Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

Türk Lirası, iktidardaki AK Parti'nin geçen hafta koalisyon kurmayı başaramadıklarını açıklaması ve bunun sonucu ülkenin altı ayda ikinci seçimine doğru hareketlenmesinin ardından serbest düşüşe geçti.

Siyasal istikrarsızlıkla birlikte, üç yıldır süren barış sürecinin bozulmasının ardından artan terör olayları, yatırımcıların Türk Lirası'ndan kaşmasına neden oldu ve bunun sonucu kur Perşembe günü tarihinde ilk kez 3 seviyesini aştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Cemil Ertem, bu seviyenin, eğer Türkiye ekonomisini daha rekabetçi hale getirirse kötü bir durum olmayabileceğini söyledi.

Ancak beş nedenden bu durumun tersi doğru olabilir;

1- Türkiye'de şirketlerin Döviz açık pozisyonları Mayıs itibariyle 180 milyar dolar seviyesindeydi ve bu, Türkiye'nin gayrı safi yurtiçi hasılasının dörtte birine yakın bir seviyeyi işaret ediyor.

Türk Lirası'ndaki zayıflık İstanbul'da Alan Menkul değerler AŞ genel müdür yardımcısı Yeliz Karabulut'un Bloomberg News'a yaptığı değerlendirmeye göre, borçları daha pahalı hale getirir ve içeride yatırımların düşmesine neden olabilir ve hatta iflaslara yol açabilir. Öte yandan, Karabulut'a göre, eğer yetkililer lirayı koruma yönünde adım atarsa, şirketler yavaş büyümenin sıkıntısını çekecek.

Karabulut, "Merkez Bankası ne yaparsa yapsın, şirketler çok zor bir pozisyonda" şeklinde görüş bildirdi.

2- Merkez Bankası istese bile, Türk Lirası'nı destekleme kapasitesi kısıtlı. Faiz artırımının konuşulması hükümetin tepkisini çekerken, doğrudan müdahale durumunda ise, satacağı çok fazla döoları yok.

Merkez Bankası'nın net döviz rezervi 30 milyar doların hafif üzerinde ve bu seviye, Türkiye'nin 75 milyar dolar olan finans dışı şirketlerinin kısa vadeli döviz borcunun oldukça altında. Merkez Bankası ayrıca, Rusya ve İran'dan doğalgaz alımları için kamu şirketlerine de dolar satıyor.

İstanbul^da Finansbank ekonomisti Deniz Çiçek, "Çok az dövize sahip olması, Merkez Bankası'nın müdahale edemeyeceği anlamına geliyor," dedi ve "Diğer önemli silah faiz. Ancak siyasetçilerin bu silahtan hoşlanmadığını biliyoruz" şeklinde konuştu.

3- Zayıf lira ayrıca, Merkez Bankası'nın, yıl sonu yüzde 6.9'a ulaşacağı tahmin edilen ve Merkez Bankası'nın hedefini ard arda beşinci yılda da aşmaya hazırlanan enflasyonla mücadelesini de karmaşık hale getiriyor.

Türkiye'nin elektronikten enerjiye ve ağır makineye, neredeyse herşeyi ithal ettiği dikkate alındığında, ülkenin ekonomi çarı olarak görülen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın para biriminin değer kaybının malların maliyetleri üzerinde negatif etkisinin olacağını defalarca söylemesi şaşırtıcı değil.

4- Aynı zamanda, yabancı yatırımcılar Merkez Bankası'nın harekete geçmesini beklemiyor ve bu yıl rekor miktarda ülke tahvili satışı yapıyor. İki yıl vadeli tahvillerin faizi bu yıl 300 baz puanın üzerinde yükseldi ve bu, gelişen ülkeler arasında en hızlı yükselişi işaret ediyor.

5- Hanehalkı ve şirketler de soluk aldırmıyor ve ne zaman fırsat bulsa döviz karşılığı Türk Lirası'ndan çıkarak yetkililer için durumu daha da zor hale getiriyor. Hanehalkı ve şirketler, TL'ye olan güvenin erimesiyle birlikte, döviz mevduatlarını toplam mevduatın yüzde 44'ün eçıkardı ve bu seviye son 10 yılın en yükseğini işaret ediyor.

-Bloomberg News-