Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Cumhurbaşkanı ilk olarak AB ve Kıbrıs konularına değinerek, Kıbrıs'ta varlığını koruyan ilki ülkenin ancak karşılıklı jest yaparak iki ülkenin aynı anda ambargoları kaldırabileceğini, ancak bunun tek taraflı yapılamayacağını söyledi.

Kısıtlamaların tamamının kaldırılmasının Avrupa Birliği'nin ruhuna uygun olduğunu dile getiren Abdullah Gül, limanların açılmasının Türkiye ekonomisinin lehine olduğunu ve "Türkiye'de önemli ve kalıcı işler yapıldığını" ifade etti.

"2 KADEME NOT ARTIŞI, TÜRKİYE'YE GÜVENİ GÖSTERİYOR"

Kredi derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye hakkındaki temkinli tutumuna da değinen Gül, bu kuruluşların Türkiye'nin notunu 2 kademe artırmış olmasına dikkat çekerek, bunun Türkiye'nin sağlamlığını göstermiş olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı, risk primlerinin düşük seviyede seyretmesinin de Türkiye'nin güvenilir olmasına işaret ettiğini söyleyerek, diğer AB ülkelerindeki, işsizliği de kapsayan sorunların, Türkiye'nin çok daha üstünde olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan G-20 Liderler Zirvesi'nin gündemi hakkında yorum yapan Abdullah Gül; " G-20'de konuşulan pek çok önlemi Türkiye geçen 7-8 yılda almış durumda" dedi.

"Türkiye, İran'a en çok ihracat yapan ülke değildir"


Son olarak Aslı Şafak'ın, diğer ülkelerin İran'a yaptırımlar konusunda Türkiye'nin de baskı altında olmasına ilişkin sorusunu yanıtlayan Abdullah Gül, şöyle konuştu:

"İran'a yaptırımlar konusunda Türkiye ilkesel bazda hareket ediyor. İran'a yaptırımlar konusunda Birleşmiş Milletler'in yaptırımlarını uyguluyoruz.  İran'ın  ithalatı içinde Türkiye'nin payı en büyük değil; asıl büyük pay Almanya ve Fransa'ya ait. Türkiye'nin İran'a fazla ihracat yaptığı söylemi psikolojik baskıdır."

Abdullah Gül, 8 Kasım Pazartesi de Oxford Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi'nde konuşma yapmıştı.