Advertisement

Birçok merkez bankası, para politikasında kılavuzun fiyat istikrarı olduğunu kabul eder. Fiyat istikrarına odaklanmış merkez bankaları için diğer makro ekonomik hedefler ancak fiyat istikrarına bir tehdit olmadığı dönemlerde öne çıkabilir. Amerika’da durum biraz farklı. Amerikan Merkez Bankası (FED), para politikasında yasası gereği hem fiyat istikrarına hem de azami istihdam yaratmaya odaklanmak durumunda. O nedenle FED’in nasıl bir para politikası izleyeceği, yalnızca enflasyon eğilimlerine değil, işsizlik oranına da bağlı.
Bugünlerde Amerika’da işsizlik oranı yüzde 6.1’e geldi. Fiyat istikrarının sürdüğü bir dönemde işsizlik oranının da göreli olarak düşük bir düzeye gelmesiyle piyasalar FED’in önümüzdeki dönemde uygulayacağı para politikasını tahmin etmeye çalışıyor. Parasal genişleme ne zaman duracak? Parasal sıkılaştırmaya ne zaman başlanacak? Parasal sıkılaştırma beklenenden daha erken gelebilir mi? Bu soruların yanıtları FED için makul işsizlik oranı düzeyinin ne olduğuna bağlı.

DOĞAL İŞSİZLİK ORANI
1970’li yılların ikinci yarısında ekonomi politikalarına yön veren bir tanım geliştirildi: Doğal işsizlik oranı (natural rate of unemployment). İşsizlik oranı hiçbir zaman sıfır olamaz. Ekonomi ne kadar iyi performans gösterirse göstersin, bazı mesleklerde arz fazlası olduğundan, bazı insanların iş değiştirme aşamasında olduğundan, bazılarının iş aradığı halde bulduğu işi beğenmediğinden, bazılarının iş bulabildiği halde başka bir yöreye taşınmak istememesinden, işsizlik her zaman olacak. O halde, azami istihdam politikası bu çeşit insanları dışarıda bırakan bir büyüklük olmalı. Bu büyüklüğün ima ettiği işsizlik oranına doğal işsizlik oranı deniyor.
Doğal işsizlik oranı, sabit bir büyüklük değil. Ekonomik konjonktüre göre değişebiliyor. Örneğin, yapılan hesaplamalar 2000’li yıllardan önce Amerika’da doğal işsizlik oranının yüzde 5’in altına geldiğini gösteriyordu. 2000’li yılların başında bu oran yüzde 5’in üzerine çıkmıştı. Küresel krizden sonra Amerika’da doğal işsizlik oranının yüzde 6 civarına geldiğini iddia edenler çoğunlukta. Bu rakamlara itibar ediliyorsa, Amerikan ekonomisi doğal işsizlik oranı düzeyini yakalamış görünüyor. Para politikası yoluyla istihdamı daha da artırmaya çalışmak, bir aşamada fiyat istikrarını tehdit eden bir unsur olabilir. Neden?

ÜCRET BASKISI
Ölçülen işsizlik oranının teorik olarak hesaplanan doğal işsizlik oranının altına gelmesi, genellikle ücretlerde yukarı yönde bir baskı oluştuğuna işaret eder. Ücretler o denli iyileşmiştir ki, insanlar yeni iş bulmadan eski işinden ayrılmak istememekte; nerede yaşayacağı konusunda fazla titiz olmayıp her yere gitmeye razı olmakta; meslek değiştirmek için yeni yatırım yapmaktan çekinmemekte; mesleğindeki arz fazlası hızla erimekte ve bulunan işi beğenmemek gibi bir durum olmamakta. Ücretlerde yukarı yönlü baskı da maliyet artışları yoluyla enflasyonu olumsuz etkileyebilecek bir olgu. Dolayısıyla, merkez bankaları ekonomideki ücret gelişmelerini de çok yakından takip eder.
FED’in hesaplamalarında doğal işsizlik oranının hangi düzeyde çıktığını bilmiyoruz. Hangi düzeyde olursa olsun, Amerika’da işsizlik oranının doğal işsizlik oranına hızla yaklaşmakta olduğu bir gerçek. İşsizlik oranının düşüyor olmasına çeşitli bahaneler bulunabilir. Örneğin, uzun süre iş bulamadıkları için insanların moralleri bozulduğundan, işgücüne katılımın giderek düşmesi işsizlik oranını düşürüyor gibi gösterebilir. FED bu olguyu ne kadar dikkate alır, bilemeyiz. Ama Amerikan ekonomisinde ılımlı bir ısınmanın yaşandığı bir gerçek. İletişiminden FED’in de bu gerçeği göz önüne aldığını görüyoruz.