Advertisement

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in salı günü gerçekleştirdiği basın toplantısında, 2012 yılının ilk 9 aylık bütçe gerçekleşmesi ve 2013 yılı bütçe hedefleriyle ilgili sunumda, 2013 yılı için hane halkı tüketim harcamalarının fazla canlandırılmayacağını ifade etmesi önemli bir noktaydı. 2011 yılında reel, yani enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 7.8 artan hane halkı tüketim harcamaları, yüzde 8.5 düzeyindeki büyümeye katkı sağlamış olmakla birlikte, cari açığın da 78 milyar dolarla rekor düzeye ulaşmasında da rol oynadı.
Alınan her makro ekonomik tedbirin etkisini ancak 6 ayda gösterdiği gerçeğinden hareketle, TCMB ve BDDK tedbirleriyle etkisi güçlendirilen "yumuşak iniş" süreci, 2012 yılı büyümesinde daha etkili hissedildi ve hane halkı tüketim harcamalarının 2012 yılındaki reel artışı yüzde 0.6 düzeyine geriledi. Bir yıl içinde yüzde 7.8'lik artıştan yüzde 0.6 artışa gerilemek iş dünyası açısından hoş olmasa gerek. Bu sert yavaşlamanın bir uzantısı olarak, vergi gelirlerindeki performans da düştü ve bütçe açığı tahmini 21 milyar TL'den 33 milyar TL'ye revize edildi.

FAİZ DIŞI HARCAMADA REEL ARTIŞ ÇOK YÜKSEK
Başbakan Erdoğan'ın da onayı doğrultusunda, 2012 yılında gerçekleştirilen personel alımı ve kamuda farklı kurumlarda aynı görev ve pozisyona sahip kamu çalışanları arasındaki maaş, ücret uyumsuzluklarının giderilmesine yönelik düzenlemeler sonrasında, personel harcamaları başta olmak üzere faiz dışı bütçe harcamalarının ciddi ölçüde arttığını gözlemledik. Bir önceki yılın ilk 9 ayında 55 milyar TL olan personel giderleri, 2012 yılının ilk 9 ayında 66 milyar TL ye gelmiş durumda. Yüzde 20'lik artış, yıl sonu için tahmin edilen yüzde 7.4'lük enflasyonun çok üstünde ve reel olarak ciddi bir artışa işaret ediyor.
Cari transferlerde ise 80 milyar TL den 97 milyar TL ye, yüzde 21'lik artış söz konusu. Tüm faiz dışı bütçe harcamalarındaki yüzde 18'lik artış, vergi gelirlerindeki yüzde 8'lik artışa 10 puan fark atıyor. O halde, bütçe açığının 21 milyar TL den 33 milyar TL ye sapması şaşırtıcı olmamalı. Hatta, eğer eylüldeki ek vergi düzenlemeleri olmasaydı, tablo daha da kötü olabilirdi. Vergi gelirindeki artışın zayıf kalmasında, hem hane halkı tüketim harcamalarındaki ciddi ivme kaybının, hem de ithalattaki ivme kaybından dolayı gözlenen vergi performans düşüklüğünün etkisi var.

TÜTÜN MAMULLERİ VERGİ AYARLAMASI KAÇINILMAZ
Bu durumda, 2013 yılı açısından, tütün mamullerine yönelik vergi ayarlamasından başlayarak ek önlemler kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü Maliye Bakanı Şimşek in de salı günü altını çizdiği üzere, "yumuşak iniş" sürecinden Türk ekonomisinin göreceli olarak daha canlı olacağı bir döneme yumuşak geçiş isteniyor. Yüzde 4'lük büyüme için hane halkı tüketim harcamalarındaki artışın reel olarak yüzde 3 ü geçmemesi isteniyor. 2013 yılında bütçe açığının reel olarak büyümemesi için bütçe gelirleri sağlam tutulacak ise ekonomideki hareketlenmenin sağlayacağı vergi geliri kıpırdaması yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, hafif ticari araçlara ek ÖTV dahil, gelir vergisindeki imtiyazların kaldırılması dahil, her seçenek masada olacak. 2013 yılında daha fazla vergi için ekonominin çok ısınması, cari açık ve enflasyon açısından ciddi risk. Bu nedenle, kendimizi şimdiden ek vergilere hazırlayalım.