Advertisement

Eski Hindistan Merkez Bankası Başkanı Raghuram Rajan Davos Zirvesi’nde Bloomberg HT’nin sorularını cevapladı.

Zirve hakkında değerlendirmede bulunan Rajan, Davos’ta karışık bir resim olduğunu ve daha fazla globalleşmenin önemini vurgularken, küresel tedarik zinciri için alternatiflerin sıkça konuşulan konular arasında olduğunu söyledi.

Rajan, “Mallar anlamında birçok global tedarik zincirleri bir alternatif arayışında, ülkelerin artık çiplere olan bağımlılığı ile ilgili konular var. Mesela tedarik zincirlerinin Çin’e doğru kayması ile ilgili konuşmalar var. İyi yanına bakacak olursak tersine globalleşme işaretleri de görüyoruz ama daha fazla globalleşme imkanları da var. Pandemi boyunca uzaktan hizmet sunmayı öğrendik bence burada daha fazla şey yapılabilir.

Uluslararası sermaye akışları ile ilgili alanlarda hâlâ çok yol kat etmemiz lazım. Mesela global finansla ilgili ortada fırsatlar var en önemlisi daha fazla göç göreceğiz. Göçmenleri yerleştirme konusunda daha iyi bir iş çıkarabilir miyiz? Türkiye etrafındaki çatışmalardan dolayı çok fazla göçmen ağırlıyor önümüzdeki günlere baktığımızda iş birliğine ihtiyaç var ama daha fazla globalleşme lazım daha az değil” dedi.

“Enflasyonun indirileceği konusunda iyi bir ümit var”

Merkez Bankaları hakkında değerlendirmede bulunan Rajan sözlerine şöyle devam etti:

“Merkez bankalarının enflasyonu indirebilecekleri konusunda iyi bir ümit var. Makul parametreler var elimizde. Ekonomilerin hâlâ dirençli olduğuna bakacak olursak hâlâ bir şeyler yapmaları lazım bunu ayarlamaları lazım, çok fazla veya çok az olmamalı. Durgunluk olacaktır, umarım bunlar yayılmaz. İnsanların işten çıkarılmadığı ve aşağı yönlü yayılmadığını görmek isteriz. Finansal hizmetler, global finansal krizden daha dirençli. Biz başımıza gelene kadar nereye gideceğini bilemiyoruz. Ondan sonra kimin kırılgan olup olmadığını anlayabiliyoruz. Bu sefer ümidimiz bir resesyon olursa bile bunun nispeten ılımlı bir resesyon olması. Merkez bankaları enflasyonun indiğini görmek istiyor ancak ondan sonra faiz indirebilir. En kötüsü resesyona rağmen enflasyonun düşmemesi olur ki umarım böyle bir şey olmaz.”

"İmkanı olmayan nasıl korunacak?"

Merkez bankalarının bağımsızlıklarının sanayileşmiş ülkelerde bile mükemmel olmadığının altını çizen Rajan, “Merkez bankalarının üzerinde çok fazla baskı var. Merkez bankaları kanunla korunuyor dahi olsa bile aslında eylemlerle korunur. Bu açıdan merkez bankalarının gerçekten korunuyor olması önemli” diye ekledi.

Türkiye hakkında değerlendirme bulunan Rajan, “Yüksek enflasyon görüyoruz ama daha şaşırtıcı olan ekonomik faaliyetin yavaşlamaması. Önemli olan bunun sonuçlarının nasıl dağıldığı, acıyı kimin üstlendiği... Bazen yüksek enflasyon varken sofistike ve büyük firmalar bunu yönetebiliyor çünkü elinde başka araçlar var. Asıl imkanı olmayanlar bundan yakınıyor. Önemli olan bu acının sıkıntının nasıl dağıldığı bence. Türkiye’nin çözmesi gereken konu bu” dedi.

Roche Holding’in Yönetim Kurulu BaşkanıYardımcısı Andre Hoffmann Davos zirvesinde Bloomberg Ht’ye verdiği röportajında “Bir taraftan doğa bizim tedarikçimiz ve onun sayesinde hayatta kalıyoruz, öte yandan da sanki doğaya baskın olmamız, onu kullanmamız gerekiyor gibi düşünülüyor. Bence doğayla olan ilişkimiz işbirliği içinde olmalı, çünkü hepimiz aynı gezegende yaşıyoruz” dedi.

Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nun başlığı’nın ‘Bölünmüş bir dünyada işbirliği’ olduğunu hatırlatan Hoffmann “Biz bu bölünmeyi politik olarak daha çok görüyoruz. Burada doğanın kaybının tehdidi hepimizi ilgilendiriyor. Doğa jeopolitik bir sınırla sonlanmıyor. Dolayısıyla bizi birleştirecek bir ilişki bulmamız lazım. Doğa ile insanın nasıl birlikte çalışacağına bakmalıyız” ifadelerini kullandı.

Hoffmann “Biz sistemimizi kısa vadeli karları maksimize etmek üzerine kuruyoruz. Eğer kapitalizmin bizim için daha fazla işe yaramasını istiyorsak muhasebe sistemini değiştirmemiz lazım. Sosyal sermaye, insan sermayesi ve tabi sermaye olmak üzere 3 kaynak var. Bunlara bakarak yeni bir muhasebe sistemi sunuyorum. Böylece ölçebildiğimiz şeyleri yönetebiliriz. Burada sadece rakamları değil da etkilerini de ölçüyoruz. Eğer sürdürülebilir kapsayıcı refahın yolunu bulamazsak muhtemelen bu gezegenin tadını çıkarmayı pek uzun süre başaramayacağız. Pandemi ile bizim sistemimizin çok da dirençli olmadığını farkettik. Mevcut sistem amaçlarımıza hizmet etmiyor” şeklinde konuştu.

Davos Zirvesi’nde Bloomberg HT yayınına katılan Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, şirketin halka arz planları ve enerji sektöründeki son gelişmeleri değerlendirdi.

Zaimler, Davos 2023’ün konusunun “Parçalanmış bir dünyada iş birliği” olduğunu vurguladığı konuşmasında, dünyanın mevcut durumdan vazife çıkararak dönüşüm yapmaya çalıştığını söyledi.

Bütün ülkelerin önce arz güvenliğini sağlamaya çalıştığını belirten Zaimler, “Yenilenebilir enerji potansiyelini daha hızlı devreye sokmalıyız.” dedi.

Enerji sektöründe küresel olarak yaşanan son gelişmelere değinen Zaimler, Almanya’da artan enerji maliyetinin fiyatlamalara yansıdığını ve Almanya’da farklı olarak enerjide ihtiyaç sahiplerinin direkt desteklediğini söyledi. Türkiye’deki keşfedilen doğal keşiflerinin enerji sektörüne etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zaimler, “Gaz keşifleri çok önemli ama daha büyük resmi bugün değiştirecek keşifler değil.” ifadelerini kullandı.

Zaimler, Enerjisa’nın stratejik ve halka arz planları hakkında yaptığı açıklamada, “Yenilenebilir enerjinin portföy payını yüzde 60'a çıkarmak için planımız hazır. Enerjisa üretim tarafı için şu anda halka arz planımız yok.” dedi.

Davos Zirvesi’nde Bloomberg HT yayınına katılan The Sandbox'ın Kurucu Ortağı Borget Sebastien, Metaverse dünyasına ilişkin gelecek dönem beklentilerini değerlendirdi.

Borget Sebastien, şu anda dünya nüfusunun yarıdan fazlasının dijital çağda olması sebebiyle giderek daha fazla içeriğin online olarak tüketildiğini söyledi. Metaverse’e geçtiğimiz 18 ay içerisinde çok ciddi düzeyde artan bir ilginin olduğunu dile getiren Sebastien, “Açık bir Metaverse oluşturmak gerekli ve böylece kullanıcılara kendi dijital verilerine tamamen sahip olma imkânı vermemiz lazım.” dedi.

Sebastien, sözlerine şöyle devam etti:

2022, resesyon, enflasyon, savaş derken zor bir yıl oldu. Her ne kadar zorluklar olsa da girişimciler için fırsatlar da var. Buradaki dünya liderlerinin bunu nasıl inşa edebileceğimizi konuşması gerekiyor. Online platformlar ve jetonlar için artan bir kullanım olacağını düşünüyorum. Nihayetinde ben bütün metaverse sektörlerinin çok fazla büyüme potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum.

“Türkiye pazarına yönelik çok heyecanlıyım”

Türkiye’deki oyun pazarı hakkında da konuşan Sebastien, “Türk pazarıyla ilgili çok heyecanlıyım. Genelde oyun pazarına çok uyum sağladığını görüyorum. Zynga gibi firmaların olduğu büyük bir oyun kültürü var ve çok ciddi bir kripto adaptasyonu da var” dedi.

