkati çeken Şimşek, ilk defa bu kadar güçlü, şeffaf, yol haritası net, neyi ne zaman, kimin yapacağına ilişkin bilgilerin ve bunları izleyecek komitenin bulunduğunu, kendisinin de bu anlamda iyimser olduğunu söyledi.

"Reformları millet için yapıyoruz"

Reformlarda ana başlıkların ilkinin şeffaflık, yolsuzlukla mücadele olduğunu vurgulayan Şimşek, bu konuda çok net olduklarını bildirdi. Dünyadaki uygulamaları baz alarak Türkiye'de bu konuda çok önemli adımlar atacaklarına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Aslında bu 17-25 Aralık sonrasını da bizim niyetimizin ne kadar doğru olduğunu, o siyasi motivasyonlarla atılmış adımlara farklı bir tepki verildi. Ama bundan sonra bu konudaki hassasiyetimizin nasıl olduğunu ortaya koyacağız uygulamalarımızla. İkinci önemli reform alanı yatırım ortamı. Bizim yatırım çekmemiz lazım, hem içeridekilerin Türkiye'de yatırım yapması hem dışarıdakilerin. Bunu nasıl yapacağız? Eksiklerimiz var. Eskiden Türkiye 1 milyar dolar yatırım çekiyordu, şimdi 13 milyar dolar geldi. Yetersiz buluyoruz. Ama bu yetmez, bizim ne yapmamız lazım? Tasarım, Ar-Ge, Patent Kanunu yani fikri mülkiyet haklarının korunması lazım. Yargıda ihtisaslaşma, yatırım yeri gibi hususlar... Bunların hepsi yeni döneme damgasını vuracak. Kamu maliyesi, bizim en güçlü olduğumuz taraf. Ama bizim daha sağlamlaştırıp kurumsal altyapısını güçlendirmemiz lazım. Gelir Vergisi reformu, Vergi Usul Kanunu, Taşıt Kanunu, performans bütçeye geçiş gibi birçok unsur var. Şu anda harıl harıl Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarını belki haftada birkaç kez bir araya geleceğiz. Bunların içini dolduracağız. İş alemiyle, STK'larla, toplumla istişareyle... Katılımcı bir demokratik çerçevede yapacağız. Çünkü millet için yapıyoruz reformları."

Muhalefete çağrı

Reformların büyük bir kısmını ilk yıla yoğunlaştırdıklarını ifade eden Şimşek, "Gerekirse muhalefet iktidar tatil yapmayalım. Bu milletin sorunlarını çözmek için bu yazın tamamında birlikte çalışalım. Bize katkı verin. Biz taslakları sizlerle paylaşmaya razıyız. Gelin birlikte çalışalım, gelin bir şey söyleyecekseniz söyleyin ama engel olmayın. Gelin birlikte bu reformları yapalım" diye konuştu.

Bölgesel ve küresel konjonktür anlamında zor bir dönemde bulunulduğunu dile getiren Şimşek, hikayenin en güçlü boyutunun reformlar olduğunu, reformlar için de toplumsal uzlaşı ve geniş destek gerektiğini, bu konularda beraber çalışmaya hazır olduklarını kaydetti.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Avrupa ile entegrasyonu daha da güçlendireceğiz. Eski AB'nin tam üyeliğini kısa vadede belki başarırız. Çünkü eski Avrupa'da parasal, siyasi bir birlik yoktu, ekonomik birlikti. Ekonomik birlik anlamında Türkiye, tam üyelik sürecinin şu anda çok önemli bir dönüm noktasında" ifadelerini kullandı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde özellikle Cizre ve Silopi'deki operasyonlar ve bunun yatırımlara etkisine dönük bir soru üzerine Şimşek, dünyanın hiçbir demokrasisinin silahların gölgesinde yaşamını sürdüremeyeceğini söyledi.

Türkiye'nin 30-40 yıldır bu tehditler ve risklerle karşı karşıya olduğunu belirten Şimşek, bunun yeni bir durum olmadığını ifade etti.

