Trump 'müesses nizam' ve ABD demokrasisinin geleceği
-
Bazı yorumcular ABD'nin müesses nizamının Trump başkanlığında hayatiyetini sürdürüp sürdüremeyeceği konusundaki şüphelerini açıkça ifade ediyor
Donald Trump, 20 Ocak'ta yemin ederek Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) yeni başkanı olacak. Trump daha önce herhangi bir resmi görevde bulunmadığından ve sorgulanabilir ahlaki yönü, tartışmalı görüşleri, batırmış olduğu şirketleri ve devasa egosu bakımından hem ABD toplumu hem de dünya, görev süresinin başlamasını kaygıyla bekliyor. Kimileri, Trump'ın Amerika'nın demokrasi deneyimini nihayete erdireceğine dair inancını dahi dile getirdi.
Ünlü İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm 2002 yılında 20. yüzyıla dair şahsi düşüncelerini, Amerika'ya dair şimdiye dek rastladığım, en isabetli yorumlarla bitirmişti. Söz konusu kitabı Interesting Times'ın son bölümü, ABD'nin siyasi sistemini aşağıdaki şekilde özetliyor:
"ABD, en azından toplumsal hayatı itibariyle, vasatlarla işlemeye ayarlı bir ülkedir, çünkü bu şekilde olmak zorundadır ve 20. yüzyılda bunu yapabilecek derecede zengin ve güçlü olabilmiştir. ABD, siyasi hayatım boyunca, Franklin Delano Roosevelt, Kennedy ve Nixon gibi üç muktedir başkandan sonra başkanlık makamına, ne bu görev için gereken nitelikleri taşıyan ne de bu görevi yapması beklenen kişilerin apar topar getirildiğini ama [buna rağmen] bu kişilerin ABD ve dünya tarihinde gözle görülür bir farklılık yaratmadığını gördüğüm yegane ülkedir. Bu açıdan bakıldığında yüksek siyaset kavramının üstünlüğüne ve büyük insanlara inanan tarihçiler ABD'yi anlamlandırmak konusunda güçlük yaşarlar." (s. 409)