Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Dünya Bankası Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

Dünya Bankası Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

Dünya Bankası, daha önce 2011 için yüzde 4,1 olarak açıkladığı Türkiye için büyüme tahminini yüzde 6,1'e yükseltti

Giriş: 08 Haziran 2011, Çarşamba 12:11
Güncelleme: 08 Haziran 2011, Çarşamba 12:13

Dünya Bankası, finansal krizi geride bırakan gelişmekte olan ülkelerin, aşırı ısınmayı engellemek, yapısal reformlarla birlikte dengeli büyümeyi sağlamak ve enflasyonu baskı altına almak konusunda kendi ekonomilerine odaklanmaları gerektiğini bildirdi.

Ekonomik büyümelerinde görülen yavaşlamaya karşın gelişmekte olan ülke ekonomilerinin gelişmiş ülke ekonomilerine göre daha dinamik bir yapıları olduğuna dikkat çeken Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkeleri sürdürülebilir büyüme ve enflasyonu baskı altına almaları konusunda uyardı.

Dünya Bankası yayımladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda, geçen yıl yüzde 3,8 olan küresel ekonomik büyüme tahminini 2011 yılı için yüzde 3,3'ten 3,2'ye çekerken, 2012 ve 2013 için büyüme beklentilerini yüzde 3,6 olarak korudu.

-TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME BEKLENTİSİ YÜZDE 6,1-

Dünya Bankası, daha önce 2011 yılı için yüzde 4,1 olarak açıkladığı Türkiye için büyüme tahminini yüzde 6,1'e yükseltti. Banka, Türkiye ekonomisinin 2012'de yüzde 5,1, 2013'de ise yüzde 5,3 büyüyeceğini öngörüyor.

Rapora göre, Türkiye, 2010 yılında yüzde 8,9 büyüyerek hızlı toparlanma kaydetti. Türkiye'nin büyük cari açığı ve yüksek petrol ithalat faturasının ülke için kırılganlığın kaynağının oluşturulduğunu belirtti.

Türkiye'nin geçen yıl yüzde 6,6 olan cari açığının GSYH'ye oranının, bu yıl yüzde 7,7'ye çıkacağı, gelecek yıl ise yüzde 7,3, 2013'de de yüzde 6,9'a gerileyeceği tahmin ediliyor.Banka, yüksek gelirli ülkelerin ise geçen yıl yüzde 2,7 olan büyüme hızının yüksek işsizlik ve ülke borcu problemleri nedeniyle 2011'de yüzde 2,2'ye düşmesinin ardından 2012 ve 2013'de yüzde 2,5'e çıkacağını tahmin ediyor.

Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin geçen yıl yüzde 7,3 oranında büyüdüğü belirtilen raporda, söz konusu ülkelerin büyümelerinin 2011-2013 döneminde bir miktar yavaşlayarak ortalama yüzde 6,3'e gerilemesinin beklendiği vurgulandı.

Banka, daha önceki tahminlerinde yüksek gelirli ülkelerin bu yıl yüzde 2,4, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 6 oranında büyüyeceğini belirtmişti.

-PETROL VE GIDA FİYATLARI BÜYÜMEYİ SINIRLAYACAK-

Dünya Bankası Başekonomisti Justin Yifu Lin, artan petrol ve gıda fiyatlarının büyümeyi sınırlayabileceği ve yoksulluğu artırabileceği uyarısın da bulundu.

Dünya Bankası, küresel görünüm için en büyük risklerin gıda fiyatlarında devam eden artış, gelişmiş ülkelerde devam eden bütçe açığı ve ülke borcu sıkıntıları ile petrol fiyatlarında yeni bir yükseliş yaşanması olasılığı olduğunu vurgulayarak, Ortadoğu'daki politik kargaşa, Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunami felaketinin de küresel büyüme üzerinde baskı yarattığını belirtti.

Raporun başyazarı Andrew Burn, gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda finansal krizin geride kaldığına dikkat çekerek, bu ülkelerin mali politikalarda daha nötr bir duruşa doğru hareket etmeleri gerektiğini savundu.

Dünya Bankası, politik karmaşanın hakim olduğu Kuzey Afrika ülkelerinden Tunus ekonomisinin bu yıl yüzde 1,5, Mısır ekonomisinin ise yüzde 1 oranında büyümesinin öngörüldüğünü ifade etti.

Söz konusu ülkelerde görünümün belirsiz olduğunu dikkat çeken Dünya Bankası, ekonomik aktivite hızlarının 2012'de artmasının, ekonomik büyümelerinin 2013'de yüzde 5'e ulaşmasının beklendiğini ifade etti.

-İSPANYA'NIN PROBLEMLERİ ÖZEL SEKTÖRDEN KAYNAKLANIYOR-

Dünya Bankası ekonomisti Hans Timmer ise Avrupa'da yaşanan borç krizine değinerek, İspanya'nın probleminin kamu borcundan çok özel sektör olduğunu belirterek, özel sektör ekonomisinin yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Timmer, İspanya'nın ABD'den daha büyük gayrimenkul balonuna sahip olduğunu ve bunun sürdürülemez özel sektör borcuna yol açtığını ifade ederek, İspanya'nın bir ülke borcu krizi ile karşı karşıya bulunmadığını kaydetti.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) üçüncü bir parasal genişleme programı ortaya koymasının muhtemel olmadığına da işaret eden Timmer, mali ve parasal teşviklerin uzun vadede daha az etkili hale geldiğini, bu teşviklerin yüksek gelirli ülkelerde giderek problemin bir parçası olmaya başladığını vurguladı.