Ülkenin 12-13 yılda inanılmaz mesafe katettiğini ve kardeşlik hukuku, her türlü temel hak ve özgürlük gibi alanların açıldığını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Buna rağmen silaha, şiddete, teröre ne gerek var? Şimdi o nedenle bugünkü ve bundan sonra devam edecek bu operasyonlar olmazsa olmazdır. Çünkü bu operasyonların amacı Kürt kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerini yani yaşam, seyahat, eğitim gibi kullanmasının bir ön koşuludur. Şehirlere eşkıya inecek olur mu öyle bir şey? O nedenle bu mücadeleyi yapacağız ve çok güçlü bir şekilde yapacağız ve devam edecek. Çünkü sandılar ki bu seçim öncesi başlatılan seçime yönelik bir kampanya. Yok öyle bir şey. Biz uzun bir süre 'temel ve hak özgürlükler noktasında varsa eksiklikler onları tartışalım, bunun zemini Meclis' dedik, 'siyaset' dedik. Bütün bu alan açıldı ama şiddet ve demokrasi birlikte yürümez"

"İnanıyorum ki, bölgede tekrar huzur ve yatırım ortamı olacak"

Şiddetin mutlaka yok edilmesi gerektiği vurgulayan Şimşek, bunun tek bir kaynağı bulunduğunu, onun da terör örgütü olduğunu söyledi. Vatandaşın da bunu desteklemediğini anlatan Şimşek, o nedenle bu operasyonların öneminin ön plana çıktığını söyledi.

Şimşek "Bunlar aşılacak, tekrar o bölgede ben inanıyorum ki huzur ve yatırım ortamı olacak" dedi.

"Vatandaşımız müsterih olsun hukuk devleti içinde kalacağız"

Siyasi istikrar olmasaydı bugün Türkiye'nin büyük bir felaketle karşı karşıya geleceğini savunan Şimşek, "Bir taraftan ABD Merkez Bankası'nın faiz artışı, bir taraftan Ortadoğu'daki bu savaş, bir taraftan terör, bu sıkıntılar. Milletimiz 7 Haziran sonrası süreçte resmi gördü, biz bunun gereğini yapıyoruz. Vatandaşımız müsterih olsun biz hukuk devleti içinde kalacağız. Zaten o nedenle yavaş gidiyor. Çünkü 90'lı yıllarda maalesef bir takım yanlışlar yapıldığı için bugün o travmaların faturaları çıktı sonradan" ifadelerine yer verdi.

Kendilerinin hukuk devleti içerisinde terörle mücadele edeceklerini vurgulayan Şimşek, hak ve özgürlükler anlamında yapılması gereken ne varsa yapmaya devam edeceklerini, kardeşlik hukukunu pekiştireceklerini, yatırımlar, bölgenin gelişmesi, kalkınması anlamında da üzerilerine düşeni yapacaklarını kaydetti.

"Sadece güvenlik boyutuyla bakmıyoruz"

Şimşek, "Muhtemelen bu hafta içerisinde veya en geç önümüzdeki hafta başı içerisinde Kalkınma Bakanımız ile belki oturup o bölgenin sanayi, ticaret erbabını, kanaat liderlerini oturup dinleyeceğiz, ne yapılabilir. Dolayısıyla biz olaya sadece güvenlik boyutuyla bakmıyoruz ama şu anda güvenlik boyutu aciliyet teşkil ediyor. Çünkü vatandaşımızın ticaret yapabilmesi için huzurlu güvenli bir ortam lazım" dedi.

Rusya'nın Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımlarının GSMH'ya etkisi ve bu durumun uzaması halinde faturanın ne olacağına ilişkin bir soruya karşılık da Şimşek, "Bu bizim baz senaryo, her zaman uç senaryolar var, hem iyimser hem kötümser. Baz senaryomuzda en fazla 3 milyar dolar civarında bir etkiden bahsetmiştim ama en kötümser senaryo 9 milyar dolar konuşuldu" cevabını verdi.

"Rusya'nın bize, bizim de Rusya'ya ihtiyacımız var"

"Bizim Rusya ile bir düşmanlığımız yok. Rusya ile bizim aslında fiiliyatta bir sorunumuz yok, yani Suriye'nin sınırında yaşanan bir olay" diyen Şimşek, kendilerinin bütün komşularla, özellikle de Rusya ile çok iyi ilişkiler geliştirdiklerini anlattı.

Rusya ile bu ilişkileri idame etmek istediklerini dile getiren Şimşek, "Bu krizi biz tırmandırmak istemiyoruz, bu sorunu biz büyütmek istemiyoruz. Rusya'nın bize ihtiyacı var, bizim de Rusya'ya ihtiyacımız var, komşuların birbirlerine ihtiyaçları var. Eski zihniyet, eski mantalite, soğuk savaş dönemi falan onları bir kenara bırakmak lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Bunun siyasi, askeri bir gelişme olduğunu belirten Şimşek, orada etkilenen kesimlere yönelik tedbir aldıklarını ve alacaklarını söyledi.

