Advertisement

İleriye dönük ekonomik tahminlerde ekonomi politika yapıcılarının yaptığı önemli varsayımlardan biri Türkiye ekonomisinde tasarruf oranının (tasarrufun gelire oranı) giderek yükseleceği. Bu yöndeki arzu, son açıklanan orta vadeli programda da var. Tasarruf oranının yükselmesiyle cari işlemler açığının milli gelire oranının düşeceği hesaplanıyor.
Tasarruf oranının artması beklentisi bireysel emeklilik sisteminin (BES) yaygınlaşacağı umuduyla oluşuyor. Bu haliyle BES yaygınlaşsa dahi, Türkiye'de tasarruf oranının artmasına yardımcı olur mu? Bu sorunun yanıtı BES'in nasıl yapılandırıldığıyla yakından ilgili. Türkiye'de şimdi uygulamada olan BES, bir emeklilik sistemi değil, çeşitli teşviklerle beslenen uzun vadeli bir yatırım aracı. Yeni yatırım araçları icat etmek genellikle toplam finansal yatırım miktarını değiştirmez, yatırım seçeneklerini artırır.

ŞİMDİKİ UYGULAMA

Emeklilik sistemi, çalışan ve işverenin çalışan adına ücretinin belli bir bölümünün belli bir fonda değerlendirilmesi ve emeklilik döneminde bu fondan çalışana aylık bir menfaat sağlanması üzerine kurulur. Bu tanımda ihmal edilemeyecek bazı parametreler var:
1- Emeklilik sistemi hem çalışanın hem de işverenin tasarruflarıyla beslenir.
2- Emeklilik sisteminden menfaat elde etmek ancak belli bir yaşta emekli olduktan sonra mümkündür.
Bizdeki uygulandığı şekliyle BES'in işverenden bir katkı alması gerekli değildir. Çalışanlar BES'te biriken paralarını arzuladıkları zaman çekebilirler. Kısa vadede çekerlerse bazı cezaları kabullenmek zorundadırlar. Ama, on yıl beklerlerse, sanki emekli olmuş gibi tüm paralarını alıp gidebilirler. Kısacası, 23 yaşında BES'e girmiş biri 33 yaşında emekli olmuş gibi BES'ten parasını alabilir. Bunun neresi emeklilik sistemi? Olsa olsa, bu sistem uzun vadeli bir yatırım aracı.
Bu yapıda işverenin çalışan adına BES'e katkı yapması çok zor. Bana göre, tavsiye de edilmemeli. Çünkü, işveren yapacağı katkıyla çalışanına bir sosyal güvence sunmuyor, çalışanının banka hesabına her ay maaşının üzerine bir para koyuyor. Yapılan, bir sosyal güvence sunmak değil, çalışanın maaşını artırmak oluyor. Çünkü, devletin yönettiği sosyal güvenlik kurumlarına işverenin katkısı aynı kalmaya devam ediyor. İşverenin aynı çalışanına iki ayrı sosyal güvence sunmasının iktisadi bir mantığı yok.
BES uzun vadeli bir yatırım aracı. Verilen teşviklerle bazı çalışanlar kısa vadeli finansal yatırımlarını BES'e kaydırabilirler. Bu, finansal araçlar arası servetin kaydırılması olur, ek bir tasarruf anlamına gelmez. Bazı çalışanlar gerçekten maaşlarının bir bölümünü BES'te değerlendirmek isteyebilirler. Bu yaklaşım ekonomideki toplam tasarrufları artırabilir. Uzun vadeli finansal yatırımların tercih edilmediği bir ekonomide BES yoluyla tasarruflarını artıranlar da sınırlı kalacaktır.

OLMASI GEREKEN UYGULAMA

O halde BES'i kullanarak ekonomideki tasarruf oranını nasıl artırabiliriz?
1- Sistem tüm çalışanlar ve işverenler için mecburi olmalıdır.
2- Devletin sunduğu emeklilik sistemi tedricen ortadan kaldırılmalıdır.
3- İşgücüne yeni girenler için emeklilik yalnızca BES'ten söz konusu olmalıdır.
4- BES'ten sağlanacak maddi menfaat belli bir yaştan sonra başlamalıdır (örneğin 62). Kişi daha önce emekli olmuşsa, yani başka hiçbir yerde çalışmıyorsa, yaş haddi biraz aşağıya çekilebilir.
Böyle bir sistem tasarruf oranını gerçekten artırır. Çünkü, hem çalışanlar hem de işverenler tasarruf yapmaya zorlanacaklardır. Bu sistemi uygulamaya koyan tüm ülkelerde tasarruf oranında önemli zıplamalar gözlendi.
İyi bayramlar dilerim.