Kıdem tazminatı fonunda işçi ve işveren tarafının görüşleri nedir?
-
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, önceki gün yaptığı açıklamada kıdem tazminatı fonunun yıl sonuna kadar hayata geçirileceğini açıkladı. Albayrak'ın bu açıklamasıyla kıdem tazminatı bu yıl çalışma yaşamının en önemli konusu haline geldi
Kıdem tazminatı fonu kurulması 1970’li yıllardan beri Türkiye’nin gündeminde bulunuyor. 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesinde konu şöyle düzenlendi:
- İşveren sorumluluğu altında ve sadece yaşlılık, emeklilik, malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak kaydiyle Devlet veya kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurumlarda veya % 50 hisseden fazlası Devlete ait bir bankada veya bir kurumda işveren tarafından kıdem tazminatı ile ilgili bir fon tesis edilir. Fon tesisi ile ilgili hususlar kanunla düzenlenir.
2003 yılında çıkartılan 4857 sayılı yeni İş Kanunu’nun geçici 6. maddesinde de şöyle denildi:
“Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.”
Konu 2013 yılındaki 10. Çalışma Meclisi’nde tüm boyutlarıyla ele alındı. Son olarak 2017 yılında, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tarafları bir masa etrafında toplayarak görüşlerini aldı. Uzlaşma sağlanamayınca da konu gündemden çıkartıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamasıyla konu yeniden Türkiye’nin gündemine girdi. Önümüzdeki dönemde çok konuşulması beklenen kıdem tazminatıyla ilgili tarafların bugüne kadarki görüşlerini hatırlatmak istedik.
TÜRK-İŞ: MEVCUT SİSTEM DEVAM ETSİN
TÜRK-İŞ’in 2017 yılında bakanlığa gönderdiği görüş yazısının ana hatları şöyle: