Advertisement

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Türk-Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK) organize ettiği ve Amerikan Türk Topluluğu'nun önemli katkı sağladığı iki günlük New York çıkarmasından başlayarak 12 gündür yurtdışındayım. Bu nedenle geçen hafta yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Ahmet Ertegün'ün önderliğinde kurulduğundan bu yana 60 yılı geride bırakmış olan The American Turkish Society'nin ve Başkanı Murat Köprülü'nün, ayağı kırık olmasına rağmen, ciddi çabasıyla 18 Ekim Perşembe gecesi The Plaza Oteli'ndeki gala yemeği ile 19 Ekim Cuma günü önce Goldman Sachs binasında, ardından Conrad Oteli'ndeki toplantılar çok başarılı geçti.
Özellikle, sürdürülebilir diaspora stratejisi ile Türk diasporasının dünyadaki en etkin diasporalardan biri olması yolunda çalışmalar gerçekleştirmek amacıyla DEİK bünyesinde oluşturulan Dünya Türk İş Konseyi'nin (DTİK) Muhtar Kent'in ev sahipliğindeki New York buluşması hayli önemliydi. Türk diasporasının, başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteren ve o ülkelere yerleşmiş Türk işadamlarının ilgili ülkeler ile Türkiye arasında ekonomik ilişkileri geliştirecek, Türkiye'nin ihracat hacmini artırıcı çabalar sarf etmeleri çok önemli.

TÜRKİYE YABANCI YATIRIMCILARIN CİDDİ ANLAMDA RADARINDA

Özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Goldman Sachs binasındaki mükemmel sunumu ve ardından Türk diasporasıyla bir araya geldiğinde DEİK bünyesinde çaba sarf eden işadamlarının Türkiye'nin uluslararası marka değerine önemli katkı sağladıkları yönündeki sözleri, hem ABD'li yatırımcıların yoğun ilgisine mazhar oldu, hem de TAİK başta olmak üzere DEİK bünyesinde yoğun çaba sarf eden iş konseyleri açısından motivasyon sağladı.
ABD'nin uluslararası düzeydeki şirketleri açısından, Türkiye'nin küresel kriz sürecinde reformlarını ısrarla sürdüren, makro dengelerini korumak için ciddi çaba sarf eden ve uluslararası derecelendirme notunu da artırmayı başarmış ülke olması, Türkiye'ye olan ilgiyi yoğunlaştırmış durumda.
Başbakanlık Yatırım, Destek ve Promosyon Ajansı üst yönetimi de, olağanüstü bir tempoyla toplantılarda ABD'li yatırımcıların ve ABD'ye yerleşmiş, bununla birlikte Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünen Türk diasporası işadamlarının yeni teşvik sistemi ve Türkiye'ye yatırımın hangi gerekçelerle cazip olduğu hususlarındaki soru ve meraklarını cevaplandırdı. Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in 9 Kasım'a kadar Türkiye'nin yeni not değerlendirmesini açıklama ihtimalinin kuvvetli görüldüğü bir ortamda, Türkiye'nin en düşük yatırım yapılabilir ülke notuna ulaşması, sadece portföy yatırımları açısından değil, doğrudan yatırımlar açısından da önemli bir gelişme olacak.

CUMHURİYET'İN 100. YILINA 'A' DÜZEYİNDE NOTLA GİRMELİYİZ

Fitch'in Türkiye'nin not değerlendirmesinde bir kademe daha artışı uygun görmesi yönünde beklentinin kuvvetli olması, sadece yerli yatırımcılar ve profesyoneller tarafından dillendirilen bir konu değil hiç kuşkusuz. Uluslararası düzeyde de bu beklentinin kuvvetli olduğunu ve fiyatlandırıldığını gözlemliyoruz. Bu nedenle, bu beklentinin gerçekleşmemesi gerek yurtiçi piyasalar, gerekse yurtdışı piyasalar açısından beklenmedik ve şaşırtıcı bir gelişme olacak. Ancak Türkiye'nin notunun "en düşük yatırım yapılabilir ülke" derecelendirme (reyting) notuna yükselmesi, mutlu olabileceğimiz bir konu değil. Türkiye'nin makro ve mikro reformlarını sürdürerek, esasen en az "A" kategorisinde bir nota ulaşması gerekiyor. 100. yıla 11 yıl kala, Türkiye en az 1.5 yılda bir notunun artacağı ekonomik performans gösteremez ise Cumhuriyet'imizin 100. yılını buruk kutlamak durumunda kalabiliriz.