Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Milli Eğitim Bakanı Yılmaz yeni müfredatı açıkladı

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz yeni müfredatı açıkladı

Yılmaz, "İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51 ayrı, sınıflar esas alındığında ise 176 müfredat yenilendi" dedi

Giriş: 18 Temmuz 2017, Salı 14:59
Güncelleme: 18 Temmuz 2017, Salı 16:41

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51 ayrı, sınıflar esas alındığında ise 176 müfredat yenilendi." dedi.

Bakan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, yeni müfredata ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Müfredatları geliştirme, yenileme ve güncelleme çalışmalarının 2005'te başladığını, 2015-2016 eğitim öğretim yılında ise 51 programda tamamlandığını ifade eden Yılmaz, "2016-2017 eğitim öğretim yılının başından bugüne kadar 51 müfredat ekseninde kapsamlı bir şekilde bir yenileme, güncelleme, gözden geçirme, ikmal ve değişiklik çalışması yapıldı." bilgisini paylaştı.

Yenileme çalışmalarının başlamasında kalkınma planları, hükümet eylem planları, gerçekleştirilen bilimsel araştırmaların etkisinin bulunduğuna işaret eden Yılmaz, bu kapsamda, mevcut müfredatı yenileme sürecinde yürütülen çalışmaları anlattı.

Eğitim programlarına ilişkin yapılan anketlerdeki öğretmenlerin görüşlerine ilişkin bilgi veren Yılmaz, öğretmenlerin, müfredatların öğrencide bilimsel merak uyandırma düzeyinin düşük, kazanımlarının çok ve yoğun olduğunu, öğrenciyi ezbere mecbur kıldığını düşündüğünü söyledi.

Anketlerin öğrencilere ve velilere de uygulandığını kaydeden Yılmaz, "Öğrencilerin yaklaşık 3'te biri, en başarısız oldukları dersin matematik ve fizik, ardından kimya olduğunu ifade etti. Ankete katılan öğrencilerin yarıdan fazlası, üniversite sınav kaygısı nedeniyle dersi takip ettiklerini, yaklaşık 4'te biri bu dersleri ders geçme zorunluluğu olduğu için takip ettiklerini, öğrencilerin yarıdan fazlası ise derslerin kendilerini çok yorduğunu belirtti." diye konuştu.

- "Değerler ve değer eğitimi ana odak"

Bakan Yılmaz, 13 Ocak'ta askıya çıkarılan taslak müfredatların 10 Şubat'a kadar "mufredat.meb.gov.tr" adresinde incelemeye ve görüş bildirimine açık tutulduğunu, bu süre zarfında çok sayıda görüş ile önerinin bakanlığa ulaştığını ifade etti.

"Şunu çok iddialı olarak söylüyorum ki bu ana kadar hiçbir müfredat bu kadar çok demokratik katılımla oluşturulmadı ve halkımızın görüşlerine açılmadı." değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, müfredatların askıda kaldığı sürece, toplumun her kesiminden görüş alındığını, kamuoyundan gelen geri bildirimlerin, akademisyenlerin ve öğretmenlerden oluşan çalışma gruplarında görevli 360 kişinin katıldığı bir çalıştayda değerlendirildiğini belirtti.

Yenilenen müfredatlarda değerler ve değer eğitiminin ana odağı oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, öğrencilere aktarılması hedeflenen adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverlik gibi kök değerlerin müfredata eklendiğini söyledi.

Yılmaz, "İlkokul ve ortaokul düzeyinde 17, lise düzeyinde 24, imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesi düzeyinde 10 olmak üzere toplam 51 ayrı, sınıflar esas alındığında 176 müfredat yenilenmiştir. Programların tamamında 10 kök değer ve 9 temel yeterlilik ve beceri yer almaktadır." bilgisini verdi.

- "Müfredatların sade ve anlaşılır olması ön planda tutuldu"

Müfredatlarda öne çıkan yeniliklere ilişkin de açıklama yapan Bakan Yılmaz, yenilenen müfredatların sade ve anlaşılır olmasının ön planda tutulduğunu, öğrencilere kazandırılması hedeflenen yeterlilik ve beceriler belirlenirken derslerin doğasının dikkate alındığını vurguladı.

Yılmaz, yenilenen müfredatlarla öğrencilere kazandırılması hedeflenen temel yeterlilik ve becerilerin, tüm disiplin alanları için ortak verildiğini belirtti.

Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Yenilenen müfredatlar, ilk olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulamaya konulacaktır. Ocak 2018'e kadar programlarla ilgili olarak sahadaki uygulamalarımız üzerinden izleme ve değerlendirme çalışması yapacağız. Haziran 2018'e kadar değiştirilen müfredatların eğitim araç gereçlerini, ölçme araçlarını hazırlayacağız. Bugün açıkladığımız müfredat, bütün öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve eğitim paydaşlarımızın görüş ve değerlendirmelerine açık olacak. Ocak ayının sonuna kadar onlardan geri bildirimleri alacağız. 2018 Eylül ayından itibaren bütün öğretmenlerimize ve velilerimize programların ayrıntılı olarak tanıtılacağı toplantılar düzenlenecek. 2017-2018 eğitim öğretim yılı boyunca öğretmenlerimizin kendi branşlarına dair programları incelemeleri ve uygulamaya yönelik dokümanlar üretmeleri için atölyeler yapılacak. 2017-2018 eğitim öğretim yılı sonunda ve 2018-2019 eğitim öğretim yılı başında öğrencilerimizin yeni programa geçişte eksikliklerini telafi edecek oryantasyon eğitimleri yapılacak. Bu hazırlıklarımızla 2018-2019 eğitim öğretim yılına tüm sınıflarda ve tüm derslerde, yeni müfredatla eğitim öğretim sürecimize istikrarlı ve çok daha güçlü, yeni ve yenilikçi şekilde devam edeceğiz."

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Şuna çok inanıyorum, Türkiye'nin eğitimi iyi bir yolda ilerlemektedir. Türkiye'nin mevcut durumunda 2030 ve 2050 projeksiyonları yapılıyor. Bunlar yapılırken Türkiye'nin geri gittiği değil, aksine 2030'da ve 2050'de hangi seviyeye geleceği belirtiliyor." dedi.

Fen bilimleri dersinde bazı üniteye ait konu ve kazanımların yerlerinin değiştirildiğini, kazanımların içeriklerinin sadeleştirildiğini anlatan Yılmaz, ihtiyaç duyulmayan bilgi yüklemelerinin önüne geçildiğini söyledi.

Kazanımların hayatla ilişkilendirilmesine özen gösterildiğini belirten Yılmaz, öğrencide merak uyandıracak konulara ağırlık verildiğini ifade etti.

Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fen bilimleri dersinin eğlenceli bir şekilde ve yaşamla ilişki kurularak aktarılması hedeflendi. Fen ve mühendislik uygulamaları konu alanı altında tüm sınıf düzeylerinin sonunda, uygulamalı bilim ünitesi kazanımları eklendi. Okul ortamında meydana getirilen uygulamaların sergilendiği bilim şenliği gibi uygulamaların yapılması hedeflendi. 4. sınıf düzeyinden itibaren tüm sınıf düzeylerinde yer alan sistemler ve sistemlerin sağlığı, güncellenen eğitim programında 6. sınıf düzeyine alındı. Biyoçeşitlilik konusu ve kazanımları 7. sınıftan 6. sınıfa, güneş, dünya ve ay ünitesi konu ve kazanımları ise 6. sınıftan 5. sınıfa alınarak, öğrencilerin mühendislik ve tasarım becerilerini geliştirmek amacıyla bir dinamometre, bir teleskop modeli tasarlaması istendi. İnsan ve çevre ünitesi kazanımlarıyla kaynakları tasarruflu kullanması, geri dönüşümün önemini fark etmesi istendi."

Yılmaz, 3. sınıftaki fen bilimleri dersinin kazanım sayısının 32'den 36'ya çıkarıldığını, 4. sınıf kazanım sayısının aynı kaldığını, 5. sınıfın 44'ten 40'a indirildiğini, 6. sınıfın 52'den 61'e yükseltildiğini, 7. sınıfın 78'den 74'e, 8. sınıfın ise 78'den 67'ye düşürüldüğünü kaydetti.

Bilişim teknolojileri ve yazılım dersinin kazanımlarına da değinen Yılmaz, güncellenen programla, öğrencilerin algoritma ve programlama eğitimine daha fazla zaman ayırmalarının sağlandığını ve dersin kazanımının 44'ten 37'ye indirildiğini ifade etti.

- Obezite müfredatta

Hayat bilgisi, Türkçe ve müzik dersleriyle ilgili de bilgi veren Bakan Yılmaz, "oyun ve fizik etkinlikleri" dersine obezitenin eklendiğini, beden eğitimi dersinin isminin "beden eğitimi ve spor" olarak değiştirildiğini söyledi.

Beden eğitimi ve spor dersine, bilinçli spor yapmak, madde bağımlılığının ve dopingin zararları konularının eklendiğini belirten Yılmaz, sosyal bilgiler dersine ise dijital okuryazarlık, çevre, finansal, harita ve medya okuryazarlıkları, yenilikçi düşünme becerileri, öz denetim, diyagram çizme ve yorumlamanın eklendiğini anlattı.

Türk dili ve edebiyatı dersinde destan, hikaye ve anılar türünde hangi yazarlara yer verildiğini, haber metni kazanımında ise şiddet içerikli haberlerin yazımında bunların reyting aracı olarak kullanılmaması üzerinde durulacağını bildiren Yılmaz, "Hikayede 1940-1960 arası metinlerin farklı eğilimleri temsil eden hikayelerden seçilmesi istendi. Bireyin iç dünyasını esas alan, toplumcu, gerçekçi, milli ve dini duyarlılığı yansıtan modernist metinler seçildi." dedi.

Öğrencilere Ziya Osman Saba, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Erdem Beyazıt, İsmet Özel, Bekir Sıtkı Erdoğan ve Sezai Karakoç, Aşık Veysel, Mahzuni Şerif gibi önemli şairlerin şiirlerinden örnekler verildiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Şuna çok inanıyorum, Türkiye'nin eğitimi iyi bir yolda ilerlemektedir. Türkiye'nin mevcut durumunda 2030 ve 2050 projeksiyonları yapılıyor. Bunlar yapılırken hiçbir projeksiyonda Türkiye'nin geri gittiği değil, aksine 2030'da ve 2050'de hangi seviyeye geleceği belirtiliyor. Bunu yaparken beşeri sermayesi, eğitim sistemi de dikkate alınarak çalışma yapılıyor. İnşallah bu yenilenen müfredatla birlikte evlatlarımıza vereceğimiz, çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve kazanımlarla birlikte, 21. yüzyılı çok daha aydınlık yapacağız. Evlatlarımızın çok daha huzur içerisinde, kendisiyle ve çevresiyle barışık, öğrenmeyi öğrenmiş, öz güvene sahip, tüketen değil üreten nesiller olmasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz."

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, zorunlu din dersi müfredat taslağının gelecek hafta açıklanacağını belirterek, taslağın bir hafta askıda kalacağını bildirdi.

Evrim Teorisi'nin yeni müfredattan çıkarılıp çıkarılmadığına ilişkin bir soru üzerine Bakan Yılmaz, ortaöğretim düzeyinde her dersin kendi bilimsel gelişimi çerçevesinde öğrencilerin seviyelerine uygun kuramlara yer verildiğini anlattı.

Coulomb Yasası, Avogadro Yasası, Kosinüs Teoremi, Pauli'nin Dışarlama İlkesi ve Toriçelli Deneyi gibi konuların doğrudan müfredatta yer aldığına dikkati çeken Yılmaz, bazı yasaların ise gerektiği kadar içeriğe alındığını söyledi.

Ancak öğrenci seviyesinin üzerinde yer alması ve öğretim programlarının kapsamı ile doğrudan bir ilgisi olmadığından Gauss Yasası, Maurre Yasası, Sabit Evren Teoremi gibi konuların öğretim programlarında yer almadığını bildiren İsmet Yılmaz, "Bu noktada evrim konusunun, tarafları ve karşıtları şeklinde ikiye bölünmüş bir tarafgirlikle şairin 'insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır' ifadesinde tespit ettiği bir kör döğüşü içinde ve bilimsel zeminin dışında tartışıldığını üzülerek gözlemlemekteyiz." değerlendirmesini yaptı.

Öğretim programlarının dikkatli ve bütünlüğü içinde incelendiği yaklaşımlarının net olduğunu anlatan Yılmaz, şunları ifade etti:

"Biyoloji dersinde doğa tarihi konusunu vermediğimiz için ezberci bir eğitime saplanmamak için kök hücre tedavisi, antibiyotik, gen teknolojisi gibi konular vesilesiyle evrim teorisinin biyoloji ve teknolojide gündelik hayatta uygulamaları verilmiştir. Bu noktada evrim teorisinin kavram setinde yer alan mutasyon, seçilim, adaptasyon var. Bunlar biyoloji programımızda yer almakta. Konunun felsefi boyutlarıyla ele alınıp kavranması için çatıyı felsefe dersinde kurmuş bulunmaktayız. Doğa tarihi evrimsel biyoloji ve kuramın tarihsel gelişimi ise daha detaylı biyoloji eğitimi alınabilecek üst düzey öğretim kurumu olan üniversitelere bırakılmıştır."

Evrim Kuramı'nın bir teori olarak açık, sade ve rahat bir şekilde anlaşılabilmesi için öğrencilerin bir felsefi altyapıya sahip olması gerektiğinin altını çizen Bakan Yılmaz, "Yeni öğretim programları bağlamında getirdiğimiz 10'uncu sınıf felsefe dersinde, akıl yürütme, spekülasyon becerilerini gençlere kazandırma amaçlanıyor. Bu beceri kazandırıldıktan sonra 11'inci sınıf felsefe dersinde ontoloji konusu tarihi gelişim içinde verilecektir. Doğal olarak bu gelişimin duraklarından biri olan evrimin yanı sıra diğer ontolojik ve kozmolojik görüşler de verilecektir.

Biz evrim konusunda bir seviyelendirme, öğrenci gelişim düzeylerine uyumlandırma ve disiplinler arası bir yaklaşımı getirdik." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, fizik dersindeki elektrik devreleri konusunda Kirşof Yasası ile Akımlar ve Gerilimler Kanunu'nu bir üst öğrenim düzeyine bıraktıklarını belirtti.

İsmet Yılmaz, herkesin evrim konusunun üst eğitim programına bırakılmasını konuştuğunu ancak Kirşof Yasası gibi konularda görüş beyan etmediğini, bu tartışmanın bilimsel gerçeklikten hareketten ziyade, bir tarafta yer alma ve o doğrultuda bir görüş bildirme üzerinden yapıldığı değerlendirmesinde bulundu.

Fizikte Maxwell Denklemleri'nin yorumlanması ile elektromanyetik dalgaların oluşum yollarının açıklanması ile "x" ışınları elde edilme yolları ve canlılar üzerindeki etkileri gibi konuların da üst öğrenim kurumuna bırakıldığını aktaran Yılmaz, bu konular üzerinde de bir yorumun getirilmediğini dile getirdi.

Kimya dersinde de elektromanyetik ışınların dalga ve tanecik karakteri, elektromanyetik spektrum, sistem ve iç enerji konularının da üst öğrenim programına bırakıldığını bildiren Bakan Yılmaz, kelam dersinde Eşarilik ve Maturidilik arasındaki görüş ayrılıkları konusunun da seviye üstü değerlendirildiğinden bir üst öğrenim kurumuna bırakıldığını kaydetti.

- Gelecek hafta zorunlu din dersi askıya çıkıyor

Yılmaz, bir soru üzerine, zorunlu din dersi müfredat taslağının gelecek hafta açıklanacağını belirtti.

Askı süreci için bir haftalık süre vereceklerini aktaran İsmet Yılmaz, "Bütün görüşleri aldıktan sonra yetiştirebilirsek, ki yetiştirebileceğimizi düşünüyoruz. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında yeni müfredatla başlayacağız." dedi.

Yılmaz, bir başka soru üzerine, Milli Mücadele'nin önderi ve Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerine, milli mücadelenin millete açtığı ufkun getirdiği fikri gelişimin gereklerine öğretim programlarında açıkça yer verdiklerini kaydetti.

Milli Mücadele'nin ve tam bağımsızlığın öneminin programlarda her fırsatta vurgulandığını aktaran Bakan Yılmaz, "Bakanlığımız tarafından yenileme çalışması tamamlanan öğretim programlarının temelinde bilimsellik, çağdaşlık, akılcılık, ilericilik, millilik nitelikleri vardır. Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren temel eksen olarak kabul edilen bu temel, bizim eğitim anlayışımızın da temelidir. Atatürk'ün Cumhuriyet'in kuruluşunda eğitim konusunda gösterdiği amaçlar, eğitim bilimlerinin ve derslerinin içinde yer aldığı ilgili bilim alanlarında dikkate alınarak ifade edilmiştir." diye konuştu.

İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi konularına ilişkin de detayları paylaşan Yılmaz, bu derste Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1. Dünya Savaşı'na kadar süren eğitim ve askerlik hayatının içinde bulunduğu toplumun siyasi, sosyal ve kültürel yapısı ile ilişkilendirilmesi, ayrıca eğitimi, öğretmenlerinin kişiliğinin oluşumuna etkilerinin değerlendirilmesi, Selanik, Manastır, İstanbul, Şam ve Sofya şehirlerindeki siyasi ve sosyal ortamı ile okuduğu kitapların yerli ve yabancı düşünürlerin fikir akımlarının etkileri ile Çanakkale Cephesi'ndeki zaferler ve milli mücadele gibi konuların yer aldığını anlattı.

İsmet Yılmaz, bu derste ayrıca Milli Mücadeleye katılan İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Sütçü İmam, kadın kahramanlardan Halide onbaşı, Şerife Bacı, Fatma Seher Erden, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye gibi isimlerin yeni müfredatta yer aldığına vurgu yaptı.

Yılmaz, bu derste öğretilecek başlıkları saydıktan sonra, "Şimdi sorarım. Atatürk'ün hangi kazanımıyla ilgisi vardı da çıkarıldı? Hangi konu eksik kaldı? Tek kimse söyleyebilir mi? Atatürk'e ilişkin öğretilmesi gereken ancak çıkarılan hiçbir konu yoktur. " ifadelerini kullandı.

Gerçek Atatürkçülüğün, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i güçlendirmekten geçtiğini vurgulayan Bakan Yılmaz, "Eğer Türkiye'yi siz borç alan bir ülke durumuna getiriyorsanız, Atatürkçülükten bahsettiğinizde doğru bir şey yapmış olmuyorsunuz. Eğer Türkiye yardım alan bir ülke idi ise siz o zaman Atatürk'ü anlamamışsınız demektir. Türkiye'yi güçlü kılarsanız, en büyük Atatürk'ün yolunda ilerliyorsunuzdur. Eğer Türkiye'yi muhtaç hale getirirseniz, o zaman sözde Atatürkçü olursunuz. Biz sözde değil özde Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlendirmek için çalışıyoruz." şeklinde konuştu.

- Pilot program başlıyor

Ortaokul 5'inci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim hedefine ilişkin bilgi veren Yılmaz, yeni uygulamayı pilot illerden başlatacaklarını, sonuca göre yabancı dil eğitimini Türkiye'nin tamamında gerçekleştireceklerini ifade etti.

İsmet Yılmaz, "Şu anda atanmak üzere bekleyen İngilizce öğretmenlerinin hepsini alsak bile ihtiyacımızı karşılamıyor. Buradan mevcut İngilizce öğretmenlere hizmet içi eğitimlerin arttırılması lazım. Hepsini alsak bile ihtiyacımız var. O halde Türkiye'de İngilizce eğitimi veren kurslar, üniversiteler ve diğer okullar dahil bir iş birliği yapılması lazım." dedi.

Pilot okullarda zorunlu derslerin yanı sıra toplam zorunlu yabancı dil dersi verileceğini, uygulama sürecinde öğretmen eğitimleri ölçme, değerlendirme sisteminin yeniden yapılandırılması ve izleme değerlendirme çalışmalarında bulunulacağını ifade eden Yılmaz, "Pilot okulların belirlenmesi amacıyla 81 ilden belirli kriterlere göre uygulama yapacak okulların listesi şu an için 681 olarak belirlendi. Yaklaşık öğrenci sayısı ise 120 bine yakın. İnşallah bu uygulama başarılı olduğunda, diğer okullarımıza yansıtacağız." diye konuştu.

- TEOG'da açık uçlu soru dönemi

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sistemi kapsamında yapılacak sınavlarda açık uçlu sorularla ilgili bir soru üzerine Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

"Bundan sonra yapılacak ilk TEOG'dan başlamak üzere 6-8 arasında açık uçlu soruyu öğrencilerimize sormayı öngörüyoruz. Bu soruların net bir şekilde ölçülebilir olmasına önem veriyoruz. Dolayısıyla herhangi bir tartışmaya gerek kalmadan, kişisel yorumu içermeyecek ama verilen bilgileri analiz ederek soruları cevaplayabilecekleri açık uçlu soruların sorulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimin kalitesinin artırılmasını istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda açık uçlu sorular, objektif, puanlanabilen sorulardan oluşacak."

- "Doğrusunun aslından öğrenilmesi lazım"

Yeni müfredatta cihat kavramına yer verilip verilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, bu kavramın imam hatip liselerinde fıkıh ve temel dini bilgiler derslerinde yer aldığını belirtti.

