Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

ANKARA (A.A) - 12.11.2010 - Gökçen Çamlıyurt - Hülya Gündüzalp - Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, Merkez Bankası'nın sermaye girişlerinde vadeyi uzatmak amacıyla gecelik borçlanma faizini 400 baz puanlık indirimle yüzde 1,75'e çekmesini değerlendirirken, sürecin cari açıkla mücadeleye etkisine dikkati çekti ve ''Merkez Bankasının cari açıkla mücadeleye yönelmesi, sorunun ciddiyetini gösteriyor. Faizi düşürmenin, cari açığa etki yapması beklenir ama çok dolaylı. Kur üzerinde etkisi olacak, kurun da gecikmeli olarak ithalat ve cari açık üzerinde etkisi görülecek'' dedi.

Uygur, Merkez Bankasının aldığı tedbirlerin talebi kısmaya yönelik bir anlam taşıdığına da işaret ederek, bunun yüksek işsizliğin azaltılması mücadelesini olumsuz yönde etkileyebileceğine de dikkati çekti.

Prof. Dr. Ercan Uygur, A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, Merkez Bankasının gecelik borçlanma faizindeki indirimle cari açıkla mücadeleyi de amaçladığı, bunun sorunun ciddiyetini bir şekilde ortaya koyduğunu kaydederek, ''Dün açıklanan 9 ayda 32,5 milyar dolarlık cari açık, bir kaç hafta önce yayımlanan Orta Vadeli Program öngörüsünü de aştı, çok hızlı artıyor. Peki bu niye oluyor? Çünkü yabancı para geliyor, döviz kurunu bastırıyor bir şekilde'' dedi.

Atılan bu adımların ne ölçüde etkili olabileceği yönündeki soru üzerine Uygur, ''Doğrudan etki değil de dolaylı etkisi olur. Şöyle düşünebiliriz; cari açığı artıran şeylerden birisi ne? Düşük kur. Kur niye düşük, Türk Lirası niye değerli? Çünkü sürekli yabancı fonlar geliyor. Bir kısmı tahvil, bir kısmı hisse senedi, bir kısmı da yüksek faizden yararlanıyor. Türkiye için çok yüksek olmayabilir ama yurtdışıyla karşılaştırınca faiz yüksek.

Şimdi faizi düşürmek bu şekilde yurtdışından gelen fonlara bir ölçüde olumsuz etki yapacaksa, tabii dolaylı yoldan cari açığa etki yapması beklenir. Ama dolaylı tabii, çok dolaylı. Doğrudan cari açığı indirmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Bunun kur üzerinde etkisi olacak, kurun da gecikmeli olarak ithalat üzerinde ve cari açık üzerinde etkisi olacak. Bir kaç aşamada, bir zaman sonra ancak olabilir.''

Sıcak para girişinin aynı zamanda cari açığın finansmanı için de önem taşıdığına dikkat çekilmesi üzerine Uygur, ''Finansmanı evet önemli ama diğer yandan da cari açığın bu kadar artmasına neden olan Türk Lirasının değerli olması. Türk Lirasının değerli olmasını, değerlenmesini bir şekilde azaltırsak, o zaman cari açık da azalır diye bir düşünce var burada'' dedi.



-İŞSİZLİKLE MÜCADELEYİ OLUMSUZ ETKİLER Mİ?-



Türk parası zorunlu karşılık oranının yüzde 5,5'ten yüzde 6'ya yükseltilmesini de bu çerçevede nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Uygur, Merkez Bankasının karşılıkları artırmakla, o mevduattan yaratılan kredileri düşürmeye çalıştığını kaydederek, ''Bu kredileri düşürmek niye önemli, çünkü bu kredilerle talep canlanıyor ama bu talebin bir kısmı da dış talep, yani ithalata gidiyor. Yine orada da kredi azalırsa, ekonomideki talep bir miktar düşerse, ithalat talebi de düşer, bu da dış ticaret açığını ve cari açığı düşürür düşüncesi var'' şeklinde konuştu.

Bunun da etkisinin hemen görülemeyeceğini, dolaylı etki yaratacağını ifade eden Uygur, konunun işsizlikle mücadele açısından yaratabileceği riske de dikkati çekti.

Uygur, şunları kaydetti:

''Bu sabah işsizlik oranları açıklandı. Zaten mevsimlik olarak bir miktar artması bekleniyordu ama bence biraz hızlı arttı, önümüzdeki aylarda da artacağı anlaşılıyor. Tabii şu soru da akla geliyor; bir yandan talebi, üretimi kısmaya çalışırken bu kadar yüksek işsizliğin düşürülmesi için bu önlemlerin bir olumsuz etkisi de olmayacak mı. Onu da tabii düşünmek gerekir. Burada Merkez Bankasının bir ikilemi olduğunu da söylemek lazım.''

Uygur, başka bir soruyu yanıtlarken de Merkez Bankasının gecelik borçlanma faizini düşürmekle bankalara ''bana gelme'' sinyali verdiğini de kaydederek, ''Paran varsa Merkez Bankasına verme, diğer bankalara ver, kendi aranızda işlem yapın yani bir yanıyla paran varsa onu bir şekilde kredi vererek değerlendir gibi bir şeye de çıkıyor durum. Bir taraftan kredileri caydırmaya çalışırken bir yandan bankaların fazla para tutmasını da istemiyor, aslında hafif orada çelişki de görüyorum ben'' şeklinde konuştu.