Advertisement

Mayıs ayında imalat sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.7 büyüdü. Yılın ilk üç ayında imalat sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 14.8 artmıştı. Yılın ikinci üç ayının ilk iki ayında (nisan ve mayıs) imalat sanayi üretimi geçen yılın aynı aylarına göre ortalama yüzde 8.9 daha yüksek gerçekleşti. İlk üç ayla karşılaştırıldığında, imalat sanayi üretimi artışında bir yavaşlama söz konusu.
İmalat sanayi üretim verileri ithalat verileriyle karşılaştırıldığında, üretim artışındaki yavaşlamanın temelde iki nedenden ortaya çıktığı görülüyor: Birincisi dış talep koşulları, ikincisi de ithal malların yerli üretimle ikame edilmesi. Dolayısıyla, iç talep artışı devam ettiği sürece, imalat sanayinde üretim artışının hız kesmesi dış açıklara bir çare olmaktan uzak. Aksine, iç talep büyümesinin tetiklediği ithalatla, dış talep koşullarının engellediği ihracat artışındaki kısıtlama bir araya gelip dış açıklar daha da hızlı artıyor.

ÜRETİM VE İTHALAT

Üretim verilerine göre, yatırım malları üretimi yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 29.5 artmıştı. Nisan ve mayıs aylarında yatırım malları üretimindeki artış aynı bazda yüzde 18.9'a geriledi. Buna karşılık, yatırım malları ithalatı yılın ilk üç ayında dolar bazında ortalama yüzde 51.2 artarken, nisan ve mayıs aylarında artış yüzde 65'e dayandı. Yatırım talebi canlı olmaya devam ediyor. Talep yurtiçi üretimden yurtdışı üretime doğru kayıyor.
Ara malları üretimi yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 14.6 artmıştı. Ara malları üretimindeki artış nisan ve mayıs aylarında ortalama yüzde 6.5 e düştü. Buna karşılık, yılın ilk üç ayında petrol hariç ara malları ithalatı ortalama yüzde 42 artmıştı. Petrol ithalatı konusunda nisan ve mayıs ayları için bir bilgimiz yok. Ama, nisan ve mayıs aylarında petrol fiyatlarının yatay gittiği göz önüne alınırsa, ara malları ithalatındaki artışın nisan ve mayıs aylarında yaklaşık aynı kaldığını söyleyebiliriz.
İç talep artışı ithalatı kamçılıyor, ama dış talep koşullarıyla beraber yurtiçindeki üretimi artırmakta daha yetersiz kalıyor diyebiliriz. Örneğin, yurtiçi talep koşullarının bir göstergesi olarak kabul edebileceğimiz tüketim malları ithalatı yılın ilk üç ayında yüzde 43 artarken, nisan ve mayıs aylarında ortalama yüzde 39 arttı. Artıştaki yavaşlama yok denecek kadar az. İnşaat sektöründeki gelişmelere paralel gelişmeler gösteren mobilya imalatı yılın ilk üç ayında yüzde 17 artmıştı, artış nisan ve mayıs aylarında ortalama yüzde 22'ye tırmandı.


SERT DÖNÜŞ OLMADAN

Milli gelir büyümesi açısından baktığımızda, büyüme oranının yılın ikinci üç ayında birinci üç aya göre daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. İkinci üç ayda belki çift hanelerde büyümedik, ama çift hanelere yakın bir büyüme oranı tutturduk gibi görünüyor. Yılın ilk altı ayındaki ekonomik performans büyüme açısından çok iyi, ama dış açıklar açısından hiç de parlak değil.
İddia edildiği gibi, yılın ikinci yarısında ve özellikle yılın son çeyreğinde dış açıklar açısından bir iyileşme söz konusu olabilir mi? Ekonomi sert bir dönüş yapmadığı takdirde, böyle bir beklenti çok gerçekçi görünmüyor. Yılın ikinci yarısında ekonomik büyüme oranı ilk yarıya göre yarı yarıya olabilir. Ama, dış açıkların artışı da devam eder. Cari işlemler açığının milli gelire oranı yılın ilk üç ayında yüzde 8 e dayanmıştı. Ekonomide sert bir dönüş olmadığı takdirde, bu oranın yıl sonunda yüzde 10 civarında olması şaşırtıcı olmaz.