Türkiye’de 8 milyon kişinin bir cüzdana sahip olduğunu ve kripto varlıklar ve jetonlarla işlem yaptığını belirten Sebastien, bu durumun kullanıcıların ciddi bir şekilde teknolojinin faydalarını anladıkları anlamına geldiğini söyledi.

Türk dizi sektörüne de değinen Sebastien, “Televizyon dizilerine, filmlere ve oyunculara baktığımızda çok gelişmiş olduğunu görüyoruz. Pakistan ve Hindistan gibi yerlere de bunları ihraç ediyorlar. Bütün bunları bir araya getirdiğimiz zamanda Türkiye’yi çok iyi bir pazar haline getiriyor.” ifadelerini kullandı.

Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Davos gündemini BloombergHT'ye değerlendirdi. Davos’ta iki tane önemli gündem olduğunu belirten Doğan, "Bunlardan biri kutuplaşmış dünyada işbirlikleri. Pandemiden çıktıktan sonra dünya ciddi zorluklarla karşı karşıya. Dünyanın her bölgesinde 1980’den beri görülmemiş enflasyon, Ukrayna savaşıyla tetiklenen bir enerji krizi ve 2023 için ekonomik durağanlık beklentisi hakim oldu" dedi.

Gündemin ikinci önemli maddesinin de yapay zeka olduğunu belirten Doğan, "Yapay zeka avukatlıktan doktorluğa birçok meslek kolunu birçok mesleği ortadan kaldırıp insanlığı büyük bir felakete mi sürükleyecek yoksa hizmetlere ve servislere erişimin maliyetini sıfıra indirip tüm dünyayı büyük bir refah seviyesine mi çıkaracak? Bu iki uç arasında tartışmalar oluyor. Yapay zekayı nasıl uygulamalı ve regüle etmeliyiz? Yapay zekadan doğacak olan serveti ve gücü nasıl paylaşmalıyız?

Bu konuda Dünya Ekonomik Forumu’ndan tartışılan alanlardan biri de Çin’in yapay zeka yatırımları ve Batı’nın bunun karşısında aldığı önlemler. Bir tarafta Batı kendi teknoloji şirketleriyle nasıl regülasyonlar uygulayacağını çalışırken diğer taraftan da kendi güvenlikleri için Çin’in Batı teknoloji şirketlerini satın almalarını yasakladılar" ifadelerini kullandı.

"Teknolojinin yapıcı gücüne inandık"

Hepsiburada olarak kendi yapay zeka çalışmalarını da sürdürdüklerini söyleyen Doğan, "Bizim Türk Patent Enstitüsü’nün de patent verdiği bir rota optimizasyon uygulamamız var. Gerçekten derin makine öğretisiyle ve yapay zekayla kuryelerimizin kat ettiği yolu yüzde 8-10 oranında azalttık. Bizim yapay zekaya yaklaşımımız teknolojinin yıkıcı değil yapıcı gücüne inanmak oldu" dedi.

E-ticaret tarafında uygulanan düzenlemelere de değine Doğan, "E-ticaret tarafındaki düzenlemelerle ilgili öncelikle şunu söylemek lazım. Serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı işleyebilmesi için düzenlemeler gereklidir. Ben serbest ve liberal ekonomiye inanan bir insanım. Liberal ekonomide düzenleme olmaz diye birşey yok. Düzenlemenin olmadığı yerde adalet olmaz, şeffaflık olmaz, adil rekabet olmaz, tekelleşmeye gider.

Yasayı gerek biz gerek izim yabancı yatırımcılarımız yasayı destekliyor. Hepsi Burada’nın yatırımcıları arasında dünyanın en büyük yatırımcıları var. Yabancı yatırımcıya cazip gelecek, pazarın daha şeffaf ve adil olmasını sağlayan ve küçük oyuncuların büyümesini sağlayan bir yasa olduğunu görüyoruz ve destekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Financial Times Başyazarı Martin Wolf Davos’ta Bloomberg HT’ye konuştu.

Zirvede değerlendirmede bulunan Wolf, 3 yıldır belirsizlikler içinde yaşadığımızı ve bu durumun halen devam ettiğini söyledi.

Wolf, “Başka şoklar olmadığını varsayarsak, bu yılın sonunda ekonomiler yeniden büyümeye başladı ve en kötüyü geride bıraktık. Enflasyon düşüyor ve hızlı düşüyor gibi görünüyor. Altta yatan enflasyon da tam net değil ama ABD haricinde işgücü piyasaları için endişe verici gibi durmuyor. Bu şartlar dahilinde faiz oranları kesinlikle yukarı çıkacak bu yılın ortalarında tepe seviyeyi bulmuş olacak. Yılın sonuna doğru düşer mi bunu bilemiyoruz” dedi.

Enflasyon beklentilerini de paylaşan Wolf, “ABD tarafında yüzde 5 seviyesine gelecek ve Avrupa için yüzde 3-4’ün çok üstüne çıkmayacak. Ben bunun da alt tarafında olur diye düşünüyorum. Çin’in bile toparlanma hikayesi var ki asıl büyük hikaye bu, enflasyon baskılarını da bu ortadan kaldıracak, enerji fiyatlarını etkileyecek” diye ekledi.

S4 Capital Yönetim Kurulu Başkanı Sir Martin Sorrell Davos Zirve’sinde Bloomberg HT’ye konuştu.

Zirve hakkında değerlendirmede bulunan Sorrell, bu senenin temasının doğru mesaj olduğunu söyleyerek, eskiden ekonomilerin gelişmesinin sınırsız olduğunu ama şimdiki dünyanın bölünmüş ve parçalanmış olduğunu, iş dünyasında aktörlerin hangi ülkede çalışacağını dikkatli seçmesi gerektiğini söyledi.

Sorrell, “Kuzey ve Güney Amerika çok fazla fırsat sunuyor. Yüksek teknoloji Kuzey Amerika’da işe yarayacak. Orta Doğu yüksek enerji fiyatlarında daha etkili olacak. Burada yapılan yorumların birçoğu şunu gösterdi ki merkez bankaları yılın ikinci yarısında tekrar enflasyonunun yükselmesini bekliyor.

Avrupa çok zorlu bir coğrafya. Özellikle savaşla birlikte uzun bir dönem bu durum devam edecek gibi gözüküyor. Putin’in geri adım atacağını düşünmüyorum. Zelenskiy’nin de geri adım atacağını düşünmüyorum. Şimdi demek ki Avrupa’yı çevreleyen güvenlik meseleleri oldukça yoğun geçecek” dedi.

Türkiye ve bölge ekonomileri hakkında da değerlendirme bulunan Sorrell, “Eğer bir şirketin yönetim kurulunda olsaydım ve eğer birisi bana Türkiye’ye ciddi bir yatırım yapmak istiyorum aynı zamanda Romanya, Polonya, Çekya, Slovakya ve de Ukrayna'da yatırım yapmak istiyorum derse çünkü Ukrayna'nın yeniden inşa edilmesi gerekiyor, hizmet sektöründe insanlarla sermaye yoğun bir yatırım yapacaksak tabii ki nelere bakarız; işte yargının hukukun üstünlüğüne ve belirliliğe ve ekonomiye bakarız. Belirsizliğin en az olmasını isteriz ama o bölgede belirsizlikler oldukça fazla bu da işleri zorlaştırıyor" diye ekledi.

Son olarak Sorrell, “Avrupa da resesyon riski var ama bunun bazıları kadar derin olmadığını söyleyeceğim. Minimal büyüme olabilir ılımlı bir kış geçiriyoruz gaz depolaması da yaptık bir dahaki yıla da bu devam edebilir. Bir dahaki yıl kış bu kadar ılımlı geçmeyebilir Avrupa’daki zorluklar çok belirgin” dedi.

Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Kenneth Rogoff, Davos Zirvesi’nde Bloomberg HT’nin sorularını yanıtladı.

Globalleşmenin geleceği hakkında değerlendirmelerde bulunan Rogoff, globalleşmeyle alakalı çok konuşma olduğunu ancak değişikliklerin bu kadar dramatik gelişmediğini dile getirdi. “Uzun vadede tersine globalleşmeden bahsediyoruz” diyen Rogoff, dünyanın Çin’in üretimine hala çok bağımlı olduğunu söyledi.

“Merkez bankaları tekrar sıkılaşmaya gidebilecek mi?” sorusunu yanıtlayan Rogoff, “2022 merkez bankaları için zor bir yıl oldu. Merkez bankaları sıkılaşmayı uzun vadede yapmayı amaçlıyor. Faiz oranlarını artırdıklarında hızlı bir şekilde borsayı ve konut fiyatları da etkiliyor, fakat reel sektörde bunun etkisinin görülmesi üç çeyrekten 1,5 yıla kadar devam edebilir” dedi.

