Advertisement
HSBC İLE GELİŞMEKTE OLAN PİYASALAR ABONE OL

TCMB’nin önümüzdeki hafta düzenleyeceği PPK toplantısında faizleri değiştirmemesi durumunda TL’deki değer kaybı ivme kazanabilir (ki bu beklenti şu dakikalarda fiyatlanıyor...)


ABD’den gelen güçlü makro ve mikro ekonomik veriler ile beklentilere göre daha olumlu gelen şirket bilançoları ABD Doları’nın dünkü işlemlerde değerlenmesine neden oldu. ABD Doları endeksi günü %0.5 değerlenme ile tamamladı. Normal şartlar altında risk iştahında bozulmaya neden olması beklenen bu hareket dün farklı bir piyasa yansıması yarattı: Gelişmiş ülke Borsaları yukarı yönlü bir eğilim kaydederek yeni rekorlar kırarken gelişmekte olan ülke paralarında değer kayıpları yaşandı. JP Morgan gelişmekte olan ülke para birimleri endeksi son iki günde %0.6 değer kaybına uğradı. Doğu Avrupa bölgesi para birimlerinin aynı dönemde kaydettiği değer düşüşü ise %1.2 düzeyinde oldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalar arasındaki ayrışmanın 2014 yılı ile birlikte daha da belirginleştiğini görüyoruz.

Türkiye cephesinde dün makro ekonomik anlamda istihdam ve bütçe rakamları açıklandı. Tüm yıl boyunca oldukça olumlu bir performans kaydeden bütçede doğal olarak Aralık ayında önemli bir açık oluşacağı biliniyordu. Bu nedenle de Aralık ayındaki büyük bütçe açığını dikkate almamak gerekiyor.
Yılın bütün kısmına baktığımızda, bütçe açığının GSYH’nin %1.2’si kadar olması, faiz dışı bütçe fazlasının ise GSYH’nin %2.0’si kadar olması oldukça olumlu bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. Mali disiplin unsuru, Türkiye ekonomisi açısından mevcut konjönktürde önemli bir güvenlik subabı olarak ön plana çıkıyor. İstihdam raporu ise Ekim ayına ilişkin olması nedeniyle satır aralarında kaldı. Hem manşet işsizlik oranı hem de mevsimsellikten arındırılmış rakamlar, yaz aylarında göre yaklaşık 0.3 puan gerilese de geçen yılki seviyelerin üzerinde kalmaya devam etti.

Türk mali piyasaları açısından dün Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamaları bir miktar etkili olmuştu. HSYK’nın yapısında yapılması planlanan değişikliğe ilişkin yorumların siyasi tansiyonu bir miktar azaltabileceğine ilişkin algılamalara yol açması bir miktar rahatlamaya neden olmuştu. Ancak, geç saatlerde siyasi partiler arasında anlaşma olmadığına yönelik gelen açıklamalar bu etkiyi ortadan kaldırdı. Bu hafta başındaki günlük bültende de belirttiğimiz üzere Döviz piyasasındaki arz/talep koşullarında ciddi bir dengesizlik var. Piyasadaki tek döviz satıcısı TCMB iken, alıcı tarafta yurtiçi kurumsal yatırımcılardan yabancılara varan büyük bir güruhu sıralamak mümkün. Dün Maliye Bakanı Şimşek, kurumsal tarafta kısa vadeli net döviz açığının yüksek olmadığına dikkate çekerek kurdaki yukarı yönlü hareketin önemli bir zarar vermeyeceğini söyledi. Bu açıklama hafta başında Başbakan Yardımcısı Babacan ile Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin açıklamaları ile benzerlikler taşıyor. Tüm açıklamaların göbeğinde kurun dengeleyici bir rol oynadığına işaret edilerek yukarı yönlü hareketin Türkiye’nin temel dinamiklerine fazla bir zarar vermeyeceği vurgulanıyordu. Yani, bizim yorumumuzla, TCMB’nin faiz artırımına gerek olmadığına dikkat çekiyordu.

Ancak, bu noktada, piyasa algılamaları ile ekonomi otoritesinin algısı arasında ciddi bir uçurum olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de TCMB’nin haftaya Salı günü gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerde değişikliğe gitmemesi durumunda TL’deki değer kaybının momentum kazanabileceğinden endişe ediyoruz. Özellikle de Brezilya gibi bizimle aynı klasmanda sıralanan bir ülkenin dün yedinci kez faiz artırımına gitmesi sonrasında...

Bu sabah erken saatlerde USDTRY kurunda yukarı yönde sert bir hareket yaşandı. Henüz kurumsal yatırımcıların güne başlamadığı bir saatte olması bu hareketin düşük hacimle olduğunu gösteriyor. Likiditenin düşük olduğu bir ortamda ve piyasada merkez bankası dışında bir döviz satıcının olmadığı bir ortamda bu tarz bir hareketi garip karşılamamak gerekiyor. Üstelik, ekonomi yönetiminin kurlarda yükselişin çok da zarar verici bir durum yaratmadığı yönündeki açıklamalarda bulunduğu bir dönemde... Bu bültenin amacı olmadığından dolayı Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin yorumlara çok yer vermiyoruz. Ancak, Türkiye ekonomisinin hızlı bir şekilde stagflasyona gittiği aşikar. Bunun ılımlı mı ya da sert mi olacağına TCMB’nin atacağı adımların karar vereceğini öngörüyoruz. Kurlarda yukarı yönlü hareketler sadece maliyet ya da kambiyo zararı üzerinden etkide bulunmayacak. Beklenti yönetimini olumsuz etkileyip ekonomik faaliyetlerin (hem tüketim hem de yatırım) ertelenmesine neden olacak. Finans dışı kesimin kısa vadeli döviz pozisyonu 14 milyar dolar ile göreceli olarak az olabilir. Ancak, aynı sektörün toplam döviz açık pozisyonunun 166 milyar dolar düzeyinde olduğunu ve kur hareketlerinin bilançolara doğrudan yansıyıp sermayeye erittiğini de gözardı etmemek gerekiyor.

Bugün ABD’de açıklanacak olan TÜFE enflasyonu, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, Phil FED endeksi ve konut sektörü endeksi ile şirket bilançoları; Almanya’da TÜFE enflasyonu yakından takip edilecek.



Uyarı Notu:
----------------------------------------------------------------------------------
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir.

Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. HSBC bu dokümanda yer alan menkul kıymetler, finansal enstrümanlar veya benzeri bir yatırım enstrümanının kendi adına ve hesabına ticari amaçla alım/satımını yapabilir; son 36 ay içerisinde bu enstrümanları satın almayı taahhüt etmiş olabilir; veya yöneticiler ile çalışanlarla birlikte alış ya da satış yönünde bir pozisyon almış bulunabilir. Bu dokümanda yer alan menkul kıymetler veya finansal enstrümanların tamamı veya bir kısmının alış/satışından doğan komisyon veya masraflar HSBC tarafından veya onun adına görevli şahıslar tarafından alınabilir.

HSBC bu dokümanı, güvenilir olduğunu düşündüğü fakat bağımsız olarak doğrulanmamış kaynaklardan alınan bilgilere dayandırmaktadır.  İfade edilen fikirler ve tahminler istendiği anda bildirim yapılmaksızın değiştirilebilir. Sunulan göstergesel alım/satım bilgilerini, gerçekte HSBC'nin alım/satım yaptığı/yapabileceği alım/satım bilgileri olarak yorumlanmamalıdır. Sunulan tüm tablo ve grafikler halka açık kaynaklardan ya da kurumumuzca hazırlanmış tablolardan alınmıştır. Bu dokümanda yer alan rakamlar geçmiş performansla ya da modellenmiş geçmiş performansla ilişkili olabilir. Geçmiş performans gelecek performansın güvenilir bir göstergesi değildir.

Bu dokümanın tamamen veya kısmen çoğaltılması ya da içeriğinin HSBC'nin önceden izni olmaksızın ifşa edilmesi  kesinlikle yasaktır.

Bu doküman, dağıtımının hukuka ve ilgili mevzuata aykırı olan herhangi bir ülkedeki herhangi bir kişi veya kuruma dağıtılmak ya da bunlar tarafından kullanılmak amacıyla oluşturulmamıştır.Bu dokümanda atıfta bulunulan ürünler, yatırımlar ve işlemlerle ilgili bağımsız bir değerlendirmede bulunmak ya da araştırma yapmak tamamen kullanıcının sorumluluğunda olup, bu dokümandaki herhangi bir bilginin yatırım tavsiyesi teşkil ettiği düşünülmemelidir. HSBC size yasal, vergiyle ilgili ya da diğer uzman tavsiyeler sağlamaktan sorumlu değildir. HSBC ya da herhangi bir HSBC görevlisi, yöneticisi, çalışanı ya da acentesi işbu dokümanın tamamen ya da kısmen kullanılmasından doğan herhangi bir kayıp ya da zararla ilgili yükümlülük kabul etmez.