Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mülkiye" yapılanmasına ilişkin eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 15 sanığın yargılandığı davada, taleplere ilişkin görüşünü açıklayan savcı, Çapkın ve Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 4 sanığın tahliyesine karar verilmesini istedi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık avukatlarının talepleri alındı.
HÜSEYİN ÇAPIN TAHLİYE EDİLDİ
Hüseyin Çapkın tahliye edildi. Çapkın'a ev hapsi kararı verildi.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mevcut delil durumu, tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak tutuklu sanıklar Hüseyin Avni Mutlu, Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 4 sanığın tahliye edilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
TANIK İFADELERİ
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanan Yunus Dolar, tanık olarak ifade verdi.
AA'nın aktardığına göre, Dolar, FETÖ ile küçük yaşlarda tanıştığını, Polis Akademisi'nden 1992'de mezun olduğunu belirterek, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından örgütle irtibatını kestiğini öne sürdü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 2010-2014 yılları arasında şube müdürlüğü ve emniyet müdür yardımcılığı görevlerinde bulunduğunu dile getiren Dolar, sanıklar Mutlu ve Çapkın'ın FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını, bulunması halinde bunu bilebileceğini iddia etti.
Tanık Dolar, şunları kaydetti:
"Türkiye çapında Ergenekon, Balyoz, MİT Müsteşarlığı konuları gündemdeydi. İstihbarat, TEM, Kaçakçılık Şube Müdürleri FETÖ'cü olduğu için emniyetten çok FETÖ'nün talimatlarıyla hareket ederlerdi. Operasyonlar için il emniyet müdürünün ikna edilmesi gerekiyordu. Erol Demirhan'ın laptopu olurdu. O laptop ile emniyet imamı ile irtibatlı olup, diğer şube müdürlerine 'Şunu söyleyeceksin, bunu söyleyeceksin.' derdi. 'Toplantılarda bizim istediğimiz gibi sonuç çıkacak.' dediğine şahidim. Çapkın, bu taleplerin adliyeden geldiğini düşünerek 'Hukuki çerçevede gereğini yapın.' diyordur herhalde. Böyle bir organizasyon karşısında bir kişinin farklı bir tepki göstermesi, farklı bir şekilde davranması mümkün değil. Şube müdürleri her şeyi kanun çerçevesinde yapıyor gösteriyorlardı."
"RÜTBELİLERİN YÜZDE 70-80'İ CEMAATTENDİ"
Çapkın'ın FETÖ'cü emniyet personellerinin baskılarına maruz kaldığını anlatan tanık Dolar, ifadesinde şunları söyledi:
"Çapkın ile Mutlu'nun isimleri sohbetlerde geçmedi, geçseydi bilirdim. Sayın müdürümüzün algısı belli bir çerçevede tutulmaya çalışılıyordu. Toplam 120'ye yakın 'sarı yıldızlı' dediğimiz müstakil müdür vardı. Bunlardan 75-80'i cemaattendi. Bunların tamamı Çapkın'ın döneminde gelmedi, önceden de gelenler vardı. Türkiye genelinde rütbelilerin yüzde 70'i, polis memurlarının da yüzde 50'sinden fazlası cemaatçiydi."
FETÖ'nün kritik önem verdiği İstanbul, Ankara, İzmir gibi illere kendilerinden olan müdürlerin atanması için de özel gayret sarf ettiğini vurgulayan Dolar, Çapkın, başka yerde de olsa altında yine ''cemaatçi'' polis ve memurların olacağını söyledi.
Örgüt mensubu müdürlerin, söz konusu dönemde PKK'ya yönelik operasyonlara çok istekli olmadıklarını anlatan Dolar, Oslo görüşmelerinden bir şekilde haberdar olduklarını, "Biz mücadele ediyoruz. Onlar müzakere ediyor. Onlar müzakere ederse biz mücadele etmeyiz." şeklinde bir tutumların olduğunu belirterek, "Hüseyin Çapkın düz bir yurdum insandır. PKK ile mücadele edilmesi taraftarıydı. Bu yöndeki taleplerini istihbarat ve terör müdürlerine iletiyordu." dedi.
"SUS, KES SESİNİ, SENİ BURADAN GÖNDERİRLER"
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Halil Güneş ise İstanbul'da bir huzurevinde kaldığını anlatarak, "Vali Hüseyin Avni Mutlu'nun ziyarete geldiği bir gün huzurevinde kalanlardan para toplandığını ve bunun Fetullahçılara gönderildiğini valiye söyledim. Bana 'Sus, kes sesini. Seni buradan gönderirler.' diyerek azarladı. Bu konuyla ilgili birçok kez farklı yerlere şikayette bulundum." iddiasında bulundu.
Tanığın ifadesini üzerine söz alan sanık Hüseyin Avni Mutlu, "İstanbul'da birçok huzurevimiz var. Sosyal hizmet kurumlarına ziyaretlere önem verdim. Kendim ve eşim ziyaretlerde bulunuyorduk. Halil Bey'in söylediklerine bir yorum getirmek istemiyorum. Ziyarete gittiğimizde göstermelik değil, saatlerce orada kalan, şarkılarına eşlik eden bir valiyim. Bir gönül valisi olmaya çalıştım. Halil Bey'in böyle bir iddiasına kayıtsız kalmam mümkün değil. Zannedersem yanlış bir hatırlama olmuştur." dedi.
Haberturk.com