Advertisement

Başlıktaki bir önerme; elbet, olup olamayacağını tartışacağız.

Bugün gelen sıcak bir haber var: Michael Kors, Versace'yi 2.12 milyar dolara satın aldı. İkinci soruyu soruyorum: LC Waikiki, Versace'yi alabilir mi?

İlk soruya evet yanıtı veriyorsanız, ikinci soruya "neden olmasın" yanıtını verirsiniz zaten. Ama ilk soruya "hayır" cevabı veriyorsanız, ikinci soru zaten gereksiz, sorulmamış kabul edin.

Sonda söyleyeceklerimizi baştan söyleyelim, ilk sorunun da ikinci sorunun da yanıtı "imkansız" değil.

Ama biraz üzerinde çalışmak gerek.

Size bir global tekstil&konfeksiyon modelinden sözedeceğim: INDITEKS

Inditeks, Zara'nın üst şirketi. Zara'nın altında; Massimo Dutti, Pull&Bear, Bershka, Stradivarius, Oysho, Zara Home ve Uterqüe gibi 7 güçlü marka ve onlarca aynı markalara ait ikincil markalar ve bunlara ait yüzlerce "isimsiz" tedarikçi var.

Zara'nın geçen yılki cirosu yaklaşık 25 milyar dolar. LC Waikiki'nin geçen yılki cirosu Zara'nın 10'da 1'i kadar(2.5 milyar dolar)

Zara bugünlere nasıl geldi? 

Şöyle geldi: Çatıda bir şirket vardı INDITEKS. Tüm tedarik, lojistik, insan kaynakları havuzu, pazarlama, satış ve bayi ağı çalışmasını Inditeks yapıyor. Zara ise kanatlarının altına aldığı biraz önce yukarda saydığımız 7 şirketi ve onların alt markalarını dünyanın heryerine uçuruyor.

Uçurma dedim, kanatlarının altında dedim, bunlar metafor değil. Bildiğiniz bir anaç kartal gibi tüm yavrularını kanatlarının altına alarak, o ülkeden ötekine uçuyor.

Model şöyle çalışıyor: Zara bir ülkeye gireceği zaman, 7 alt markası ve alt markaların ikincil markalarını topluca pazarlıyor. Bir "havuz" oluşturuyor. Bu havuzda güçbirliği doğuyor. Şöyle ki; tek bir insan kaynakları havuzu, tek bir denetim havuzu, tek bir pazarlama havuzu, tek bir satış havuzu, tek bir reklam havuzu, tek bir muhasebeleştirme havuzu ve tek bir yerel hükümetle çalışma havuzu.

Aksi olsaydı, yani Zara bir kartal gibi yavrularını uçurmamış olsaydı ne olurdu? Giderler firma sayısı kadar katlanacaktı. Giderleri artan yavru firmalar zora girdikçe bir bir kapanma tehlikesi yaşayacaktı. Bu modelde ise Zara'nın görünmeyen eli hem giderleri azaltıyor, hem karlılıkları artırıyor.

Gelelim Türkiye'ye ve bu modelin Türk tekstil ve konfeksiyon sektörüne nasıl uyarlanacağına:

Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü Balkanlar'da, Rusya'da, Ukrayna'da, İran'da, Kuzey Afrika'da mağazalar açıyor. Henüz AB, ABD, Çin, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Latin Amerika pazarlarında etkin değiliz. Yukarda verdiğimiz Zara modeli uygulanabilirse, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü hem yıllardır aşina olduğu Balkanlar, Doğu Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika pazarlarında daha etkin olabilir hem de, henüz uçamadığımız coğrafyalarda kanat açabiliriz.

Bir örnek:

Diyelim mi, Türkiye'de adı sanı bilinen bir tekstil&konfeksiyon markanız var. Bir ülkede mağaza açmaya karar veriyorsunuz. Uçağa atlayıp en az 3-4 işgününüzü harcayıp ilgili ülkeye uçuyorsunuz. Önce o ülkenin dilini bilen bir rehber buluyorsunuz. Bu rehber sizi mağaza açabileceğiniz yerlere götürüyor. Mağaza yerini bir alışveriş merkezinde buluyorsunuz. 30 metrekare mağaza için kiralama, muhasebe, vergi, yerel mevzuat ve hükümetle ilişkiler için elemanlar buluyorsunuz. Sonra bu "ilkel" örgütlenme yardımıyla mağazanızı çekip çevirecek elemanlar buluyorsunuz. Mağazayı açıyorsunuz, bazan yürüyor, bazan da yürümüyor ve kapanıyor.

Hesabı bir daha yapalım: 30 metrekare mağaza için ekspertiz uzmanı, muhasebe&vergi elemanı, hukuk işleri uzmanı, hükümetle ilişkiler kişisi, mağaza elemanları için insan kaynakları departmanı kuruyorsunuz. Dikkatiniz çekmek isterim, tüm bu altyapıyı 30 metrekarelik bir mağaza için yapıyorsunuz.

Şimdi, sistemi Zara'ya uyarlayalım:

Türkiye'nin tekstil&konfeksiyonda en büyük markası 2.5 milyar dolarlık cirosu ile  LC Waikiki;  6-7 yerli markayı(daha fazla da olabilir) yanına alıp herhangi bir ülkeye gittiğinde tek bir insan kaynakları departmanı, tek bir muhasebe&vergi departmanı, tek bir hukuk işleri departmanı, tek bir hükümetle ilişkiler kişisi, tek bir lojistik ağı, tek bir tedarik zinciri ile bunu başarabilir mi? Başarabilir. Giderler firma sayısı ölçeğinin altına gelir mi? Gelir. Markaların birbiri ile iletişimi artar mı? Artar. Diğer global tekstil&konfeksiyon markaları ile pazarlama-reklam-satış konularında yarışabilir mi? Yarışır.

Bugün bu yapıyı kurabilirsek, yarın Prada, Louis Vuitton gibi bir dev satıldığında onlara talip olabiliriz. Bugün Versace'yi kaçırmış olabiliriz ama gelecekte daha iyilerini satın alıp Türk markası etiketine kavuşturabiliriz.

Bunu yapmazsak ne olur?

Bugünkü gibi irili ufaklı, verimsiz, yüksek giderlerle büyüyen ve "küçük olsun benim olsun" şirketleri ile kendimizi avutur dururuz.