Şimşek, "Arzumuz bu sorunun hızlı bir şekilde soğuması ve sorunun bir şekilde çözülmesi, zamanın ben buna ilaç olacağına inanıyorum" dedi.

Bunun yanı sıra Türkiye'nin her halükarda enerjide, genel anlamda ihracatta olsun çeşitlendirmeyi devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bakın Ortadoğu'ya biz yöneldik, Ortadoğu'da şimdi sorun var o bizi olumsuz etkiliyoruz. Biraz şanslıyız, Avrupa'da hafif toparlanma var. Bir de Asya'da olsaydık, güçlü bir şekilde... Asya'da özel sektör, ihracat anlamında yok. Yavaş yavaş Türkiye'nin Hindistan, Çin'i bütün büyüklüklerine rağmen, bütün farklılıklarını keşfetmesi lazım ve güçlü bir şekilde bizim oralarda olmamız lazım. Aynı şekilde Amerika... Her halükarda Rusya krizini bizim fırsata dönüştürmemiz lazım."

"Göç konusunda bizi takdir ediyorlar"

Şimşek, ABD ile AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasında Türkiye'nin Gümrük Birliği anlamında dışarıda tutuluyor olması konusunun Brüksel'de tartışılıp tartışılmadığının sorulması üzerine, AB Komisyonu Başkan Yardımcılarından Jyrki Kataine ile bir araya geldiklerini ve en büyük gündem maddesinin de bu konu olduğunu söyledi.

Kendilerinin AB ile Gümrük Birliği'ni çok ileri düzeye taşımak istediklerini belirten Şimşek, sadece malların serbest dolaşımında değil hizmetler, tarım ürünleri ve kamu alımları noktasında da tamamen Avrupa ile bütünleşik, daha güçlü bir entegrasyon öngördüklerini ifade etti.

Şimşek, "Orada net olarak söyledik, bunu geliştirelim, derinleştirelim bu entegrasyonu ve bu Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) için yeni bir safha olsun, çünkü biz Gümrük Birliğini daha ileri düzeyde AB'ne biz pekiştirirsek, o zaman oturur o maddeyi de değiştiririz. Yani AB, üçüncü bir ülkeyle anlaşma yaptığı zaman o anlaşma bize eşit bir şekilde uygulanır" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı en son AB Zirvesinde, AB ile yüksek düzeyli Ekonomik Diyalog Platformu oluşturulduğunu hatırlatan Şimşek, platformun Türkiye Başkanının kendisi olacağını kaydetti.

Avrupa'nın dünya ekonomisi içerisinde kendisini giderek küçülen, etkinliği azalan bir bölge olarak görmek istemediğine işaret eden Şimşek, Türkiye ile güçlenmek istediğini söyledi.

Şimşek, "Göç konusunda bizi takdir ediyorlar ama enerjide aynı konumdayız, küresel güvenlik anlamında aynı noktadayız. Hatta medeniyetler arası diyalog anlamında, Türkiye güçlü. Biz bunları hep anlattık da ancak bir musibet başlarına geldiği zaman anlıyorlar, genelde bu tipiktir. O nedenle önümüzdeki dönem çok anlamlı, önemli olacak." dedi.

"Gümrük Birliğinin güncellenmesi süreci başladı"

"Dolayısıyla Gümrük Birliği'nin 'upgrade'i (güncellemesi) gibi bir süreçten mi bahsedebiliriz?" ifadesi üzerine, Şimşek, "O süreç başladı, upgrade dediğimiz vatandaşlarımızın anlayacağı şekilde, Avrupa ile entegrasyonu daha da güçlendireceğiz. Eski AB'nin tam üyeliğini kısa vadede belki başarırız. Çünkü eski Avrupa'da parasal, siyasi bir birlik yoktu, ekonomik birlikti. Ekonomik birlik anlamında Türkiye, tam üyelik sürecinin şu anda çok önemli bir dönüm noktasında" değerlendirmesinde bulundu.

"Asgari ücret konusunu çözeceğiz"

Asgari ücrete ilişkin bir soru üzerine de Şimşek, asgari ücret konusunu masaya yatırdıklarını, bunun çok zor bir optimizasyon problemi olduğunu söyledi. Bu konuda rekabet gücü, kamu maliyesindeki kazanımların korunması ve verimlilik gibi bir çok husus bulunduğunu anlatan Şimşek, "Biz reel sektörün yükünü kısmen nasıl alırız onu çalışıyoruz ama bunu yaparken kamu mali dengelerini nasıl bozmayız, çok önemli. Dolayısıyla çok kolay olmayan bir optimizasyon problemi, çözeceğiz" ifadesini kullandı.