Advertisement

Yılın ikinci üç ayında imalat sanayii üretimindeki yıllık artışta belirgin bir yavaşlama var. Bir önceki yılın aynı dönemlerine göre, imalat sanayii üretim endeksindeki ve alt kalemlerindeki yılın ilk ve ikinci üç aylarındaki gelişmeler şöyle:

İmalat sanayii üretimindeki artış yüzde 5.2’den yüzde 2.1’e, 

Ara malları üretimindeki artış yüzde 6.4’ten yüzde 2.5’e,

Dayanıklı tüketim malları üretimindeki artış yüzde 3.9’dan yüzde 1.8’e, 

Dayanıksız tüketim malları üretimindeki artış yüzde 5.1’den % 1.9’a, 

Yatırım malları üretimindeki artış yüzde 4’ten yüzde 2.9’a geriledi.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış üretim endeksine bakarsak, aslında sanayi üretiminde bir duraksama, imalat sanayii üretiminde ise bir gerileme söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Bu yılın ikinci üç ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi, yılın ilk üç ayına göre değişmedi. Buna karşılık, aynı bazda imalat sanayii üretimi yüzde 0.2 geriledi.

İmalat sanayii üretiminde büyümenin düşme eğilimi aslında bu yılın başından beri sürüyor. Grafikten de görüldüğü gibi, imalat sanayii üretim endeksinin üç aylık ortalamalarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde değişmesi bu yılın başından beri kararlı bir düşüş içinde. Yılın ilk ayında üç aylık ortalama imalat sanayii üretimindeki artış yüzde 6.7 ile tepe noktasına ulaşmıştı. İlk üç ay sonunda artış yüzde 5.2’ye geriledikten sonra ikinci üç ayda yüzde 2.1’e geriledi.

EKONOMİK BÜYÜME DE DÜŞÜYOR

İmalat sanayii üretim endeksini milli gelir hesaplarının öncü göstergelerinden biri olarak kabul edersek, yılın ikinci üç ayında gayri safi yurtiçi hasıladaki büyümenin de düşmüş olabileceğini söyleyebiliriz. Milli hasıla verileri, ekonomideki çeşitli sektörlerin yarattığı katma değerlerin toplamı olduğundan ve üretim ile katma değer arasında bire bir ilişki olmayabileceğinden, üretimdeki yavaşlama ile milli hasıla büyümesindeki yavaşlama da bire bir olmayabilir.

İmalat sanayii toplam gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 15’i civarı. Tarım, hayvancılık, madencilik ve elektrik sektörlerinin de toplamın yaklaşık yüzde 15’i olduğunu hesaba katarsak, gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin asıl motorunun, hakkında çok az öncü verileri olan hizmetler sektörü olduğunu biliyoruz. Yine de, imalat sanayii üretimindeki büyümenin yavaşlaması ilk üç ayda yüzde 4 olan gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin ikinci üç ayda yüzde 4’ün oldukça altında olabileceğine işaret ediyor.

Talep açısından, ekonomik büyümeyi olumlu etkileyen net dış talebin ikinci üç ayda o denli güçlü olmadığı anlaşılıyor. Sürpriz bir biçimde ilk üç ayda özel sektör talebi ekonomik büyümeye olumlu katkı yapmışken, bu katkı da ikinci üç ayda azalmış olabilir. Kamunun katkısının olumlu olmaya devam etmesi ise şaşırtıcı olmaz.