Yılmaz: İşsizlik oranları bir müddet daha yüksek kalacak

ANKARA (A.A) - 26.10.2010 - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, işsizlik oranlarının bir m&uuml;ddet daha kriz &ouml;ncesine kıyasla y&uuml;ksek seviyelerde seyretmesini beklediklerini s&ouml;yledi.Yılmaz, d&uuml;zenlediği basın toplantısında Enflasyon Raporu nun 2010 yılı son sayısının ana mesajlarını paylaştı.İ&ccedil; talepteki g&uuml;&ccedil;l&uuml; artışlar sonucu iktisadi faaliyetin toparlanmaya devam etmesinin istihdam koşullarının da iyileşmesini sağladığını belirten Yılmaz, tarım dışı istihdamda 2009 yılının ikinci &ccedil;eyreğinden itibaren g&ouml;zlenen hızlı toparlanmanın 2010 yılının &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde duraksadığı g&ouml;zlense de &ouml;nc&uuml; g&ouml;stergelerin bu durumun kalıcı olmadığına işaret ettiğini bildirdi.Bununla birlikte, gerek istihdam artışındaki g&ouml;reli yavaşlama gerekse işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranlarının y&uuml;ksek seyri nedeniyle işsizlik oranlarının bir m&uuml;ddet daha kriz &ouml;ncesine kıyasla y&uuml;ksek seviyelerde seyretmesini beklediklerini dile getiren Yılmaz, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde birim işg&uuml;c&uuml; maliyetleri &uuml;zerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceğini de tahmin ettiklerini belirtti.Yakın d&ouml;neme dair a&ccedil;ıklanan verilerin i&ccedil; talepteki toparlanmanın beklenenden bir miktar daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu ve yılın ikinci yarısında daha ılımlı bir b&uuml;y&uuml;me s&uuml;recine girildiğini g&ouml;sterdiğini anlatan Yılmaz, &Ouml;zel kesim talebine ilişkin g&ouml;stergeler, yılın &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde &ouml;zel kesim t&uuml;ketim ve yatırımlarının yıllık bazda y&uuml;ksek oranda artmaya devam ettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, para ve maliye politikalarının dengeleyici konumunun yanı sıra yakın d&ouml;nemde g&uuml;&ccedil;lenen sermaye girişlerinin de etkisiyle yılın son &ccedil;eyreğinde t&uuml;ketim ve yatırım harcamalarının hızlanabileceğini d&uuml;ş&uuml;nmekteyiz dedi.Yılmaz, kredilerin istikrarlı artışını devam ettirmesinin de iktisadi faaliyetteki toparlanmanın s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; teyid ettiğine dikkati &ccedil;ekti ve Bu d&ouml;neme dair vurgu yapmakta yarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bir diğer husus da kredi genişlemesinin gerek &ouml;l&ccedil;ek gerekse sekt&ouml;r temelinde ekonominin daha b&uuml;y&uuml;k kısmına yayılmaya devam ediyor olmasıdır dedi.Durmuş Yılmaz, gerek kredi faizlerindeki d&uuml;ş&uuml;k seyrin gerekse kredi riski g&ouml;stergelerindeki iyileşmenin etkisiyle, &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde kredi kanalının i&ccedil; talebe verdiği desteğin s&uuml;receğini tahmin ettiklerini vurguladı.Arz y&ouml;nl&uuml; kısıtların b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de ortadan kalkmasıyla, kredi ger&ccedil;ekleşmelerinin daha &ccedil;ok kredi talebine dair dinamikleri yansıttığını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini belirten Yılmaz, Kredi Eğilim Anketi sonu&ccedil;larına g&ouml;re, kriz sonrası s&uuml;re&ccedil;te şirketlerin kredi kullanma motivasyonlarının değişme eğiliminde olduğunu s&ouml;yledi.Kriz s&uuml;recinde şirketlerin, ağırlıklı olarak mevcut bor&ccedil;ların &ccedil;evrilmesi ve stok artışlarıyla işletme sermayesinin finansmanı amacıyla kredi talebinde bulunduklarını, krizin etkilerinin hafiflemesiyle ise borcun &ccedil;evrilmesi ama&ccedil;lı kredi talebi azalış eğilimine girerken, yatırım ama&ccedil;lı kredi talebinin arttığının g&ouml;zlendiğini ifade eden Yılmaz, yılın ilk yarısına dair GSYİH verilerinin ve iktisadi faaliyete dair diğer g&ouml;stergelerin de yatırım talebinde artışa işaret etmesinin, yatırım ama&ccedil;lı kredi talebindeki toparlanma ile uyumlu bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sergilediğini dile getirdi.