Cihat ile ilgili kavramın Kur'an-ı Kerim'de bir ayette geçtiğine işaret eden İsmet Yılmaz, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla siz buna yok deseniz de o yok olmuyor. Dolayısıyla o halde doğrusunu ve çerçevesini evlatlarımıza öğretmemiz lazım. Bunu yaparsak yanlış anlamaları da ortadan kaldıracağız. Dört başı mamur şekilde cihat kavramının evlatlarımıza verilmesi bu ülkenin en büyük kazanımıdır. Cihadın gerçek anlamı ülkenizi sevmektir, vatanınızı sevmektir. Kırmak, dökmek, savaşmak bunun içine girmez. Ama vatan koruması gerekiyorsa Mehmetçik, asker niye var? Niçin şehitlerimiz var? Dolayısıyla cihadın ne olup olmadığının öğretilmesi de bizim Bakanlığımızın asli görevleri arasındadır. Bundan rahatsız olmaya gerek yok. Sizin dışınızdaki birileri cihat kelimesini ortaya attığında, bizim gençler bunu merak edip yanlış yerden mi bilgi edinmesi daha doğru olur, yoksa böyle bir şey dinimizde var, doğrusu nedir diye onun aslından öğrenmesi lazım. Dolayısıyla biz cihat kavramının ne olduğunu ve ne olmadığını din derslerinde, fıkıh derslerinde evlatlarımıza vermek istiyoruz."

-15 Temmuz yeni müfredatta

Güncellenen öğretim programları arasında yer alan 4, 5, 6 ve 7'nci sınıflarda okutulan sosyal bilgiler dersi öğretim programında "toplumsal hayatımızda demokrasi" kazanımının işlenmesi sırasında, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Milli Birlik Günü'nün ele alınmasını isteyeceklerini bildiren Yılmaz, Türkçe dersleri ile Anadolu imam hatip lisesi meslek derslerinde de 15 Temmuz'un da yer alacağını kaydetti.

Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Ayrıca ortaöğretim çağdaş Türk ve dünya tarihi dersinde '90 sonrası Türkiye'de meydana gelen siyasi ekonomik, sosyokültürel ve bilimsel gelişmeleri açıklar' kazanımı bulunuyor. Burada da FETÖ, Paralel Devlet Yapılanması'nın yapısı, amaç ve hedefleri ile 17-25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimindeki rolleri ele alınsın istiyoruz. Ortaöğretimde Türk dili ve edebiyatı dersinde destan ve efsane ünitemiz var. Burada 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve şehitleri konusunda öğrencilerin tercih ettiği bir türde yazı yazması istenecek. Ortaöğretim inkılap tarihi ve Atatürk dersi, daha önce Atatürk'ün ölümü ile birlikte duruyordu. Şimdi 2016'ya kadar getiriyoruz. 90 sonrası gelişmelerde, 28 Şubat müdahalesi, 27 Nisan e-muhtırası ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünün etkilerine değinilmesini istiyoruz. Terörün ve terör örgütlerinin PKK, DEAŞ, FETÖ'nün ortaya çıkış nedenleri ile terörü önlemeye yönelik tedbirlere, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması örneği üzerinden değinilmesini istiyoruz. Bir destan, bir efsane, bir kahramanlık öyküsü. Bu ülkede ebediyen hür ve bağımsız yaşatacak olan irade, milletin kendi demokrasisine, vatanına, milletine sahip çıkma kararlılığıdır. Demokrasi, eğer sahip çıkarsanız siz onu hak ediyorsunuz demektir. Türk milleti, 15 Temmuz'da demokrasiyi ve milli iradeyi hak ettiğini, hem de dünyada hiçbir ülke vatandaşlarının hak etmediği kadar hak ettiğini gösterdi. Bundan dolayı bu kazanımın nesilden nesile aktarılması için 80 milyon hep beraber çalışmamız lazım. Her bölgeden insanımız var. Bu milli birlik ve demokrasi kazanımımızı nesilden nesile aktaracağız."

Terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün kavram olarak müfredatta yer alıp almadığına ilişkin bir soru üzerine de Yılmaz, "Yer alacak. Türkiye'de 1990 sonrası yaşanan siyasi, ekonomik gelişmeleri dikkate alıp da terörü görmeden olmaz. Dolayısıyla terörle yaşıyor muyuz? Terörden bahsetmediğimizde ortadan kalkıyor mu? Bence bunların yer alması uygun olur diye düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

İsmet Yılmaz, yeni müfredat için görüş ve önerilere açık olduklarını da dile getirdi.

AA