Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Financial Times haberine göre, Suriye'deki savaş, Rusya ile artan gerilim ve yurtiçinde iki yıldır süren politik karmaşanın kalıntıları yatırımcıları -Türkiye'nin politik durumunu değerlendirmek üzere- duraksatıyor.

Londra merkezli yatırım şirketi BC Partners'tan Nikos Stathopoulos "Yatırım ortamı halihazırda oldukça zorlu, ve Türkiye'nin iki aydır içinden geçmekte olduğu jeopolitik ve politik kargaşalar da ortamı etkiliyor. Bu durum da doğal olarak yatırımcıların tereddüt etmesine neden oldu" dedi.

Yurtiçindeyse bazı büyük holding yöneticileri dahi yatırım fırsatlarını değerlendirirken durumdan memnun gözüküyor.

Bu karşıt bakış açıları bileTürkiye'ye yatırım yapmak isteyen potansiyel yatırımcıların ikilemini gözler önüne seriyor. Türkiye dikkat çekici yatırım göstergelerine sahip: GSYİH büyüyor, genişleyen bir orta sınıf var ve canlı bir girişim ruhuna sahip bir iş alemi var. Ancak, Türkiye aynı zamanda jeopolitik olarak karmaşık bir bölgede bulunuyor. Irak'a asker gönderme ve Rusya tartışmaları bu durumun altını bir kere daha çiziyor.

Bir anlamda, yatırımcılar Türkiye'ye yatırım yaparken politik riskleri öncelikli olarak göz önüne alıyor. Ancak, böyle bir durumda yatırım fırsatını değerlendirme kararı nadiren karşı koyulabilir oluyor.

İki yılda dört seçimin ardından Türkiye artık 2019'a kadar bir hükümete sahip.

Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek dahil olmak üzere önemli isimler, hükümetin önümüzdeki bir kaç yıllık süreci Türkiye'yi orta gelir tuzağına düşmekten kurtaracak reformları gerçekleştirmek için kullanacağını söylüyor.

Ancak, şimdilik hükümetin gündeminde bazı iç politik mevzular, Suriye'deki savaş ve Türkiye içerisinde terörizmle mücadele gibi konular var.

Aslında, geçtiğimiz yıllarda istikrarsız dönemler dahi yatırımların önünü kesmemişti. Japon şirketi Hitachi Transport System yetkilileri Türkiye'de politik gündemin oldukça kızıştığı 2013 yılında bir lojistik şirketinin yüzde 51'ine ortak olmuştu.

"Yatırımcılar Türkiye'ye ilgisini sürdürüyor"

İstanbul merkezli bir yatırım şirketinden Kerim Kotan "2013'te yurtiçi gelişmelerin oldukça zorlu olduğu dönemden bu yana 20'den fazla işi bitirdik. Protestolar esnasında, iki seçim arasında ya da politik belirsizliklerin tavan yaptığı dönemlerde anlaşmalar imzaladık veya elimizdeki işleri bitirdik. Uzun vadeli stratejik yatırımcılar ve özel girişim sermayesi şirketleri şu anda, 6 ay sonra ya da 1, 2 yıl içerisinde ne olup bittiğiyle fazla ilgilenmiyor. Bu yatırımcıların piyasaya bakış açıları çok uzun vadeli oluyor" dedi.

Kotan Türkiye'ye yatırım konusunda yatırımcının iştahında bir düşüş olmadığını düşünüyor. Girişim sermayesi yatırımcılarının Türkiye'ye özel bir iskonto arayışı içerisinde olmadığını ya da Türkiye hakkında köklü bir fikir değişikliği olmadığını söylüyor. Ancak, yatırımcıların yüksek değerlemelere karşı dikkatli davrandığını ve yabancı ülkelerdeki fırsatlarla karşılaştırma yaptıklarını iletiyor. Kotan'a göre Türkiye'deki yatırım fırsatlarına ilgi hala güçlü. Kotan, "Yatırımcılar, TL, politika ve bölgesel unsurlarda volatilite olabileceğini göz önünde bulundurarak Türkiye'ye ilgi duymayı sürdürüyor. Ancak, herşeye rağmen Türkiye, yatırımcıların pay almak isteyeceği bir piyasa olmaya devam edecek" dedi.