İ&ccedil; talebin g&ouml;rece canlı seyrine karşılık, k&uuml;resel ekonomideki toparlanmanın yavaş olacağına ilişkin işaretlere paralel olarak dış talep g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;n&uuml;n de zayıf seyrini koruduğunu belirten Yılmaz, Diğer bir ifadeyle, k&uuml;resel ekonomideki sorunların devam etmesi i&ccedil; ve dış talebin toparlanma hızlarındaki ayrışmayı belirginleştirmektedir. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, net ihracatın b&uuml;y&uuml;meye olumsuz katkısının artacağını d&uuml;ş&uuml;nmekteyiz. Ayrıca, son &uuml;&ccedil; ay i&ccedil;inde k&uuml;resel iktisadi faaliyete dair g&uuml;ncellenen tahminler, ticaret ortaklarımızın b&uuml;y&uuml;me g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;nde kayda değer bir iyileşmeye işaret etmemektedir diye konuştu.Enflasyon tahminlerimizi g&uuml;ncellerken i&ccedil; talebin bir &ouml;nceki d&ouml;neme kıyasla daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; seyrettiği, dış talepteki zayıf seyrin yurt i&ccedil;i iktisadi faaliyeti sınırlamaya devam ettiği, bu &ccedil;er&ccedil;evede toplam talep koşullarının enflasyona d&uuml;ş&uuml;ş y&ouml;n&uuml;nde verdiği katkının azalarak da olsa s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; bir &ccedil;er&ccedil;eveyi esas aldıklarını ifade eden Yılmaz, şunları s&ouml;yledi: Tahminlerimizi oluştururken, maliye politikası i&ccedil;in Ekim ayında g&uuml;ncellenen OVP projeksiyonlarını temel aldık. Bu doğrultuda, 2010 yılının kalanında kamu harcamalarında ge&ccedil;ici bir hızlanma olacağını, 2011 yılından itibaren ise faiz dışı harcamaların milli gelire oranının kademeli olarak gerileyeceğini &ouml;ng&ouml;rmekteyiz. İktisadi faaliyetin OVP de &ouml;ng&ouml;r&uuml;lenden daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; seyretmesi halinde ortaya &ccedil;ıkabilecek mali alanın ise dengeleyici maliye politikası yaklaşımı ile uyumlu olarak, kısmen kamu borcunun azaltılmasında kullanılacağını varsaydık. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, borcun milli gelire oranındaki d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n devam ettiği, risk priminde ise tahmin ufku boyunca &ouml;nemli bir değişim olmadığı bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; esas aldık. Ayrıca, tahminlerimizi &uuml;retirken vergi ayarlamalarının enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; temel almış bulunmaktayız. -SEBZE FİYATLARINDAKİ ARTIŞ-Temmuz Enflasyon Raporu nu yayımladıkları d&ouml;nemden bu yana, tahminlerine temel oluşturan varsayımları g&uuml;ncellemelerini gerektiren bazı gelişmelerin ortaya &ccedil;ıktığına da işaret eden Yılmaz, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyrekte sebze fiyatlarının &ouml;ng&ouml;r&uuml;lerinin olduk&ccedil;a &uuml;zerinde bir artış sergilemesi ve et fiyatlarındaki d&uuml;zeltmenin gecikmesinin, kısa vadede gıda grubu enflasyon oranı varsayımlarını yukarı y&ouml;nl&uuml; g&uuml;ncellemelerini gerektirdiğini kaydetti.Bu &ccedil;er&ccedil;evede, gıda enflasyonu varsayımlarını 2010 yılı sonu i&ccedil;in y&uuml;zde 7,5 ten y&uuml;zde 10,5 seviyesine &ccedil;ektiklerini, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin varsayımları da y&uuml;zde 7 olarak koruduklarını belirten Yılmaz, s&ouml;z konusu değişikliğin 2010 yıl sonu enflasyon tahminleri &uuml;zerindeki yukarı y&ouml;nl&uuml; etkisinin de 0,8 puan olduğunu bildirdi.Yılın &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde işlenmemiş gıda fiyatlarının &ouml;ng&ouml;r&uuml;lerinin belirgin olarak &uuml;zerinde seyretmesine karşılık, temel mal ve hizmet fiyatlarının artış hızındaki yavaşlamanın beklediklerinden daha belirgin olduğunu ifade eden Yılmaz, Diğer bir ifadeyle orta vadeli tahminlerimiz a&ccedil;ısından &ouml;nemli olan ve enflasyonun ana eğilimini yansıtan temel enflasyon g&ouml;stergeleri, &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zden daha hızlı gerilemiştir. Bu gelişme, 2010 yıl sonu enflasyon tahminimiz &uuml;zerinde yaklaşık 0,8 puan d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml; y&ouml;nde etki yaparken tahminlerimizin başlangı&ccedil; noktasını aşağı y&ouml;nl&uuml; g&uuml;ncellememizi de beraberinde getirmiş ve orta vadeli enflasyon tahminlerimizi de aşağı y&ouml;nl&uuml; etkilemiştir dedi.G&uuml;ncellenen tahminlerinin, politika faizlerinin bir m&uuml;ddet daha sabit ve uzun s&uuml;re d&uuml;ş&uuml;k d&uuml;zeylerde kaldığı bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m esas alındığında, toplam talep koşullarının enflasyona d&uuml;ş&uuml;ş y&ouml;n&uuml;nde verdiği katkının bir s&uuml;re daha devam edeceğine işaret ettiğini vurgulayan Yılmaz, ş&ouml;yle devam etti: Mevcut konjonkt&uuml;rde enflasyonun artmasında belirleyici olan ge&ccedil;ici fiyat hareketlerinin kademeli olarak etkisinin de azalmasıyla, enflasyonun &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki iki &ccedil;eyrek boyunca belirgin bir d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;stereceğini ve 2011 yılının ikinci yarısından itibaren orta vadeli hedeflerle uyumlu d&uuml;zeylere geleceğini tahmin etmekteyiz. Para politikasının tamamen kontrol&uuml; dışında olan işlenmemiş gıda ve t&uuml;t&uuml;n kalemlerinden kaynaklanan fiyat artışlarının yıllık enflasyon &uuml;zerindeki katkısının halihazırda 5 puan civarında olduğu dikkate alındığında, sadece bu kanaldan enflasyondaki d&uuml;ş&uuml;ş i&ccedil;in &ouml;nemli bir alan olduğu ortaya &ccedil;ıkmaktadır.İşlenmemiş gıda fiyatlarında g&ouml;zlenen dalgalı seyirle t&uuml;t&uuml;n &uuml;r&uuml;nlerine ilişkin vergi ayarlamaları gibi para politikası kontrol&uuml; dışındaki unsurlar, t&uuml;ketici enflasyonunun oynaklığını artırarak &ouml;nemli bir tahmin belirsizliği oluşturmakta, bu durum enflasyonun ana eğiliminin doğru anlaşılmasını ve beklenti y&ouml;netimini zorlaştırmaktadır. İşlenmemiş gıda &uuml;r&uuml;nlerinde yıllık enflasyon 2010 yıl sonu i&ccedil;in y&uuml;zde 17, sonraki iki yıl i&ccedil;in ise y&uuml;zde 9 olarak varsayılmıştır. T&uuml;t&uuml;n ve alkoll&uuml; i&ccedil;ecekler grubu endeksi yıllık artış oranının ise 2010 yılı sonunda y&uuml;zde 24 d&uuml;zeyinde, sonraki yıllarda ise enflasyon hedefleriyle uyumlu seviyelerde ger&ccedil;ekleşeceği varsayılmıştır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, işlenmemiş gıda ile t&uuml;t&uuml;n ve alkoll&uuml; i&ccedil;ecekler kalemlerini dışlayan enflasyon g&ouml;stergesinin 2011 yılının ilk yarısında baz etkileri nedeniyle dalgalı bir seyir izleyeceğini, orta vadede ise y&uuml;zde 4 &uuml;n bir miktar &uuml;zerinde istikrar kazanacağını tahmin etmekteyiz. Yılmaz, bu noktada enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne ilişkin a&ccedil;ıklanacak her t&uuml;rl&uuml; yeni veri ve haberin para politikası duruşunun değiştirilmesine neden olabileceğini vurguladı ve enflasyon tahminlerini oluştururken para politikasının g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne ilişkin ifade ettiği varsayımların, kendilerince verilmiş bir taahh&uuml;t olarak algılanmaması gerektiğinin de altını &ccedil;izdi.

Yılmaz: İşsizlik oranları bir müddet daha yüksek kalacak

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, işsizlik oranlarının bir müddet daha kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyretmesini beklediklerini söyledi

Öne Çıkanlar