Advertisement

Eylül ayı itibarıyla son bir yılda Türkiye ekonomisi yüzde 9.5 büyüdü. Yıl sonunda da ortalama büyüme büyük bir olasılıkla yüzde 8 civarında gerçekleşti. Üç aylık dönemler itibarıyla bakıldığında, ilk üç ayda, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 12, ikinci üç ayda yüzde 8.8, üçüncü üç ayda yüzde 8.2 reel büyüme gerçekleşti. Büyük bir olasılıkla, aynı bazda son üç aydaki reel büyüme yüzde 5'in üzerinde çıkacak.
Ekonomik büyüme dönemlerinde ithalat gereksiniminin arttığı ve mutlak olarak ithalat faturasının kabardığı biliniyor. İhracatımız da ithalata dayalı. 2011 yılında 135 milyar dolarla rekor kıran toplam ihracat içinde önde gelen sektör, ithalata dayalı olan otomotiv sektörü oldu. Büyüme dönemlerinde ithalat yalnızca mutlak olarak değil, aynı zamanda göreli olarak da artıyor. Her bir dolarlık milli gelir üretimi için göreli olarak daha fazla enerji dışı ara malları ithal etmek durumunda kalıyoruz.

 

Grafikte üçer aylık dönemler itibarıyla dolar bazında enerji dışı ara malları ithalatının dolar bazındaki milli gelire oranı veriliyor. Bir üç aydan diğerine görülen mevsimsellik etkisi ve büyümedeki değişmeler nedeniyle grafik oldukça oynak. Ama genel eğilim açıkça görülüyor. Ekonomik küçülme dönemlerinde enerji dışı ara mallar ithalatının milli gelir içindeki payı düşme eğilimi gösteriyor. Ekonomik büyüme dönemlerinde ise bu oran artıyor.
Bu dönemler aynı zamanda döviz kurundaki eğilimlerle de büyük ölçüde çakışıyor. Büyüme dönemlerinde genellikle Türk Lirası reel olarak değer kazanırken, küçülme dönemleri Türk Lirası'nın reel olarak değer yitirdiği dönemlere rastlıyor.
1998 yılından bu yana bu grafikle uyumlu bir doğru yerleştirmeye çalışsak, doğru yukarı yönde olup 1998 yılında enerji dışı ara mallar ithalatının milli gelire oranı yaklaşık yüzde 9 iken, 2011 yılında bu oranın yüzde 14.5 civarında olacağı görülecekti. Gerçekte ise bu oran 1998 yılında ortalama yüzde 9.4 iken 2011 yılında ortalama yüzde 15.5 oldu.
Mutlak rakamlar daha da çarpıcı bir resim veriyor. Eylül ayı itibarıyla son on iki ayda enerji dışı ara mallar ithalatının milli gelire oranı 1998 yılı ortalama oranında, yani 9.4'te kalsaydı, son on iki ayda enerji dışı ara malları ithalatı 74.5 milyar dolar olacaktı. Halbuki, bu dönemde bu kalemdeki toplam ithalat 117 milyar dolar oldu. Yaklaşık 42 milyar dolarlık ithalat ekonomik büyümenin giderek artan oranda ithalat bağımlısı olmasından kaynaklandı.

KUR ETKİSİ
Bu eğilimin ardında elbette birçok neden var. Nedenlerden en önemlilerinden biri Türkiye'nin sanayileşme stratejisi. İstihdam yaratacak her türlü üretim, kaynak gereksinimine bakılmadan, hiçbir ayrımcılık yapılmadan teşvik edildi. Bu anlamda, en çok ara malı ithalatı yapan otomotiv sektörünün ihracat şampiyonu olması hiç de şaşırtıcı değil.
Kısa dönemde büyümenin ithalata bağımlılığını artıran bir diğer etken, reel döviz kuru gelişmeleri. Kısa dönemde reel olarak değerlenen Türk Lirası karşısında yurtiçinde üretilen ara mallar yerine yurtdışından ithalat daha cazip olabiliyor. Ama, Türk Lirası'nın reel değerindeki gelişmeler orta-uzun dönemde büyümenin giderek daha fazla ithalata bağımlı olmasındaki eğilimi belirleyen önemli unsurlardan değil.