Rakamlar bu görüşü kısmen destekliyor. 2015'ten günümüze kadar, yabancı yatırımcılar Türkiye'deki şirketlerin tamamını ya da bir kısmını satın almak için 8.6 milyar dolar harcadı. 2014'te bu rakam 5.2 milyar dolardı. Dealogic'e göre bahsedilen dönemlerde büyük boyutlu bir özelleştirme de gerçekleşmedi. Türkiye ekonomisi, 2010'da küresel ekonomideki yavaşlamanın etkisine rağmen benzerlerinin üzerinde performans gösterdiğinde yabancı yatırımlar 10.4 milyar doları bulmuştu.

"Türkiye tekrar cazip hale gelecek"

BC Partners'tan Stathopoulos'a göre Türkiye piyasalarında belirsizlik sürüyor. BC Partners, 2008'de Türkiye'de bir perakende devini satın alarak, bir girişim sermayesi şirketinin gerçekleştirdiği en büyük satın almayı gerçekleştirdi. BC Partners bu yılın başında bu şirketteki hisselerinin yarısını sattı. Stathopoulos'a göre, satın almanın gerçekleştiği gün bu yatırımı çekici kılan makroekonomik faktörlerin tümü bugün de geçerli. Ancak durum böyleyken bile Türkiye'ye son ziyaretleri sırasında tereddüt hissi hakim.

Stathopoulos "Bazı yatırımcılar böyle zamanlarda risk alarak adım atmak gerektiği görüşünü savunur, diğerlerine göre alınan riskin karşılığında elde edilecek getiri yeterli olmayabilir. Ben, ülke üzerindeki bulutlar dağıldığında Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için tekrar cazip hale geleceğini düşünüyorum" dedi.

Böyle düşünen yatırımcılar arasında iyi fırsatlar sunan Türkiye hisse senetleriyle ilgilenen, BlackRock'ta fon yöneticisi David Reid da var.

"İki fırsat ön plana çıkıyor"

Reid gelişen piyasalarda 100 milyon dolarlık fonun yönetiminde görev alıyor. Reid'in portfolyosunun Türkiye görüşü "ağırlığı artır" ve fonun yüzde 24'ü Türkiye'ye ayrılmış. Reid "Değerlemeler olarak finansal krizin dibindeki seviyeye çok yakın bir yerdeyiz. Seçimler belirsizliği kesinlikle ortadan kaldırdı ve daha belirli bir ortam yatırımlar için her zaman iyi bir şeydir. Belirlilik, insanların politika merkezli unsurlara değil, değerlemeler ve şirketlerin temel göstergelerine odaklanmasına yardımcı olur. Değerlemeler daha önce bu seviyelerde olduğun zamanlarda yapılan yatırımlardan elde edilen gelirler oldukça yüksek olmuştu" dedi.

Reid'a göre iki fırsat ön plana çıkıyor: bankalar ucuz ve tüketime dair hisse senetleri, Türkiye'nin demografik yapısı göz önüne alındığında iyi bir yatırım gibi duruyor. Reid "Tüketimle alakalı hisse senetlerine yatırım yapmak için uzun vadeli bir hikaye kesinlikle var. Türkiye genç bir nüfusa sahip ve iç talep oldukça güçlü. Bu durum da ülkeye oldukça dinamik bir hava katıyor. Orta sınıf da gittikçe genişliyor" dedi.

Reid "Geçtiğimiz dönemdeki kadar güçlü büyüme rakamları göreceğimizi düşünmesek de, Türkiye hala Avrupa'nın uğrunda öleceği bir büyüme oranına sahip. Bu onlarca yıllık bir fırsat. Ancak, bu fiyatlara yansımış değil" dedi.