Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

ANKARA (A.A) - 26.10.2010 - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yatırımlardaki toparlanmanın üçüncü çeyrekte devam edeceği ve yatırımların yıllık bazda yüksek oranlı artış sergileyeceğinin tahmin edildiğini bildirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 14 Ekim tarihinde yapılan toplantısına ilişkin olarak ''Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti''ni yayımladı.

Enflasyon gelişmelerine değinilen raporda, Eylül ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,23 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,91 puan yükselerek yüzde 9,24 düzeyinde gerçekleştiği, yıllık enflasyondaki bu artışta gıda fiyatlarındaki sert yükselişin etkili olduğu kaydedildi.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonunun Eylül ayında 4,96 puan artarak yüzde 15,33'e ulaştığı belirtilen toplantı özetinde, bu gelişmede Ağustos ayının ardından Eylül ayında da yüksek oranda artış gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının etkili olduğu ifade edildi. Özette, ''İşlenmemiş et fiyatlarındaki artış eğilimi Eylül ayında da sürmüştür. Böylelikle işlenmemiş gıda grubu yıllık enflasyonu son 2 ayda 20,86 puan artarak endeks tarihindeki en yüksek seviye olan yüzde 28,74'e yükselmiştir'' denildi.

Özette, işlenmiş et fiyatlarındaki artışlara rağmen, işlenmiş gıda grubu enflasyonunun ılımlı bir seyir izlemeye devam ettiği, bununla birlikte son dönemde uluslararası fiyatlar paralelinde yurt içi buğday fiyatlarında gözlenen yükselişlerin işlenmiş gıda fiyatları üzerinde risk oluşturduğu vurgulandı.

Enerji fiyatlarının Eylül ayında sınırlı oranda arttığı ve yıllık enflasyonun da gerilemeye devam ettiği kaydedilen toplantı özetinde, talep koşullarına görece daha duyarlı olan yemek ve ulaştırma hariç hizmet fiyatlarının yıllık artış oranının ise endeks tarihindeki en düşük seviyeye (1,85) gerilediği ifade edildi. Özette, bu değerlendirmeler doğrultusunda kurulun, önümüzdeki dönemde enflasyonun düşüş eğiliminde olacağı öngörüsünü yinelediği bildirildi.



-ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR-



Toplantı özetinde, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin toparlanmaya devam ettiğini gösterdiği belirtilerek, sanayi üretimindeki gelişmelere yer verildi.

İç talebin göreli olarak daha güçlü bir görünüm seyrettiği belirtilen özette, Temmuz-Ağustos dönemi tüketim malları üretim ve ithalatı verileri ile Eylül ayına ilişkin anket göstergelerinin özel tüketim talebindeki istikrarlı toparlanmanın üçüncü çeyrekte de devam ettiğine işaret ettiği kaydedildi. Özette, ''Bunun yanı sıra yatırımlardaki toparlanmanın üçüncü çeyrekte devam edeceği ve yatırımların yıllık bazda yüksek oranlı artış sergileyeceği tahmin edilmektedir'' denildi.

Dış talebe ilişkin belirsizliklerin önemini koruduğu kaydedilen toplantı özetinde, son dönemde küresel ticaretteki yavaşlama sinyallerini ve küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş gerçekleşeceği yönündeki tahminleri de dikkate alan Kurul'un, dış talep koşulları çerçevesinde imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının zaman alacağı yönündeki tahminini koruduğu belirtildi.

Özette, istihdam koşullarındaki iyileşme devam etmekle birlikte, bir müddet daha işsizlik oranlarının kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyredeceği ve birim iş gücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceği yönündeki öngörüsünü koruduğu kaydedildi.



-RİSKLER VE PARA POLİTİKASI-



Özette, söz konusu toplantıda Kurul'un Enflasyon Raporunda yer alması öngörülen tahminleri ve iktisadi görünümü ele aldığı belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Değerlendirmeler doğrultusunda, enflasyon tahminleri güncellenirken iç talebin bir önceki döneme kıyasla daha güçlü seyrettiği, dış talepteki zayıf seyrin yurt içi iktisadi faaliyeti sınırlamaya devam ettiği, bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği katkının azalarak da olsa sürdüğü bir görünüm esas alınmıştır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde enflasyonun düşüş eğiliminde olacağı ve temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin orta vadeli hedeflere uyumlu seyrini sürdüreceği tahmin edilmektedir.

Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, politika faiz oranlarının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerektiği yönündeki görüşünü teyit etmiştir.''

Küresel iktisadi faaliyete ilişkin gelişmelerin, yurt içi enflasyon ve para politikasının görünüm açısından belirleyici konumunu koruduğu kaydedilen toplantı özetinde, son dönemlerde küresel iktisadi faaliyete dair öncü göstergelerdeki zayıflama eğiliminin sürdüğü, özellikle ABD ekonomisindeki aşağı yönlü risklerin henüz ortadan kalkmadığına dair algılamaların güçlendiği ifade edildi. Özette, ''Gelişmiş ülkelerde genişletici para politikalarının süreci beklentisinin giderek güçlenmesi, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının artmasına yol açmaktadır. Bu durum, ülkemizin göreli riskliliğinde gözlenen düşüşün de etkisiyle, iç ve dış talebin hızlarındaki ayrışmaya ilişkin riskleri beslemektedir. Kurul, bu gelişmelerin henüz finansal istikrara ilişkin belirgin bir kaygı oluşturacak düzeye gelmediğini değerlendirmekle birlikte 'çıkış stratejisi' kapsamındaki düzenlemelerin hayata geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturduğu tespitinde bulunmuştur'' denildi.

Kurul'un, üç aylık repo ihalelerine ihtiyacın azaldığı dikkate alınarak söz konusu ihalelere son verilmesinin faydalı olacağını da değerlendirdiği belirtildi.



-ALTERNATİF ARAÇLAR DAHA ETKİN KULLANILMALI-



Toplantı özetinde, Kurul'un, önümüzdeki dönemde iç ve dış talep arasındaki ayrışmanın hızlı kredi genişlemesi ve cari dengedeki bozulma ile bir arada ortaya çıkarak finansal istikrara ilişkin kaygıları gündeme getirmesi halinde, para politikası oluşturulurken zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi alternatif araçların daha etkin biçimde kullanılabileceğinin vurgulandığı bildirildi.

Son dönemde gıda ve emtia fiyatlarının hızlı bir artış eğilim gösterdiğine dikkat çekilen toplantı özetinde, toplam talebin henüz enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacak düzeye gelmemiş olması ve Türk Lirasının güçlü konumu, gıda ve emtia fiyatlarındaki artışların temel mal ve hizmet fiyatları üzerindeki yansımalarını sınırladığı, bununla birlikte, gıda ve emtia fiyatlarındaki artışların uzun sürmesi halinde ikincil etkilerin ortaya çıkması riski bulunduğuna işaret edildi.



-ORTA VADELİ PROGRAM ÖNEMLİ-



Özette, Merkez Bankası'nın, para politikası stratejsini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiği, mevcut konjonktürde iç ve dış talep arasındaki ayrışmaya bağlı olarak artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılması, dolayısıyla mali disiplinin sürdürülmesinin büyük önem taşıdığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

''Güncellenen Orta Vadeli Programın (OVP) içerdiği orta vadeli perspektif, bu yönde atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya devam edecektir. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makro ekonomik istikrarlı ve fiyat istikrarını destekleyecektir. Bu çerçevede OVP'nin ve AB'ye uyum ve yakınsama sürecinin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.''