MIT öğretim üyelerinden Prof. Daron Acemoğlu'nun değerli bir akademisyen olduğu kuşkusuz. Son olarak İstanbul'da katıldığı bir toplantıda yine ilginç mesajlar vermiş.
Acemoğlu "Tasarrufa ödün vermeden olmaz. Yapısal sorunlara yol açar. Bu ödül de faizdir. Türkiye ekonomisi büyüyor. O halde faizin seyri de büyümeye uymalı. Reel faizi sürekli sıfır seviyesinde tutmak iyi olmaz" diyor.
İlk bakışta kendisini faiz lobisinin bir temsilcisi olarak görebilirsiniz. Ancak bilim adamı kimliğiyle ve önyargısız olarak değerlendirdiğinizde doğruyu söylediğini anlarsınız.
CARİ AÇIĞA MERHEM
Türkiye'nin 2000'li yılların ortalarından bu yana kanayan cari işlemler açığı yarasının iç tasarruf eksikliğinin bir sonucu olduğunu artık sağır sultan bile duydu. Acemoğlu da bu sorunu çözmenin yolunu gösteriyor. "Tasarruflarınızı faiz ödünü vererek artırın."
Bu bağlamda yapısal bir soruna dönüşmüş cari işlemler açığı konusunda kısa dönemde alınacak iki önlem var.
Birincisi, faizleri cazip hale getirip şirketlerin ve hanehalkının finansal birikimlerinin artmasına yardımcı olmak, ikincisi ise uzun vadeli finansal varlıkların miktarını yükseltmek ve yatırımlara dönüşmesini sağlamak.
Ne yazık ki son haftalar hariç negatif faizler nedeniyle anaparayı bile koruyamayan bir sistemin de etkisiyle özel tasarruflar milli gelirin yüzde 1 3'ü gibi çok düşük düzeylere indi.
2000'li yılların öncesi reel faizlerin yüksekliği kamu finansmanında sorunlara yol açarken, cari işlemler açığının düşük gerçekleşmesinin de bir parçasıydı.
Bu düzen tersine dönünce kamu finansmanı rahatladı. Buna karşı cari açık yapısal bir niteliğe büründü.
Kuşkusuz bunun bir dengesinin olması gerekiyor. Şimdi kamu finansmanında rahatlamanın yaşandığı bir sistemde, reel faiz vererek özel kesimin tasarruflarının artırılması stratejisinin benimsenmesi lazım.
Son günlerde bunun izlerini görüyoruz. Mevduat piyasasında yüzde 12'lere ulaşan faizler bunun bir işareti.
UZUN VADELİ FONLARI ARTIRMAK
Cari işlemler açığını yapısal bir sorun olmaktan çıkaracak diğer bir önlem de orta ve uzun vadeli tasarrufları artırmak.
Bunun için ise tasarruf sahibine cazip gelecek finansal araçları devreye sokmak lazım. Özel sigorta sistemi, yatırım fonları bunlardan bazıları.
Bu tür finansal araçlar için getirilecek teşvikler, istisnalar ve öncelikler ile sağlanacak olanaklar net getirileri de yukarı çekecektir.
Yatırımlara kaynaklık edecek Türk Lirası cinsinden orta ve uzun vadeli birikimlerin cari açığın çözümünü kolaylaştıracağı kesindir.
Tasarrufları artırmak sözle ya da "az harcayın" nutuklarıyla gerçekleşmez. Kredilerdeki artışın frenlenmesi ise büyümeyi düşürüp tasarruf edilecek fonların azalışına neden olur.
Dolayısıyla ekonomiyi yöneten yetkililerin faiz lobisi takıntısından uzaklaşarak Daron Acemoğlu'na kulak vermelerinde önemli yararlar bulunduğunu düşünüyorum.