Advertisement

ABD Merkez Bankası (FED) çarşamba günü toplandı. Faizlerini değiştirmedi. FED Başkanı Bernanke toplantı sonrası düzenlediği basın toplantısında açıklamalar yaptı, soruları yanıtladı.
Bizim Merkez Bankası da (TCMB) dün Para Politikası Kurulu da beklenildiği gibi faizlere dokunmadı. Yayınladığı bildiride ise ileriye dönük bir mesaj da vermedi. Yeni bir söylem geliştirmedi.
Bu kararlar, açıklamalar ve uyguladıkları para politikaları çerçevesinde iki merkez bankasını karşılaştırdım. Şöyle sonuçlara vardım.
■ FED ABD ekonomisinin canlanması için büyük çaba sarf ediyor.
TCMB ise aşırı ısınan ekonomiyi soğutmaya ve cari işlemler açığını küçültmeye çalışıyor.
Aralarındaki fark FED çabalarını doğrudan kamuoyu ile paylaşırken, TCMB "aşırı ısınmayı" değil "aşırı kredi genişlemesini" önlemeye çalıştığını söylüyor. Bunu da bankaların sağlığı ya da teknik ifadesi ile finansal istikrarı korumak için yaptığının altını çiziyor.
■ Siyasi baskı iki merkez bankası üzerinde de mevcut.
ABD Başkanı başarılı olmak ve ikinci kez seçilebilmek için ekonominin canlanmasını, işsizliğin düşürülmesini istiyor. Bu iki konuda görevli merci olan FED üzerinde yoğun bir baskı uyguluyor.
Bu nedenle de FED politika faizlerini yükseltmek istese de gerçekleştiremiyor.
TCMB ise başbakandan kaynaklanan "sıfır faiz" direktifi ile köşeye sıkışmış bir durumda. Faizleri artıramıyor. Diğer para politikası araçlarını faiz silahı olamadan kullanmaya çalışıyor. Bunların da sonuçlarını bekliyor. Bekle-gör politikası izliyor.
■ Enflasyon FED için önemini koruyor. Son toplantıda fiyat artışlarının geçici olduğuna vurgu yaparken, enflasyonist eğilimlerin baskı altında tutulduğu kelimesini kullanmadı. Tehlikeyi hâlâ hissediyor.
TCMB ise enflasyon konusunda geçmişteki şahinliğini biraz hafifletmiş durumda. Orta
vadede yıllık yüzde 5 ya da 7 oranlarında fiyat artışlarını makul görüyor.
■ FED enflasyon hedeflemesine dayalı para politikasına geçmeye hazırlanıyor. Çarşamba günü toplantı sonrasındaki basın toplantısında Bernanke, sıfır faiz düzeyinin Taylor Kuralı' na uygun olduğunu söyledi.
Taylor Kuralı' nın enflasyon hedefli para politikasının pragmatik ve teorik altyapısını oluşturduğunu hatırlatalım.
TCMB ise faiz aracını kullanmadaki arıza nedeniyle enflasyon hedeflemesinden uzaklaşmaya başladı. Taylor Kuralı' nı uygulayıp uygulamadığı konusunda açıklamaları pek yok.
■ Kısa dönemli fiyat artışları konusunda FED ve TCMB aynı tonda konuşuyorlar. İkisi de artışların geçici olduğuna inanıyor.
FED çarşamba günkü toplantı sonrası açıklamalarında halen gözlenen fiyat artışlarını küresel düzeyde tedarik sistemindeki bozulmalara ve Japonya'nın deprem sonrası sorunlarına bağladı.
TCMB ise erik ve kiraz gibi gıda ürünlerinde gözlenen fiyat yükselişlerinin enflasyonu hızlandırdığına dikkati çekiyor. Haziranda gıda fiyatlarında belirgin bir düşüş bekliyor.
■ FED sisteme verdiği likiditeyi kriz sırasında geliştirdiği ve QE denilen programlara göre genişletti. Hem kendi hem de dünya finans piyasalarına 1.7 trilyon dolar dolar enjekte etti. Şimdi bunu nasıl çekerim diye düşünüyor.
TCMB ise grafikten de izleneceği gibi 2010 başlarında verdiği likiditeyi azaltmaya başladı. Yeni "politika bileşimi" diye adlandırdığı önlemler sonrası ise Açık Piyasa İşlemleri yoluyla verdiği likiditeyi süratle artırdı. Net APİ tutarı 20 Haziran tarihi itibarıyla 55 milyar TL'ye ulaştı.
Bu likiditenin çekilmesi ya da artırılasına ilişkin bir belirginlik yok.
Özetle gerek FED gerekse TCMB ayrı hedeflere bazen birbirine benzeyen bazen de ayrılan araçlarla ulaşmaya çalışıyorlar.