Advertisement

"Haber" yalnızca kötü gelişmeler midir? Sanki, öyle görünüyor. Yunanistan ekonomisi battığında, "haber" olmuştu. Gazete ve televizyonlar günlerce Yunanistan'ın batışını haber yapmışlardı. Piyasalar Yunanistan ekonomisindeki gelişmeler yüzünden altüst olmuştu. Epeydir "Yunanistan haberi" görmüyoruz, duymuyoruz.
Yunanistan ekonomisinde son dönemde yaşananlar "Haber yoksa, iyidir" tabirini doğrular nitelikte. Protesto gösterileri devam ediyor, ama sokak çatışmaları durdu. Seçimlerden sonra iktidara gelen koalisyon, uygulamadaki programı aksatmadan devam ettirmeye çalışıyor. Galiba, siyasi istikrar politikalara tepkiyi de törpüleyen bir unsur oldu. Aslında Yunanistan'da ekonomik durum hâlâ çok kötü.
Geçen yıl Yunanistan ekonomisi reel olarak yüzde 7'ye yakın küçüldü. Bir önceki yıl ekonomik küçülme yaklaşık yüzde 8 olmuştu. IMF ve Avrupa Birliği'nin yaptığı tahminler Yunanistan ekonomisinin bu yıl da reel olarak yüzde 5'e yakın küçüleceğine işaret ediyor. Yunanistan altı yıldır reel ekonomik küçülme yaşıyor.
İki kez yeniden yapılandırıldığı halde, Yunanistan'ın borçları milli gelirlerinin hâlâ yüzde 160'ına yakın.

OLUMLU SİNYALLER
IMF-Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası üçlüsünün (Troyka) Yunanistan ile yaptığı programa göre 2010 ile 2015 yılları arasında kamu sektöründe çalışanların sayısı 150 bin kişi azaltılacak. Bu çerçevede, 2014 yılı sonuna kadar 15 bin kişinin işine son verilmesine yönelik bir yasa geçenlerde parlamentodan geçti. Gösteriler yapıldı. Ama gazetelerde okumadık, televizyonlarda görmedik. Oylamadan önce, parlamento yasayı kabul etmez de, Yunanistan'ın Euro'dan çıkma olasılığı artar diye dünya piyasaları oynamadı.
Yunanistan'da bazı olumlu gelişmeler yok değil. Tüm yıl için bir ölçü olmasa da, bu yılın ilk üç ayında ilk kez Yunanistan'ın bütçesi "faiz dışı fazla" verdi. Fazlanın boyutu yeterli olmaktan uzak, ama doğru yönde. Yeniden yapılandırma sonucunda borç servisi oldukça düşmüş durumda. Harcamaların planlandığı biçimde gerçekleşmesi durumunda yıl sonunda da milli gelirin yüzde 2'si civarında "faiz dışı fazla" elde edilmesi çok büyük bir olasılık. Yalnızca bu gelişme dahi Yunanistan'ın borç dinamiğini değiştirebilecek bir olgu. Elbette yeterli değil. Bu terimler bize yabancı değil. 2001 yılından sonra Türkiye'den istenen "faiz dışı fazla" milli gelirimizin yüzde 6.5'i idi.
Büyük şirketler yeniden yurtdışından borçlanmaya başladı. Borçlanma taleplerine 4-5 kat talep gelebiliyor. En azından piyasalar da olumlu bakmaya başladılar. Özelleştirme daha ciddi ele alınıyor. Geçmişteki isteksizlik şimdi yok gibi. Güney Kıbrıs'tan kaçan paraların da katkısıyla son yıllarda ilk kez Yunanistan'da mevduatlar artmaya başladı. Hem yurtdışından para geliyor, hem de geçmişte kaçanlar geri dönme eğilimi gösteriyor.
Bankacılık sektöründe reform çalışmaları devam ediyor. Devletin ağırlığı bankacılık sektöründe kaçınılmaz olarak artacak. Ama, uyum daha çabuk olacak. İleride bankalardaki devlet hisselerinin de satışı gündeme gelecek.

BİZE DE YARAR
Yunanistan ekonomisi kurtulmuş değil. Aksine, gideceği daha çok yol var. Ama, bazı gelişmeler dikkat çekici ve olumlu. Eskiden her şey olumsuzdu. Şimdi, olumlu bazı gelişmeler görülebiliyor. İktisatçı deyişiyle, Yunanistan'da "stok" hâlâ kötü, ama "akım" yönünden iyi işaretler geliyor.
Yunanistan'dan "haber" olmaması galibe "iyi haber," çünkü, Yunanistan ekonomisinin düzelmesinden yeni dönemde en çok faydalanacak ülkelerden biri biziz.