Advertisement

Bütün eğitim hayatımız boyunca bizi başkalarının yanında işçi-memur olarak çalışacak gibi yetiştiriyorlar. İş kurmanın izinle olacağına inanan eğitimli milyonlarımız işsiz dolaşıyor

Cuma günü, PAÜ ile Denizli İŞKUR'un düzenlediği "İstihdam Fuarı"nda bir panelde ben de konuşmacıydım. Genelde öğrencilerden gelen en önemli sorular, "Nerede işe gireriz, nasıl işe gireriz" üzerine kurulu. Birkaç kişi ise iş kurmak istediklerini ama bunun için hangi makamlardan izin alınması gerektiğini soruyordu. Hatta, "İşyeri açmak istesem nereden izin almam gerekiyor" diyenler olduğu gibi, "Bir şirkette SSK'lı olarak çalışmaktayım. Kendime şahıs şirketi kurmak istiyorum. Şirketi kurarsam bu maaşımı etkiler mi? Çalıştığım şirkete bu durumu yasal olarak haber vermem gerekir mi?" diyenler de var.

OKULLAR İŞÇİ-MEMUR YETİŞTİRİYOR
Etrafınıza bakın, holding ve şirket sahipleri eğitimsiz, yanlarında çalışanlar ise üniversite mezunu. Hatta yetmiyor, 2-3 yabancı dil bilen, master-doktor yapanlar asgari ücretle iş arıyorlar. Eğitim sistemimize bakın, okulların, üniversitelerin tanıtım kitaplarını açın okuyun, hemen hepsi bu okulu bitirirseniz nerede-kimin yanında iş bulacağınızı anlatıyorlar. Bize verdikleri eğitimle işyeri açma, iş kurma, girişimci olmayı öğretmiyorlar.
Etrafımdaki gençlere bakıyorum, üniversiteyi bitirmiş, üstüne master yapmaya başlamış. "Amacın ne" diyorum, "İş bulamadım mastere başladım" diyorlar. Yetmiyor bir de doktora yapıyorlar. Gençlere okumak amaçmış gibi gösteriyorlar. Okumanın iş kurma, işe girmek için olduğunu hatırlatan yok. Okumak amaç değil sadece araçtır. Eğer bir üniversitede öğretim elemanı olarak işe girmeyecekseniz, yani asistan veya yardımcı doçent olarak işe başlama amacınız yoksa master ve doktora sadece kartvizitinizde "Dr." ibaresi koymanızdan başka bir işe yaramaz.

ÖZEL OKULLARA PARA KAZANDIRIYORUZ
Çocuğunuz var, ilköğretimi, liseyi, hatta üniversiteyi özel okullarda almasını istiyorsanız yıllık ortalama 20 bin liraya yakın harcamanız olur. Sekiz sene ilköğretim, dört sene lise, dört sene de üniversite eğitimi boyunca yılda ortalama 20 bin liradan 320 bin lirayı özel okullara aktarıyoruz. Bir de şunu düşünün: 22 yaşında üniversiteyi bitiren gencimiz, hadi asgari ücret olmasın ayda 1000 lirayla bir işe girse yatırdığınız 320 bin lirayı kaç yılda çıkaracak. Cevabı da hadi ben vereyim: 26 yılda.
Yine etrafınıza bakın, eğitim aldırdığınız çocuklar kimlerin yanında işe girmeye çabalıyor. Holding-şirket patronları ya okuryazar değil, ya ilkokul ya da ortaokul mezunu veya iş sahibi olduktan sonra duvara asmak için özel üniversiteyi bitirmiş.
Okullara bakın,
"Sevdiğiniz işi yapın" diyorlar, sanki çalışmanın amacı para kazanmak değil de hobi elde etmek gibi gösteriyorlar. Çalışmanın tek bir amacı vardır: Para kazanmak. Yaşamak ve ihtiyacımız olanları satın almak için paraya ihtiyacımız var ve para kazanmak için ise çalışmaya. Yoksa çalışmak, zevk almak için yapılmaz. Zevk alarak yapılan ve canımız istediğinde yapıp istemediğinde bırakılan faaliyetlere hobi diyoruz.

İŞ KURMAK İÇİN İZNE GEREK YOK

Gençler, iş kurmak için bir yerlerden izne gerek yoktur. Mevzuata göre işyeri açmak için ruhsata gerek vardır, ama kurulmuş işyerlerinin yüzde 90'ı ruhsatsızdır. Yahut işyeri açtıktan sonra da ruhsat almak için başvurabilirsiniz. Bir yerde işçi (SSK'lı) olarak çalışan birinin işyeri açması için işvereninden izin almasına gerek yoktur. İşyeri açınca da aynı işine devam edebilir. Ücretinizde bir indirim olmaz. İşe girerken, işverenle iş sözleşmesi imzalamış ve sözleşmede haber vermeniz yazıyorsa haber veriniz.

***

Denizli'de İstihdam Fuarı vardı

İŞKUR Denizli İl Müdürlüğü ile Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü'nün ortaklaşa düzenlediği ve belediyenin de sponsor olarak katıldığı bir "İstihdam Fuarı" gerçekleştirildi. Gerek üniversitede okuyan gençlerin iş hayatına hazırlanması, gerekse işletmelerin yeni çalışan adaylarıyla karşılaştığı bir ortam hazırlanmış.
Bu arada gün boyu da ülkenin önde gelen tanınmış simalarının gençlere güncel gelişmeleri ve bildiklerini aktardığı tartışma programları da ilginçti. Resul Kurt ile birlikte ben de oradaydım ve güncel sorunlar ile kıdem tazminatındaki gelişmeleri tartıştık. Emeği geçen herkese, ama başta bölüm başkanı Oğuz Karadeniz ile Handan Hanım'a, İŞKUR Denizli İl Müdürü'ne, Denizli Mali Müşavirler Odası Başkan ve üyeleri ile eksiksiz toplantılara gelen tüm ÇEKO öğrencilerine teşekkürler ve tebrikler.