Advertisement
HABERLER ABONE OL

İngiltere'nin ekonomi, göç ve egemenlik gibi unsurları gözeterek halk oylamasına sunduğu AB'den ayrılma kararı, 23 Haziran 2016'da ülkenin genelinde yapılan referandumdan çıkan yüzde 51,9'luk oy oranıyla onaylandı.

 

İngiltere'nin en uzun süre İçişleri Bakanlığı görevinde de bulunan Başbakan Theresa May, AB ile anlaşmalı ayrılma yönünde çabalayacağını belirterek, İngiliz Independent gazetesine yaptığı açıklamada, "Brexit, Brexit demektir ve biz bunu başaracağız. Ülkemizin geleceği için yeni bir vizyona ihtiyacımız var" demişti.

 

25 Kasım'da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları,  Brexit anlaşmasını onaylamak ve gelecekteki ilişkilerin ana hatlarını belirleyecek siyasi deklarasyonu imzalamak üzere Brüksel'de bir araya geldi.

Zirvede yaklaşık 1,5 yıldır devam eden Brexit müzakerelerinde sağlanan ilerleme değerlendirildi, ardından beklenen karar çıktı ve AB anlaşmaya destek kararının oybirliğiyle alındığını duyurdu. Anlaşma metninin onaylandığını ise AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, "AB liderleri Brexit anlaşmasını onayladı" açıklamasıyla duyurdu.

 

10 Aralık'ta İngiltere Başbakanı Theresa May, Avam Kamarası'nda yapılacak olan Brexit anlaşmasıyla ilgili oylamanın ertelendiğini açıkladı. May, İngiltere ile Avrupa Birliği arasında varılan anlaşmanın mevcut şartlarda Parlamento'da büyük farkla reddedileceğinin anlaşıldığını söyledi.

Theresa May'in Brexit anlaşmasını İngiltere Parlamentosu'ndan geri çekmesinin ardından, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, "Bu süpriz oldu, çünkü 25 Kasım'da biz Birleşik Krallık hükümetiyle birlikte bir anlaşmaya vardık, buna rağmen görülüyor ki yolun sonunda yine de problemler var. Üzerinde uzlaştığımız anlaşma, olabilecek en iyi koşullara sahipti. Anlaşmayı iptal ederek tekrar müzakerelere başlama ihtimali yok - fakat tabii ki eğer zekice kullanılırsa-  ek netleştirmeler ve tekrar yorumlar yapılabilir. Herkes bilmelidir ki geri çekilme anlaşması tekrar müzakereye açılmayacak" dedi.

May'in Brexit anlaşması, AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere'nin parçası olan Kuzey İrlanda arasında Brexit sonrasında fiziki sınır oluşmasını engellemeyi amaçlayan "tedbir maddesi" nedeniyle çıkmaza girmişti. Süreçte İngiltere kabinesinde sorunlar çıkmış Boris Johnson ve David Davis başta olmak üzere toplam 6 bakanın ülkenin çıkarlarının süreçte yeteri kadar korunamadığı gerekçesiyle istifa etmesine sebep olmuştu. 

12 Aralık'ta gerçekleştirilen parti içi güven oylamasından ise, Theresa May, 117''ye karşı 200 oyla zaferle çıktı.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, 13 Aralık'ta yapılan Avrupa Birliği Zirvesi öncesi Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May ile bir araya geleceğini açıklamıştı. 

AB Liderler Zirvesi ardından yayımlanan Brexit'e ilişkin sonuç bildirgesinde, üye devletlerin daha önce kabul edilen 585 sayfalık "ayrılık anlaşması"nın arkasında durduğu ve belgenin onaylanma sürecinin devam edeceği belirtildi.

Bildirgede, söz konusu anlaşmanın "yeniden müzakereye açık olmadığı"na dikkat çekilerek, "AB Konseyi, İngiltere ile gelecekte mümkün olan en üst seviyede iş birliği yapma arzusunu yineler. AB üyeleri, ayrılık anlaşmasının imzalanmasının hemen ardından hazırılıklara başlamaya hazırdır. Böylece, İngiltere'nin birlikten ayrılmasının ardından müzakerelere en kısa sürede başlanması güvence altına alınacaktır." ifadelerine yer verildi.

Bundan sonraki süreçte ne olması bekleniyor?

25 Kasım'da AB ve İngiltere tarafından üzerinde uzlaşılan anlaşmanın resmi bir statü kazanabilmesi için 27 AB üyesi ülkeden en az 20 üyenin lehte oy kullanması ve Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanması gerekiyor.

29 Mart 2019'da İngiltere'nin  AB üyeliği resmen bitiyor ve 21 aylık geçiş döneminin başlaması bekleniyor. Süreçte temel sorun oluşturan başlıklarından biri olan çalışma ve eğitim hakları, varılan anlaşmayla güvence altına alındı. Buna göre, İngiltere'deki AB vatandaşları ve AB'deki İngiliz vatandaşlarının bulundukları ülkede çalışma veya eğitim hakları sürecek.

İngiltere AB'ye, "adil bir finansal anlaşma" diye nitelendirilen 39 milyar sterlinlik "ayrılık ücreti" ödeyecek.