Advertisement

Merkez Bankası kısa vadeli politika faizini yükseltmeden parasal sıkılaştırma çabasında.
TL'de munzam karşılıkların artırılması bankaların çeşitli TL yükümlülüklerinin daha yüksek bir bölümünü faiz almadan Merkez Bankası'na mevduat olarak yatırması anlamına geliyor.
Bankalar TL yükümlülükleri için belli bir maliyet ödediklerine göre, artan munzam karşılıkların artmasıyla bankaların TL yükümlülüklerinin maliyeti daha da artmış olacak. O halde, bankalar TL kredileri için daha yüksek faiz talep etmek zorunda kalacak. TL kredileri talebi düşecek. Bankaların TL kredilerini artırmaları yavaşlayacak, belki de duracak. İstenen de bu, büyük bir olasılıkla gerçekleşecek de bu olacak.

TL FAİZLERİ ARTACAK
Merkez Bankası artan munzam karşılıklar yoluyla bankalardan daha fazla TL mevduat alacak. Bankalar TL bulmak için ya kredilerinin bir bölümünü geri çağırmak zorunda kalacaklar (olasılığı sıfıra yakın), ya başka bir kaynaktan TL borçlanacaklar, ya ellerindeki Hazine bonolarının bir kısmını satmaya çalışacaklar, ya da ellerindeki dövizin bir kısmını Merkez Bankası'na ya da piyasada satarak TL'ye dönecekler. Büyük bir olasılıkla bunlardan son üçü olacak.
Bankaların TL'ye ihtiyaç duymaları büyük bir olasılıkla TL mevduat faizlerinin artmasına neden olacak. TL bulabilmek için ellerindeki Hazine bonolarının bir bölümünü satmaya çalışmaları Hazine'nin borçlanma maliyetini artıracak. Bankaların döviz satarak TL bulmaya çalışmaları ise kurlar üzerinde aşağı yönde bir baskı yapacak. Yani, kurlar düşerken, TL faizleri artış eğilimine girecek.
Bankalar ihtiyacı olan TL'yi kısa vadeli Merkez Bankası'ndan da borçlanmak isteyebilirler. Merkez Bankası kısa vadeli politika faizini değiştirmediğine göre, bu faizden bankalar Merkez Bankası'ndan bir hafta vadeli daha fazla TL talep edecekler. Merkez Bankası bu talebi karşılamazsa, bankalar arası gecelik para piyasasında faizler artacak. Bu Merkez Bankası'nın çok arzulamadığı bir durum. Merkez Bankası talep edilen TL kadar bankalara para verirse, munzam karşılıklar yoluyla bankalardan çekilen para açık piyasa işlemleri yoluyla bankalara geri verilmiş olacak. Bu da Merkez Bankası'nın istemediği bir durum. Bundan önceki munzam karşılıkların artırılması aşağı yukarı bu sonucu doğurmuştu. Kısacası, Merkez Bankası ne yaparsa yapsın istemediği bir durumla karşı karşıya. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu var: o da, Merkez Bankası'nın politika faizini artırması.

TL SIKIŞTIRILIRKEN DÖVİZ GEVŞEYECEK
Sorun burada da bitmiyor. Pahalılaşan TL karşısında bankalar daha fazla dövizle işlem yapmaya başlayacaklar. TL'ye yönelik alınan parasal önlemler bir anlamda bankaların döviz borçlanmasını ve bu yolla bilançolarını büyütmelerini teşvik ediyor. Döviz borçlanmak zaten göreli olarak daha az maliyetli. Döviz kredileri de borçlananlar açısından göreli olarak daha az maliyetli. O halde, sıkıştırılan TL yerine, döviz üzerinden bilanço büyütmek hem bankalar hem de şirketler açısından göreli olarak daha az maliyetli olacak. TL sıkıştırılırken, döviz gevşemiş olacak.
TL sıkılaştırılıyor, ama parasal sıkılaştırmanın olup olmayacağı çok şüpheli. Ekonomik birimleri TL kullanmalarından caydırarak etkin bir para politikası yürütmek mümkün değil.
TL sıkılırken, döviz de aynı boyutta, hatta daha da sıkılaştırılabilmeli. Merkez Bankası açısından, TL'yi sıkılaştırmanın yolu politika faizlerini artırmaktan geçer. Dövizde munzam karşılıkları artırma politikası dövizi sıkıştırmanın daha etkin yolu olabilir. Döviz munzam karşılıklarına verilen faizlerde bu alanda kullanılabilir.
Bu haliyle, TL'yi sıkıştırmak döviz kurlarını aşağı yönde baskı altına almak olur.