Advertisement

Türkiye ekonomisi yüksek büyüme hızı ve kriz sonrası performansı ile en dikkati çeken ülkelerden birisi olduğuna hiç kuşku yok. Bunu Hindistan’ın Delhi kentinde yapılan IIF toplantısında da açıkça gözlemledim.
Kiminle konuşsanız Türkiye’ye bakış açısı olumlu olduğunu anlıyorsunuz. Türk bankacılara da ilgi fazla.
2011 için Türkiye’nin yüzde 5 civarında büyüyeceği, yüzde 6’lık bir enflasyon beklendiği, bütçe açığı ve kamu borcunun milli gelire oranının sırasıyla yüzde 4 ve 40’larda oluşacağı şeklinde genel kabul gören öngörüler toplantılarda ortaya konuldu.
Buna karşı dünyadaki “yeni riskler ve yeni dengesizlikler” anlatılırken, Almanya ve Çin’in bir tarafta, Türkiye ve Brezilya’nın ise diğer tarafta iki ayrı global dengesizlik odağı olarak gösterilmesi ilginçti.
Grafiklerden de izleneceği gibi, Türkiye ve Brezilya 50’şer milyar dolardan 100 milyar dolarlık düzeyindeki cari işlemler açıklarıyla, Almanya ve Çin ise toplam 450 milyar dolarlık cari işlemler fazlalarıyla bu yeni dengesizliklerin kaynağı olarak nitelendiriliyorlar.
Türkiye’nin büyük ülke olduğunu biliyorduk ama küresel cari işlemler dengesindeki yeni risk yaratma niteliğini pek düşünmemiştik.
Bu kez büyüklüğümüzü değişik bir noktadan bize hatırlatıyorlar.



Yunanistan’ın notu

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kurumu Moody’s, Yunanistan’ın notunu üç kademe birden indirerek B düzeyine düşürdü. Bu not Türkiye’nin çok altında.
Moody’s Yunanistan’ın alacaklılarına açıkça “borçlarını ödemeyecek, yeniden yapılandırılmasını isteyecek” şeklinde mesaj gönderiyor.
Yunanlı yetkililer kendilerine haksızlık yapıldığı fikrindeler.
Avrupalılar ise kredi derecelendirme kuruluşlarından hiç memnun değiller. G-20’nin son bildirgesine “bu kuruluşların notlarına olan güvenin azaltılması” konusunu koydurdular.
Atlantik’in öbür yakasındaki ABD yöneticileri ise daha değişik düşünüyorlar. “Kredi derecelendirme kuruluşları kaldırılırsa onların görevini kimin yapacağını” sorguluyorlar. Bunun maliyetini irdeliyorlar.
“Eğer” diyorlar “mevcutların yerine başka seçenek ortaya konulamıyorsa o zaman kredi derecelendirme kuruluşlarının daha etkin çalışmaları için öneriler geliştirelim” yaklaşımını benimsiyorlar.
Avrupa ve ABD arasında bu sürtüşmeler sürerken, bir Amerikan kuruluşu olan Moddy’s’in Yunanistan’ın notunu alarme edici şekilde üç kademe birden aşağı indirmesi bana anlamlı geliyor.