Advertisement

Gelişmiş ekonomiler arasında en iyi performans gösterenler Amerika ve İngiltere.

Amerika’da açık bir enflasyon hedeflemesi yok, ama Amerikan Merkez Bankası (FED) yıllık yüzde 2 enflasyonu gözlüyor. Son aylarda Amerika’da enflasyon yüzde 1 civarında, gözlenen enflasyonun neredeyse yarısı. İşsizlik oranı yüzde 7’nin altına geldi, ama alışılmışın üzerinde. Ekonomi yüzde 2’nin üzerinde büyüme eğiliminde. Kış aylarında ekonomideki göreli soğumanın geçici olduğu anlaşılıyor. Bu tablo Amerika’da faizlerin çok düşük ve para politikasının gevşek kalmasının bir sakıncası olmadığına işaret ediyor.

İngiltere’de açık enflasyon hedeflemesi var. Hedef yıllık yüzde 2. 2005 yılının ortalarından bu yana birkaç arızi dönem hariç İngiltere enflasyonu yüzde 2 civarında tutmakta zorlanıyordu. Geçici olup olmadığını henüz bilemesek de, İngiltere’de yıllık enflasyon son aylarda yüzde 2’nin altına geldi, hem de ekonomik faaliyetlerin görünür bir biçimde hızlandığı bir dönemde. İşsizlik oranı yüzde 7’nin altına geldi. İşsizlikte yüzde 7 önemli bir eşikti, çünkü İngiltere Merkez Bankası (BoE) işsizlik yüzde 7’nin altına gelmeden tarihi düşük politika faizini yükseltmeyecekleri yönünde piyasalara yön vermişti. İşsizliğin yüzde 7 civarında olduğu durumda ekonomideki atıl kapasitenin yüzde 1.5 kadar olduğu hesaplanıyordu. Şimdi, atıl kapasite de yarıya azalmış görünüyor. Çeşitli piyasalarda balonlar oluşmaya başladı.

Kısacası, Batı’da artık para politikasında normale dönüş konuşulmaya başlandı. ,

DOĞU’NUN GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLERİ
Doğu şimdiye kadar ortalama küresel ekonomik büyümeyi yukarı çeken bir işlev görüyordu. Özellikle, Rusya, Türkiye, Çin ve Hindistan yüksek büyüme performansı ile hem 2000’li yılların başında hem de küresel krizin hemen ertesinde göz doldurmuştu. Şimdi bu ülkelerde büyüme düşme eğiliminde.

Rusya ekonomisi, daha Kırım dolayısıyla Batı’nın gündemindeki yaptırımlar devreye girmeden dahi resesyona girmiş sayılır. Çin’de ekonomik büyümenin düşme eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Türkiye ve Hindistan da eski performanslarından uzak. Küresel likiditenin artık eskisi kadar bol olmayacağı beklentisi bu ülkelere yönelik beklentileri de olumsuzlaştırıyor. Rusya, Hindistan ve Türkiye’de enflasyon yüksek kalmaya devam ediyor. Doğu Avrupa’nın diğer ülkeleri, küresel ekonomiyi etkilemek için çok küçük.

AVRUPA
Ortada Avrupa var. Resesyondan çıkmış görünüyor. Ama büyüme performansı hâlâ çok düşük. Bu yıl da ancak yüzde 1 kadar büyüyebilecekler gibi görünüyor. Euro Bölgesi’nde de para politikası gevşek. Ama Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), FED ya da BoE kadar başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Euro yıkılabilir riskini atlattılar. Borç sorunu içindeki ülkelerde belli bir ilerleme var. Yunanistan’ın borçlanma için finans piyasasına geri dönmüş olması beklentileri iyileştiren bir etken oldu.

ECB de açık enflasyon hedeflemesi yapıyor. Hedef orada da yüzde 2. Ama gerçekleşen enflasyon yüzde 1’in altında ve düşme eğiliminde. Sorun, enflasyon riskinden çok deflasyon riski. Garip kaçacak ama, ECB’nin Euro Bölgesi ekonomilerini hareketlendirmedeki göreli başarısızlığı Euro’nun değerlenmesine yol açıyor. Euro’nun değerlenmesi deflasyon riskini daha da artırıyor. Artan deflasyon riski ekonomik faaliyetlerin hızlanmasının önünde engel teşkil ediyor. Çok yakında ECB’nin para musluklarını daha da gevşetmesi söz konusu olabilir.

Özetle Batı iyi gidiyor. Ekonomileri giderek normalleşiyor. Önlerindeki zorluk, ekonomik büyümeyi sekteye uğratmadan para politikasını normalleştirmek. Orta’nın işi zor. Normalleşmek için gidecek yolları var görünüyor. Doğu ise Batı’nın performansından yararlanabilir. Batı ve Orta tam olarak normalleşene kadar Doğu göreli düşük büyüme performansıyla bocalamaya devam edebilir.