Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

ANKARA (A.A) - 04.03.2011 - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 2010'da imalat sanayiinde üretimin 2007 düzeyini yakaladığını, istihdamın ise 2005 düzeyinde kaldığını bildirdi.

TİSK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, üretimin, istihdamın ve verimliliğin birlikte güçlü biçimde büyümeye devam etmesinin çok olumlu bir süreç yarattığı ifade edildi.

Açıklamada, TÜİK'in Kısa Dönemli İş İstatistikleri kapsamında açıkladığı verilere göre, üretim düzeyinin 2010'da bir önceki yıla göre yüzde 14,4 gibi yüksek bir oranda arttığı kaydedilerek, bu artışın üretimi, yıllık ortalamada ancak 2007 düzeyine taşıyabildiği belirtildi.

İmalat sanayiinde istihdam düzeyinin üretime göre üçte bir hızla, yüzde 4,8 oranında arttığı da ifade edilerek, artışa rağmen 2008 düzeyinin yakalanamadığı, toplam çalışan sayısının da 2005 yılındaki düzeyinde bulunduğu kaydedildi.

Verimlilik (çalışan başına üretim) düzeyine gelince, 2008 ve 2009'da, iki yıl üst üste azaldıktan sonra, 2010'da yüzde 9,2 yükseldiği ve verimliliğin böylece kriz öncesinin (2007;nin) yüzde 6,1 üzerine çıkmış olduğu da belirtildi.

Aynı göstergelerde 2010'un dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla üretim düzeyinin yüzde 13,5'e yükseldiği, sanayi üretimindeki bu artışın, 2011;e ait umutları büyüttüğü ve yıl içinde üretim artış eğrisinin aşağı yönlü hareketinin de böylece tersine dönmüş olduğu kaydedildi.

Dördüncü çeyrekte istihdamın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,1 oranında arttığı belirtilerek, bunun oldukça büyük bir gelişme ve istihdam artışının da istikrarlı biçimde yükseliş kaydettiğinin görüldüğü ifade edildi.

İmalat sanayiinde istihdam artışının canlı olması nedeniyle verimliliğin (çalışan başına üretimin) 2010'un İlk Çeyreğindeki yüzde 19,2'lik artış hızını koruyamadığı ve dördüncü çeyrekte bu hızın yüzde 6'ya gerilediği belirtildi.

Açıklamada, imalat sanayiinde üretimin, istihdamın ve verimliliğin hep birlikte pozitif yönde büyümesinin ve bu eğilimin 2010 yılı boyunca sürmesinin son derece olumlu olduğu kaydedilerek, ekonomiye yansıyabilecek her türlü istikrarsızlığın uzakta tutularak ''güçlü büyümeyi devam ettirme'' sürecinde ilerlenmesi gerektiği vurgulandı.