Münazaraya "seks skandalı" ithamları hakim oldu, tartışmadan Clinton galip çıktı
ABD'de bugün ikincisi düzenlenen başkanlık münazarasına geçmişteki "seks skandalı" suçlamaları hakim oldu
ABD'de Washington Ünivesitesi'nde ikincisi düzenlenen başkanlık münazarasında, Donald Trump ve Hillary Clinton, Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasına daha önce görülmemiş bir krizin yaşandığı haftasonunun ardından, geçmişteki seks skandalalrı ile ilgili birbirlerine ithamlarda bulundu.
Fortune.com'un haberine göre, CNN/ORC'nin kamuoyu araştırması, münazarayı izleyen seçmenlerin yüzde 57'sinin tartışmadan Clinton'ın galibiyetle çıktığını, yüzde 34'ün ise Trump'ın kazandığı görüşünde olduğunu gösterdi. YouGov araştırması da münazarayı Clinton'ın yüzde 42'ye karşı yüzde 47 ile kazandığını işaret etti.
ABD'de başkanlık seçimlerine bir ay kala Demokratların adayı eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Cumhuriyetçilerin adayı iş adamı Donald Trump'ı karşı karşıya getiren canlı yayın, son yılların en sert tartışmalarından birine sahne oldu.
ABD'de 8 Kasım'da yapılacak 58. Başkanlık Seçimleri dolayısıyla Clinton ile Trump, Minnesota eyaletindeki Washington Üniversitesinde ikinci kez canlı yayında karşı karşıya geldi.
Oldukça sert geçen tartışmanın başından sonuna kadar hemen her konuda birbirlerine ağır ithamlarla yüklenen iki başkan adayı, 1,5 saat süren canlı yayında salonda bulunan konukların yönelttiği ve sosyal medyadan gönderilen soruları yanıtladı.
Tartışmanın ilk bölümüne, geçen cuma günü medyaya düşen ve Trump'ın 2005 yılında içinde kadınlarla ilgili "müstehcen" ve "kaba" ifadelerinin yer aldığı video damgasını vurdu. Clinton, rakibinin kadınlar ve farklı etnik kimliklere mensup insanlarla ilgili birçok kez benzer ifadeler kullandığını ve özür dilemediğini hatırlatarak Trump'ın "alternatif bir evrende yaşadığını" ve onun "ırkçı bir yalancı" olduğunu iddia etti.
Buna karşılık Trump, sözlerinden dolayı bir kez daha özür dilerken, Clinton'a, eşi Bill Clinton'ın başkanlığı döneminde Beyaz Saray'da yaşanan "Monika Lewinsky skandalı" ile yüklendi.
Trump'tan Clinton'a "hapis" tehdidi
Clinton'a elektronik postaların silinmesi olayı üzerinden ithamlarda bulunan Trump, konunun çok ciddi olduğunu ve Clinton'ın açık bir şekilde suç işlediğini ileri sürdü. Başkan olması halinde konuyla ilgili özel bir yargıcı görevlendireceğini anlatan Trump, Beyaz Saray'da olması halinde Clinton'ın hapse gireceğini kaydetti.
Trump'ın uzun yıllardır vergi ödemediği iddiasını bir kez daha yineleyen Clinton da "Bugüne kadar hiçbir Cumhuriyetçi için 'Başkanlığa ehil değil' dememiştim; ama Trump için diyorum." ifadelerini kullandı. Trump ise Clinton'ın "sırtını Wall Street şirketlerine dayamış bir aday" olduğunu ve büyük firmalardan elde ettiği haksız desteklerle kampanyasını sürdürdüğünü savundu.
ABD'de yaşayan Müslümanlar
ABD'deki müslümanlarla ilgili bir soru üzerine Clinton, "Bu ülkede George Washington'dan beri Müslümanlar var ve onların arasında Muhammed Ali gibi unutulmaz başarıları olan birçoğu da var." diyerek başkanlığı döneminde Amerikalı Müslümanların ülkede eşit bireyler olarak yaşayacakları sözünü verdi.
DAEŞ'le mücadele eden koalisyonun birçok Müslüman üyesi olduğunu ve bu ülkelerle birlikte teröre karşı mücadele verdiklerini vurgulayan Clinton, "Trump'ın Müslümanlarla ilgili sözleri, DAEŞ gibi terör örgütlerine bir hediyedir ve kendilerine daha fazla üye kazandırmak için kullandıkları bir malzemedir." dedi.
Kendisine "Müslümanları ABD'ye almayalım" sözleri hatırlatılan Trump ise özellikle Suriye gibi ülkelerden ABD'ye gelecekler için çok güçlü güvenlik kontrolü yapılması gerektiğini kaydederek, "Müslümanlar bir şey gördüklerinde bunu (yetkililere) ihbar etmeli, etmedikleri zaman sorunlar ortaya çıkıyor." diye konuştu.
"Radikal İslami terör" kavramını bir kez daha kullanan Trump, ABD Başkanı Barack Obama ve Clinton'ı bu kavramı kullanmaktan imtina etmekle suçladı. Clinton ise "Bizim savaşımız İslam'la değil" diyerek kendisinin "şiddet içeren cihatçı terörizm" kavramını tercih ettiğini belirtti.
Suriye ve Halep tartışması
Suriye ve özellikle Halep'teki dramı önlemek için ne yapacakları şeklindeki soruya Clinton, daha önce olduğu gibi yine "uçuşa yasak bölge" ve "güvenli bölge" önerilerini tekrarlayarak cevap verdi.
Halep'teki saldırılardan en fazla Rusya'yı sorumlu tutan Clinton, "Amerikan askerlerinin Suriye'de savaşmasına karşı" olduğunu vurguladı. Clinton, Suriye ve Irak'ta DAEŞ'e karşı savaşan Arap'ları ve Kürt'leri ABD'nin daha fazla silahlandırması gerektiği değerlendirmesini yaptı.
Aynı soruya Obama yönetiminin Suriye politikasını eleştirerek cevap veren Trump, Halep'le ilgili somut bir öneri getirmezken, "Esed, Rusya ve İran DAEŞ'e karşı savaşıyor. Bizim zayıf dış politikamız sayesinde şimdi üçü bize karşı bir araya geldi." yorumunu yaptı.
Trump'ın, kendi başkan yardımcısı adayı Mike Pence'in Suriye ile ilgili bir sözü hakkında "Buna kesinlikle katılmıyorum." demesi dikkati çekti.
El sıkışmadılar
Oldukça sert bir havada geçen canlı yayının sonunda el sıkışsalar da tartışmanın başında el sıkışmayan iki rakibin bu hareketi, Amerikan kamuoyunda ayrı bir tartışmaya neden oldu.
Başkanlık yarışında Clinton ile Trump'ı bir araya getirecek son tartışma programı, 19 Ekim Çarşamba günü Las Vegas kentinde Nevada Üniversitesinde gerçekleştirilecek.