Advertisement

Cari işlemler açığının ekonomideki toplam tasarruf açığına eşit olduğunu ekonomiyi yakından takip eden herkes artık biliyor. Toplam tasarruf açığı bir ekonomideki toplam yatırımların toplam tasarruflardan daha fazla olmasıdır. Toplam tasarruf açığı özel ve kamu sektörlerinin tasarruf açıklarının toplamıdır.
Kamu sektörünün tasarruf ve yatırımlarının milli gelir içindeki payının düşüklüğü göz önüne alınırsa, aslında ekonomideki tasarruf açığının değişmesi büyük ölçüde özel kesimim tasarruf ve yatırım tercihlerinin değişmesinden kaynaklanır. Dolayısıyla, cari işlemler açığının gidişatını büyük ölçüde özel
kesimin tercihleri belirler.
Tasarruf ve yatırımları etkileyen gelişmeler aynı olabilir, ama bazıları ters yönde çalışır. Örneğin, gelir artışı hem tasarrufları hem de yatırımları artırabilir. Buna karşılık, faizler tasarruf ve yatırımı ters yönde etkiler. Faizler düştüğünde, tasarruflar azalırken, yatırımlar artabilir. Bu nedenle, faiz düşüşü tek başına bir ekonomideki toplam tasarruf açığını artıran bir gelişme olabilir.

TASARRUF SORUNU
Türkiye'de cari işlemler açığı genellikle ekonomik büyüme ile el ele giden bir olgu. Ekonomik büyümenin hızlanmasının arkasında genellikle iç talep artışı önemli bir rol oynar. iç talep tüketim ve yatırımların toplamıdır. iç talep büyüdüğünde genellikle hem tüketim hem de yatırım harcamaları artar. Tüketim aslında gelirin tasarruf edilmeyen kısmıdır. Dolayısıyla, iç talep artışı sürecinde yatırımlar artarken, artan tüketim harcamalarıyla tasarruflar daha yavaş artar ve sonuçta toplam tasarruf açığında, yani cari işlemler açığında bir artış gerçekleşir.
Ekonomik büyüme olmadan da cari işlemler açığı büyüyebilir. Ekonomik büyüme olmadığı halde, yatırımlar aynı kalırken, tasarruflar düşebilir. Böylece tasarruf açığı artmış olur. Yani, cari işlemler açığı artabilir.
Son dönemde Türkiye ekonomisinde böyle bir dönem yaşandığı yönünde bazı işaretler var. Faizler düşüyor. Hazine bonosu gibi temel faizlerde reel faiz negatif. Mevduat ve kredi faizleri de düşüyor. Buna karşılık, düşen faizler karşısında yatırımların arttığı yönünde çok fazla bilgimiz yok. Aksine, yatırım malları ithalatı mart ayında sert bir biçimde düştü. Yılın ilk üç ayındaki yatırım malları ithalatındaki artışta oldukça sınırlı kaldı.
Büyük bir olasılıkla yılın ilk üç ayında Türkiye ekonomisinde büyüme geçen yılki düzeyi civarında, belki çok az daha yüksek oldu. Büyüme büyük bir olasılıkla yatırım harcamalarından değil, tüketim artışı ile dış ticaretten geldi. Yatırım harcamaları sınırlı kalırken, tasarruflarda bir düşme eğilimi söz konusu. Tasarrufları artırmak lazım diye debelenirken, aslında negatif reel faiz tasarrufları olumsuz etkiliyor.

DENGELİ BÜYÜME
Ekonomik değişkenler arasındaki ilişki bazen birbirleriyle uyumlu olmayabilir. Şu sıralarda ilişkilerin çok da uyumlu olmadığı bir dönem yaşıyoruz. Geçen yıl ekonomik büyümenin olduğu, ama geçmişe göre düştüğü bir dönemdi. Cari işlemler açığı da düştü. Düşüşün hemen hepsi yatırım harcamalarındaki düşüşten kaynaklandı. Şimdi, yatırım harcamaları geldiği düşük düzeyden toparlanmakta zorlanıyor. Buna karşılık tasarrufların göreli olarak düştüğü bir dönem yaşanıyor. Sonuçta, ekonomik büyüme düşük olduğu halde, cari işlemler açığının arttığı bir dönemden geçiyoruz.
"Dengeli büyüme" kavramı altında uygulamadaki politikalar bu olguyu daha da derinleştirebilir. "Dengeli büyüme" modeli tasarrufları azaltıcı yönde uygulanmamalı.