Advertisement

Seçimlere yaklaşık 1 ay kaldığı için Meclis'e girmesi beklenen 3 partimizin seçim beyannamesinden piyasalara bakışlarını aktaralım istedik. İlk olarak Milliyetçi Hareket Partisi ile başlıyoruz. MHP, 2011 Haziran seçimlerinden sonraki 2015'e kadar sürecek dönemi Birinci MHP Dönemi olarak adlandırıyor. 2011 -2015 yıllarını kapsayan Birinci MHP dönemi, "onarım ve toparlanma" dönemi olacaktır. Yıllık ortalama en az % 7 büyüme ve yıllık 700 bin yeni istihdam sağlanacağı bu dönem sonunda, GSYH 1.1 trilyon dolara, kişi başına gelir 14 bin dolara, ihracat 200 milyar dolara yükselecek ve istihdam 25.5 milyon kişiye ulaşacaktır.
MHP seçim beyannamesine göre, uluslararası standartlarda sağlıklı işleyen bir finansal sistem oluşturulacak, finansal sistemin tüm unsurları güçlendirilecek ve sağlıklı bir yapıya kavuşmaları sağlanacaktır. Başta bankacılık sektörü olmak üzere, finansal piyasaların milli niteliğinin korunmasına özen gösterilecektir. Sermaye piyasasına gelince, aynı millilik vurgusu seçim beyannamesinde aynen şu ifadelerle yer almaktadır:
"Sermaye piyasaları geliştirilecek. Sermayenin tabana yayılması diğer bir temel hedefimizdir. Bu itibarla, başta menkul kıymet Borsaları olmak üzere sermaye piyasalarının gelişimi ile yabancı yatırımcı etki ve kontrolünden kurtulmasını sağlayacak tedbirler alınacak, daha fazla küçük ve orta ölçekli yurtiçi yatırımcının sisteme girmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmek suretiyle de piyasaların yeterli derinliğe kavuşması temin edilecektir. Yurtdışı para, menkul kıymet ve mal piyasaları ile ilişki ve işbirliği geliştirilecektir. Şirketlerin borsaya girişi teşvik edilecek, kurumsallaşmalarını özendirecek kolaylıklar getirilecektir. Borsada manipülasyon yapanlar mutlaka engellenecektir. Güven kaybına neden olacak unsurlar ortadan kaldırılacak, uluslararası kuruluşlar ve borsalarla ilişkiler artırılacaktır. Ancak, İMKB mevcut yapısını koruyacak ve özelleştirilmeyecektir." Görüldüğü üzere, piyasaların yabancı kontrolünden kurtarılması, manipülasyonların önlenmesi ve İMKB'nin mevcut yapısının korunarak, özelleştirilmeyecek olması MHP'nin dikkati çeken seçim vaatleri arasında öne çıkıyor.
Özelleştirmede halka arz yönteminin esas olacağı ve stratejik kuruluşların özelleştirilmesinde seçici olunacağı beyannamede yer alıyor. Dikkati fazlasıyla çeken bir husus, düzenleyici ve denetleyici kurumların yeniden yapılandırılacak olması. Bu haliyle, hükümetin son günlerdeki açıklamalarıyla birebir örtüşüyor. Beyannameye göre, mevcut kurulların yeniden yapılanmaları ile yeni düzenleyici kurul kurulması, idarenin bütünlüğü ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde ve kaynak israfına yol açmayacak şekilde değerlendirilecektir. Tüm finansal piyasaların daha sağlıklı ve istikrar içinde işlemesini ve dengeli ekonomik büyümeye katkıda bulunmasını sağlamak üzere; bankacılık, sermaye piyasası, sigortacılık ve diğer mali sektörü kapsayacak Mali Piyasalar Kurumu; haberleşme, iletişim, ulaştırma, enerji, tarım, ilaç piyasalarının düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla Sektörel Düzenleme Kurumu oluşturulacak, Rekabet Kurumu ise yeniden yapılandırılacaktır. Görüleceği üzere, SPK'nın ortadan kaldırılması konusunda MHP'nin de ciddi bir düşüncesi mevcut.
Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Para Kredi Koordinasyon Kurulu ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun birleştirilmesiyle Ekonomik ve Mali İşler Yüksek Kurulu oluşturulacak ve bu dört kurulun işlevlerinin yanı sıra tüm ekonomik ve mali işlerle ilgili eşgüdümün sağlanması bu kurulca yerine getirilecektir.