Avrupa Merkez Bankası'nın işinin Fed'den kesinlikle daha zor olduğunu söyleyen Rogoff, “AMB, İtalya ve İspanya’nın da borçlarını idare etmek zorunda kalıyor. Bir merkez bankasından daha çok şeyi yapmak zorundalar, işleri çok zor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye'de merkez bankası bağımsızlığını kaybetti”

Küresel ekonomide yeni bir dönüm noktasına girildiğini dile getiren Rogoff, ultra düşük faiz oranlarının olmayacağını ve bu yıl için faiz oranlarının düşeceğini beklemenin çok iyimser olduğunu söyledi.

Türkiye’deki para politikası hakkında değerlendirmelerde bulunan Rogoff, “Türkiye'de merkez bankası bağımsızlığını kaybetti. Bu birçok ülkede kurumsal ve ekonomik istikrarı bir arada tutan şeydir. Ülkedeki enflasyon oranı çok yüksek” ifadelerini kullandı.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper Davos Zirvesinde Bloomberg HT’nin sorularını cevapladı.

Alper, küresel sorunlara çözüm bulunamadığını artık aksiyona geçilmesi gerektiğinin altını çizerken, Sabancı Holding’in yeni yatırımlarından bahsetti.

Zirve hakkında değerlendirmede bulunan Alper, “Dünya, küresel ölçekte enerji krizi, enflasyonist baskılar, gıda krizi, resesyon gibi sorunlar yumağı içerisinde. Parçalanmış bir dünyanın geleceğini tasarlamak Davos’un ana gündemi. Demek ki geçtiğimiz 5 yılda dünyanın kompleks sorununa sonuçlarına kalıcı çözümler üretemedik. En büyük beklentim artık söylemden aksiyona geçtiğimiz yol haritalarımızı belirlediğimiz ve uyguladığınız bir dönem olmasıdır. Tedarik zincirlerinin dönüşmesi Türkiye için bir fırsat. Türkiye’nin coğrafi avantajı devam ediyor. Rekabet için öngörülebilirlik en önemli kriter. Türkiye dünyanın temiz enerji üretim merkezi olabilir. Türkiye enerji ve sanayi alanında fark yaratabilir” dedi.

“Sürdürülebilirliğe yatırım yapıyoruz”

Holding hakkında değerlendirme bulunan Alper, yeni dönemde yapacakları yatırımların altını çizerek şunları söyledi:

“Yeni bir iklim teknolojileri şirketi kurduk. Yurt dışı enerji yatırımlarına başladık. Önümüzdeki dönem iklim ve malzeme teknolojileri ile dijital teknolojilere ağırlık vereceğiz. Sürdürülebilir alanlara yön veren şirketlerden olmak istiyoruz. Yeni dönem yatırımları dünya ölçeğinde hayata geçirmek için hazırız. Önümüzdeki 20-25 yılda dünyayı şekillendiren sürdürülebilirlik etrafında oluşacak yeni teknolojiler olacak. Biz de Türkiye olarak ya bunun müşterisi konumunda olacağız ya da bunu şekillendiren dinamiklerin içerisinde olacağız. Sabancı Holding olarak burada şekillendiren oyun kurucu sıfatıyla yer almak istiyoruz ve yatırımlar yapıyoruz.”

"Hisse geri alımlarında hedef iskonto oranını aşağı çekmek"

Alper özel söyleşide holdingin geri alım programı ve temettü dağıtımıyla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Alper “Önümüzdeki 5 yılda son 5 yılda yaptığımız yatırımın iki katını yapacağız. Bunların yüzde 25’ini mevcut işlerimizi büyütmek ve korumak için yapacağız. Yüzde 75’i de bahsettiğim alanlarda yapacağız. Yatırımlar için paramız ve borçlanma kabiliyetimiz var. Hisse geri alım programımızla hissemizi destekliyoruz. Sabancı Holding şirketlerimizin değerlenmesinin süreceğini düşünüyoruz. Hedefimiz iskonto oranını aşağı çekmek. Temettü politikasında bu sene de yüzde 5-20 bandında bir dağıtım yapacağız. Bazı şirketlerimizde enflasyon muhasebesi sonuçlarımızı geri çekiyor” dedi.