Advertisement

Eşim, Sağlık Bakanlığı'nda (Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi) 4/B'li hemşire olarak çalışmaktadır. 2012 yılının temmuz ayında işyerinde bir kaza geçirmişti. Bu kazadan dolayı toplamda 39 gün işgöremezlik raporu verildi. Şu an bile sol elinin bir kısmını hissetmiyor. Dolayısıyla aktif olarak bu elini kullanamıyor. Halen aynı bölümde çalışıyor. Çalıştığı kurum bu olayı iş kazası olarak göstermedi. Biz de SGK İzmir İl Müdürlüğü'ne iş kazasının tespitiyle ilgili şikâyet dilekçesi yazdık. Bundan sonra nasıl bir yol izlememiz gerekiyor, ne yapmamız lazım? Osman GÜVEL
Sayın okurum, eşiniz 657 sayılı kanunun 4/B'sine göre çalıştığından, 5510 sayılı kanun gereğince eşiniz işyerinde iş kazası geçirmiş. Normal şartlarda işveren hastanenin bunu SGK'ya 3 gün içinde iş kazası diye bildirmesi gerekirdi. 39 günlük istirahatten sonra da tedavisi bittiğinde ne kadar işgöremez olduğuna yönelik sağlık kurulu raporu alındığında -şayet yüzde 10 veya daha fazla oranda meslekte kazanma gücü kaybı varsa-bu sefer SGK'nın kendisine bir ömür boyunca sürekli işgöremezlik geliri bağlaması gerekirdi. Siz şimdi iş kazası müracaatını yapmışsınız, SGK İzmir İl Müdürlüğü de konuyla ilgili denetmen görevlendirip olayı soruşturacak. Denetmen olayın iş kazası olduğuna karar verince de SGK Sağlık Kurulu'na gönderip maluliyet (meslekte kazanma gücü kaybı) tespiti yaptıracak. Oran yüzde 10'dan az çıkarsa SGK bir şey vermeyecek, yüzde 10'dan fazla çıkarsa her ay maaş (gelir) bağlayacak. Siz SGK İzmir'de konunun hızlandırılması için girişimde bulunun. İzmir'den çözüm üretemezseniz bu sefer Bilgi Edinme Kanunu gereğince SGK Başkanlığı Ankara adresine veya www.sgk.gov.tr ana sayfasından bilgi edinme formu doldurup internet ortamında gönderiniz. Bu arada oran ister yüzde 10, ister daha yüksek olsun işverene karşı da maddi-manevi tazminat davası açmanızı tavsiye ederim. Burada zamanaşımına da dikkat edin.


İkramiye 30 yıl için ödenir

Sayın hocam, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde 657 sayılı kanuna tabi, tesis müdürü olarak çalışmakta iken kendi isteğimle 44 yıl 3 ay hizmet süresi üzerinden 02.01.2013 tarihinde emekli oldum. Şahsımdan 44 yıl emekli keseneği yapılmasına rağmen 30 yıl üzerinden emekli ikramiyesi verildi. Oysaki 5434 sayılı kanunun 89. maddesinde "Her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlanmaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir'' denilmektedir. Bu duruma göre idare mahkemesinde SGK aleyhine dava açma hakkımın bulunup bulunmadığı hususunda yardımlarınızı arz ederim. M.Uzunoğlu
Sayın okurum, emekli ikramiyesiyle ilgili olan 5434 sayılı kanunun 89'uncu maddesini okumuşsunuz ve yukarıda bir fıkrasını da yazmışsınız, ama bu fıkradan sonra gelen fıkrada, "Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz" da denilmektedir. Bu sebeple 30 yıl için ikramiye alabilirsiniz. Bu arada emekli aylığınızın hesaplanmasında da 40 yılınız dikkate alındı ve size yüzde 90 oranıyla aylık bağlandı. Normalde 44 yıl için yüzde 94'tür ama yine 5434 sayılı kanun gereğince "Yüzde 90'dan fazla aylık olmaz" dendiğinden son 4 yılınız da emekli aylığında dikkate alınmadı. İkramiyenizde ise son 14 yıl dikkate alınmadı. Dava açsanız da davayı kazanma şansınız yok. Zira bu konuda Anayasa Mahkemesi bile kendisine yapılan müracaatları reddetti.