Yıldırım: Risk algısıyla Türkiye'yi sıkıştırma gayretleri var
-
Başbakan Binali Yıldırım, kurlardaki yükselişle ilgili olarak "Bu süreç üzerinde bir manipülasyon yaparak, sonuç çıkarmaya çalışarak Türkiye'yi siyasi olarak bir yerde tutma gayretleri var. Bunu böyle görüyorum" dedi
Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı sistemi odaklı Anayasa değişikliği görüşmeleri devam ederken, TBMM'deki makamında gazetelerin Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Başbakan Yıldırım, son dönemde döviz kurlarındaki dalgalanmanın nedenleri, ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası'nın alması muhtemel tedbirlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Yıldırım şunları söyledi:
- MANİPÜLASYON VAR
Ekonomimizin bu durumu geçicidir. Burada yapılan işler, bir ekonomik gerçekliğe dayanmıyor. Bu süreç üzerinde bir manipülasyon yaparak, sonuç çıkarmaya çalışarak Türkiye'yi siyasi olarak bir yerde tutma gayretleri var. Bunu böyle görüyorum. Eldeki veriler bunu gösteriyor.
- RİSK ALGISINI ARTIRMA ÇABASI
Bankaların sermaye yeterlilik oranı, bütçe açığı, kamu borçları, bunların hepsi kabul edilebilir ölçüdedir ama bu, tek başına yetmiyor. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve riskleri sonuca dönüştürüyorlar. Risk algısını artırarak bir anlamda Türkiye'yi ekonomik olarak sıkıştırma gayreti içinde olanlar var. Kuvvetli ve zayıf yönlerimiz bulunuyor, bunu biliyorlar. Aşarız bunları.
- TEDBİRLER ALINACAK
Dövizdeki artış, döviz borcu olan şirketlerin, ödemelerini yapabilmek için döviz satın almalarından, dövize yönelmelerinden de kaynaklanıyor. Tabii ki dövizin artması vatandaşımızın canını sıkabilir ama bunların geçici olduğunu, üstesinden geleceğimizi vatandaşın bilmesi lazım. Çalışıyoruz, tedbirimizi aldık; almaya da devam edeceğiz. Merkez Bankamız kendi gündemine hâkimdir. Alması gereken tedbirleri alıyor, alacaktır.
- FİNANSMANA ERİŞİM
Bu dalgalanmalarda, finansmana erişimde isteksizliği azaltacak tedbirler alacağız. Kullanılan kredilerin maliyetini azaltacak tedbir alabiliriz. Bankalar şöyle düşünüyor: “Dolar şu kadar oldu, bir gayrimenkul 100 lira idi, 70 oldu. 30 daha teminat ver." Zaten alırken daha ucuz almıştı. Her şeyi teminata verince işletme de zorluklar yaşıyor.
Bankalar sendeleyene bir tekme de ben vurayım diyeceğine işletmeye, "Sen bana lazımsın, işlerini düzelt, işçi al, istihdam sağla, üret-sat, bana borcunu öde" demesi lazım. Bunun zorlamayla değil, topyekûn bir anlayışla olması lazım.
- MAHREMİYET HASSASİYETİ
(Bu yaklaşımda olan bankaların ifşa edilmesi söz konusu olabilir mi?) Geçmişte böyle uygulamalara gidilmişti ancak onun da riskleri var, mahremiyete halel getirir.
HT